Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), hafta sonu parti genel merkezinde referandum ve Newroz gündemiyle toplanan Parti Meclisi (PM) ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK), toplantının sonuçlarını yazılı olarak paylaştı.

Sonuç bildirgesinde, dış politikadan iç siyasal gelişmelerin ele alındığı toplantıda, Newroz Bayramı'na ilişkin hükümete sağduyu çağrısında bulunuldu.

Açıklamada, BM’nin sokağa çıkma yasağı uygulanan Kürt kentlerine ilişkin raporunu değinilere, “AKP-Erdoğan rejiminin halklarımıza yaşattığı zulüm, ağır insan hakları ihlalleri ve insanlık suçları saklanamaz hale gelmiş ve Türkiye’nin de üyesi olduğu uluslararası kuruluşların raporlarıyla dünyaya ilan edilmiştir. Bu raporların kağıt üzerinde kalmayacağı ve somut yaptırımlara bürüneceği açıktır. İktidar bugün de aynı fütursuz ve hukuksuz uygulamalarıyla Nusaybin ve Lice köylerinde insan hakları ihlallerini sürdürmekte, suç işlemektedir” denildi.

Sonuç bildirgesinde, toplantının 13 yıl önce Kamişlo, 22 yıl önce Gazi ve Ümraniye, 29 yıl önce Halepçe ve 39 yıl önce İstanbul Üniversitesi katliamlarında yaşamını yitirenlere adandığı açıklandı.

AYM’YE TUTUKLU VEKİLLER ÇAĞRISI

Anayasa Mahkemesi’nin 115 gündür kendisine yapılan başvuruları gündemine almadığına dikkat çekilen açıklamada, “AYM, Balbay- Haberal hakkındaki kararına uygun bir tutumu sergilememe konusunda hukuk ihlali yapmaktadır. AYM’ye, hükümetin ve Erdoğan’ın ağır baskısına direnme ve kararına sahip çıkma çağrısı yapıyoruz. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland’ın ‘eğer AYM görevini yapmayacaksa AİHM devreye girmelidir’ içerikli açıklaması Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni çiğnediğine dair açık bir uyarıdır” ifadesi kullandı.

Açıklamada toplantıların güncel gelişmelere ilişkin alınan kararlar da başlıklar halinde paylaşıldı.

Son günlerde Avrupa ülkeleri ile yaşanan krizlere de değinilen açıklamada, AK Parti’nin Türkiye’yi uluslararası alanda itibarsız duruma getirdiği savunuldu.

Açıklamanın devamında şöyle denildi:

“AKP-Erdoğan rejiminin halklarımıza yaşattığı zulüm, ağır insan hakları ihlalleri ve insanlık suçları saklanamaz hale gelmiş ve Türkiye’nin de üyesi olduğu uluslararası kuruluşların raporlarıyla dünyaya ilan edilmiştir. Bu raporların kağıt üzerinde kalmayacağı ve somut yaptırımlara bürüneceği açıktır. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin 10 Mart 2017 tarihli rapor açıklaması, Temmuz 2015-Aralık 2016 arasında Şırnak, Cizre, Sur, Nusaybin, Yüksekova başta olmak üzere 30 Kürt kentini ve mahallelerini etkileyen, yüzbinlerce insanı yerinden eden sokağa çıkma yasakları ve sivillerin ölümüne neden olan operasyonlar sırasında büyük çaplı yıkım yaşandığına, cinayetler işlendiğine ve insan hakları ihlalleri yapıldığına açıkça işaret etmektedir. İktidar bugün de aynı fütursuz ve hukuksuz uygulamalarıyla Nusaybin ve Lice köylerinde insan hakları ihlallerini sürdürmekte, suç işlemektedir.”

‘HAYIR FRENSİZ GİDİŞİ DURDURACAKTIR’

Referandum kampanyasına dair değerlendirmeler başlığı altında ise “Hayır’ın hepimize kazandıracak” denildi.

