Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır, İstanbul, Van ve İzmir’de düzenlediği ‘Vicdan Nöbetleri’nden sonra 23 Ağustos’ta gerçekleştirilen Parti Meclisi toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı.

Bildiride, “AKP-MHP kirli ittifakı tarafından halkımıza giydirilmeye çalışılan deli gömleğini yırtmak için bundan sonra da “Durmayalım, Dur Diyelim! Faşizmi Durduralım, Birlikte Değiştirelim!” kampanyası çerçevesinde demokrasi güçleri ile ortaklaşarak sürdüreceğimiz mücadelemiz kesintisiz olarak devam edecektir. Eylül ayından başlayarak gerçekleştireceğimiz mitingler, halk toplantıları ve şölenler ile sokakları ve meydanları mücadele alanlarına dönüştürecek, faşizmi kurumsallaştırmayı hedefleyenlere ‘Dur’ diyeceğiz” denildi.

Bildirgede Ortadoğu’daki son gelişmeler, hükümetin dış politikasına dair eleştiriler, 171 gündür açlık grevinde olan tutuklu eğitimciler ve devam eden OHAL gibi konulara ilişkin dokuz madde yer aldı.

Partinin açıkladığı iki aylık eylem planına katılım çağrısı yapılan bildirideki maddeler ise şöyle:

1- Bugün Ortadoğu’da yaşananlar, bölgenin yüzlerce yıllık tarihini yeniden ve halkların kendi öz iradeleri doğrultusunda var etme mücadelesini bağrında taşımaktadır. Suriye Demokratik Güçleri’nin Rakka’da IŞİD işgaline son vermek için giriştiği savaşın sonuçlanmasıyla kuşkusuz ki bölgede yeni bir aşamaya ulaşacağız. Bölge halklarının IŞİD’e ve onu destekleyen yapılara karşı uzun süredir büyük bedeller ödeyerek sürdürdüğü mücadeleye karşın, ABD ve Rusya başta olmak üzere küresel ve bölgesel alt emperyal hevesli güçlerin bölge halklarının iradesi dışında bir çözümü ve ulus devlet statükoculuğunu dayatmaları, bölgenin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engeli oluşturmaya devam ediyor. HDP olarak, halkların kendi kaderlerini tayin etmesi ilkesinden hareketle; tüm Ortadoğu halklarının kendi gelecekleri konusunda söz sahibi olmaları ve özgür bir yaşamı inşa etmeleri için her türlü desteği ve dayanışmayı ortaya koyma konusundaki kararlılığımızı bir kez daha ifade ediyoruz.

2- AKP iktidarının son günlerde artırdığı diplomatik ve askeri temaslar bölgede yeni bir kanlı sürecin başlatılmak istendiğinin en açık göstergesidir. İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakiri’nin Türkiye ziyareti sırasında gündeme gelen Kürtlere yönelik ortak askeri operasyon gerçekleştirme planı, bölgeyi sürekli bir savaş girdabına hapsetme girişimdir. Güney Kürdistan’da, Şengal ve diğer bölgelerde Kürtlere yönelik yapılacak operasyonlar sadece o bölgede yaşayan Kürtlerin kazanımlarına yönelik bir müdahale değil, başta Güney Kürdistan’da kazanılmış tüm hakların tehlikeye girmesiyle birlikte, Kuzey Suriye Federasyonu’na yönelik de bir tehdit ve saldırı anlamını taşımaktadır. Bütün demokrasi güçlerini hükümetin bu saldırı politikalarını boşa çıkarmak için itirazlarını yükseltmeye çağırıyoruz.

3- Federal Kürdistan bölgesinde gündeme gelen referandum konusu, bir halkın kendi geleceğini tayin etmesi anlamında ilkesel olarak doğrudur ve demokratik teamüllere uygundur. Kürdistani halklar açısından bu denli önemli olan referandumun yeterli hazırlık ve zemin oluşturularak gerçekleştirilmesi en büyük temennimizdir. Özellikle Ulusal Kongre konusunda beklentilerin karşılanmadığı bir süreçte referandumun gerçekleştirilmeye çalışılmasının birçok yeni gerilimi beraberinde getirebileceği kaygımızı da bu vesileyle kamuoyuyla paylaşmak isteriz.