AKP  VE MHP’LİLERE ÇAĞRI

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

“16 Nisan Anayasa referandumu, AKP iktidarının bu frensiz gidişini durdurmanın, Türkiye’de yeniden demokrasi ve insan hakları, hukukun üstünlüğü anlayış ve ilkelerine dayalı bir dönemin inşa edilmesinin fırsatı ve imkanıdır. Partimiz bu Anayasa değişikliği referandumunda ‘Hayır’ sonucunun çıkması için tüm örgütsel, fikirsel, politik ve kurumsal enerjisini ve imkanlarını tüm bileşenleri ve ittifakları ile harekete geçirmiştir. İl il, ilçe ilçe, mahalle mahalle, ev ev, işyerleri ve her yerde ‘Hayır’ çalışmasını sürdürmektedir. Bu tutumumuz eskiyi, 12 Eylül Anayasası’nı savunmak için değil, yeniyi, özgürlükçü, eşitlikçi ve demokratik bir anayasayı, yeni bir toplumsal sözleşmeyi yapabilmek içindir.”

Sandık güvenliğini sağlamak için tüm yurttaşlara görev alma çağrısı yapılan açıklamada yine AK Parti ve MHP’ye oy ve gönül veren yurttaşlara da çağrı yapıldı.

AKP ve MHP’li seçmenlere, “Demokratik bir cumhuriyette, ortak vatanda, eşitlik, özgürlük ve barış içinde, birlikte ve yan yana yaşayabilmenin zeminini güçlendirmek için sorumlu bir davranış hepimize kazandıracaktır. ‘Tek kişi yönetimi’ demokratik değildir sürdürülemez; istikrarı ve huzuru, toplumsal barışı sağlayamaz” denildi.

CİZRE’YE ALINMAYAN BAKANLAR HATIRLATMASI

AKP’li kimi isimlerin Avrupa’daki referandum çalışmalarının engellenmesine ilişkin ise “Referandum çalışmalarının Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde sürdürülmesinin idari ve hukuki girişimlerle engellenmesi demokratik teamüller, ilkeler ve ifade özgürlüğü açısından kabul edilebilir değildir. Bu tutumları kınıyoruz. Ancak demokratik ilke ve teamüllere sahip çıkılacaksa, bu Türkiye için de geçerlidir, Avrupa için de. Aksi durum ikiyüzlülük, samimiyetsizlik ve çifte standarttır. Bugün hükümet mensuplarının çeşitli ülkelerde karşı karşıya kaldıkları uygulamaların çok daha vahimleri Türkiye sınırları içinde bizlere, HDP’li vekillere ve parti yöneticilerine karşı bizzat bu iktidar tarafından her gün uygulanmaktadır. Kendi ülkesinde ilçelere ve köylere, kentlere girişleri asker ve polis zoruyla engellenen HDP’li bakanları ve milletvekillerini unutmuyoruz” değerlendirmesi yapıldı.

NEWROZ ÇAĞRISI

Açıklamanın son olarak önümüzdeki günlerde startı verilecek olan Newroz kutlamalarına ilişkin çağrıya yer verilerek, şu ifadeler kullanıldı:

“Önümüzdeki günler Newroz kutlamalarının başlayacağı günlerdir. Newroz kutlamalarının da aynı kararlılık ve kitlesellikle, barış içinde gerçekleşmesi için bizler üzerimize düşen her türlü adımı atacağız. Demokratik kutlamaların engellenmemesi, önünün kesilmemesi gereklidir. İktidara, Newroz’un barış, kardeşlik ve umut mesajlarının bütün Ortadoğu coğrafyasında yaşayan halklar tarafından verildiği geleneksel bir gün olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Bu Newroz, IŞİD barbarlığına karşı mücadele eden halklar açısından da son derece önemlidir. Bizler bu sorumluluk, kararlılık ve sağduyuyla davranacağız; aynı sorumlu davranışı bu ülkeyi yönetenlerden de beklediğimizi bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz.”

(Kaynak: Dihaber)