4- Ezidi halkı 2014 yılında IŞİD tarafından gerçekleştirilen katliama karşı mücadelesini yeni bir aşamaya taşıdı ve Şengal Demokratik Özerk Meclisi özerklik ilan etti. Bu gelişme ile Ezidi halkı kendi geleceğini kendisinin belirleyeceğini ve yeni bir fermanı; katliam, göç ve tehciri yaşamamak için mücadele kararlılığını ilan etmiştir. HDP olarak, Êzidîxan’ın Demokratik Özerlik Projesi’ni selamlıyor, başta bölgede yaşayan Kürtler olmak üzere tüm halklara bu projeyi sahiplenme çağrısı yapıyoruz.

5- OHAL ve KESK’in katılımının engellendiği koşullarda gerçekleşen TİS görüşmeleri yandaş konfederasyonun maharetiyle emekçileri değil iktidarı kollayan bir orta oyununa dönüşmüştür. Ortalama maaşın yoksulluk ücretinin altında kaldığı, emekli maaşlarının açlık sınırına yakın olduğu günümüzde, AKP ve onun konfederasyonunun anlaştıkları ücret artışı, sefalet ücretlerinde bir yaşamı kamu emekçilerine ve emeklilerine dayatmaktadır. Erdoğan rejiminin finansmanı emekçilerin sırtına yüklenmeye devam edilmektedir. Bütçeden kamu emekçilerinin ve emeklilerinin hak ettiği pay Erdoğan rejiminin ihtiyaçlarına ayrılırken, emekçilerin tüm hakları gasp edilmektedir. Kamu emekçilerinin haklı mücadelesinde yanlarında olmaya ve eşitlikçi bir demokrasi mücadelesini yükseltmeye devam edeceğiz.

6- Son günlerde basında hükümetin cezaevlerinde tek tip uygulamasını hayata geçirmek için 70 bin kıyafet hazırladığına ilişkin haberler yer almaktadır. Bu tehlikeli bir yoldur. 12 Eylül darbesi sırasında gündeme gelen bu uygulama can kayıpları pahasına, devrimci tutsakların mücadelesi sonucu geri püskürtülmüştü. Cezaevlerindeki tutsaklar, bütün ülkeyi tek tipleştirme peşindeki AKP Genel Başkanı’nın 1980 darbecilerinden kopyaladığı bu uygulamasına karşı çıkacaklarını ve elbiseleri yırtıp atacaklarını açıkladılar. HDP olarak, tekçi zihniyetin tek tip kıyafet dayatmasına karşı tutsakların yanında olduğumuzu ve tek tipleştirmeyi kabul etmeyeceğimizi belirtiyoruz. Bu konuda tüm toplumu duyarlı olmaya çağırıyoruz.

7- KHK ile atıldıkları işe dönmek için akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın başlattığı açlık grevi 170. gününe girdi. Sağlık durumları gittikçe kötüleşen iki eğitimcinin yakınları ve avukatları ile görüşmeleri kısıtlanmakta ve infaz hastanesi doktorları tarafından zorla müdahale ile tehdit edilmektedirler. Yeni acıların yaşanmaması ve Nuriye ile Semih’in yaşatılması için taleplerinin derhal kabul edilmesi ve işe dönmelerinin sağlanması için çabalarımızı artıracağız.

8- AKP-MHP kirli ittifakı tarafından halkımıza giydirilmeye çalışılan deli gömleğini yırtmak için bundan sonra da “Durmayalım, Dur Diyelim! Faşizmi Durduralım, Birlikte Değiştirelim!” kampanyası çerçevesinde demokrasi güçleri ile ortaklaşarak sürdüreceğimiz mücadelemiz kesintisiz olarak devam edecektir. Eylül ayından başlayarak gerçekleştireceğimiz mitingler, halk toplantıları ve şölenler ile sokakları ve meydanları mücadele alanlarına dönüştürecek, faşizmi kurumsallaştırmayı hedefleyenlere ‘Dur’ diyeceğiz.

9- Mücadele ederek örgütlenme, örgütlenerek mücadeleyi yükseltme ilkesini benimseyen partimiz ilçe kongrelerini önemli ölçüde tamamlamıştır. Parti Meclisimiz, Eylül ayından itibaren il kongreleri için start verme ve örgütlenme seferberliğini başlatma kararı almıştır.

(Kaynak: Gazete Karınca)