Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nun HDP’li üyeleri Garo Paylan ve Erol Katırcıoğlu, 71 maddelik “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne muhalefet şerhi düştü.

TORBA ÇORBAYA DÖNDÜ

Komisyon görüşmelerinde, birbiriyle bağlantısı olmayan kanunlarda değişiklik öngören “torba yasa” teklifinin, “birinci parti tarafından bakanlıklar dolaşılarak” hazırlandığı yönünde bilgi verildiğine vurgu yapılan şerhte, bunun Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin çöküşünün ve bakanlıkların gezilmesi ifadesinin de “torba” kavramının “çorba”ya dönüştüğünün itirafı olduğu belirtildi.

Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın haberine göre Şerhte, “Tek insan inşası açısından yeni bir uygulamayla karşı karşıyayız. Dünya otoriterleşme inşaları açısından AKP yeni bir yöntem bulmuş durumda. Demokrasinin geliştirilmesi yerine otoriterleşmenin tesisine dair fikir üreten bir anlayışla karşı karşıya bulunmaktayız” denildi.

SEÇİMLER ÖNCESİ MUHALEFETİN ELİ ZAYIFLATILIYOR

Şerhe göre teklif daha fazla merkezileşme ve otoriterleşmeyi sağlayacak düzenlemeler içeriyor.

Bunlardan biri belediyelerin yatırım projelerinin onayının Cumhurbaşkanına veriliyor olması. Şerhte bu durumun tek adam yönetimine doğru gidildiğinin en net göstergelerinden biri olduğu ifade edildi, “Yaklaşan yerel seçimler öncesi muhalefetin elini zayıflatmaya çalışan bir anlayıştır. Belediyelerin bütçelerinden idari kararlarına kadar oldukça geniş bir yelpazede yetkilerini arttırmak katılımcı demokrasinin en önemli şartlarından biri iken, bazı yetkilerin Bakanlıklara bazı yetkilerin ise doğrudan bir kişiye bağlanması son derece sorunlu bir yaklaşımın dışa vurumudur” denildi.

Şerhe göre merkezileşme üzerinden otoriterleşmeye ikinci örnek Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi kurulması oldu. Bu Komite’nin daha kurulmadan çalışmaya başladığına vurgu yapılan şerhte, şu eleştiriler yer aldı:

“Bu komitenin kurulmasının diğer konulardan farklı bir tarafı vardır. Bir süredir söylenen söze uydurulan kanunlar, bu komite de ortaya çıktığı üzere söylenmeden kurulup sonra kanunu buna uydurma girişimi vardır. Komisyon görüşmeleri sırasında Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın attığı bir tweet ile bu komitenin zaten kurulmuş olduğu ve ikinci toplantısını yaptığı öğrenilmiş oldu. Tek insan inşası açısından yeni bir uygulama ile karşı karşıya bulunuyoruz. Yani dünya otoriterleşme inşaları açısından AKP yeni bir yöntem bulmuş durumdadır. Demokrasinin geliştirilmesi yerine otoriterleşmenin tesisine dair fikir üreten bir anlayış ile karşı karşıya bulunmaktayız.”

BÜYÜK FİNANSAL KRİZE HAZIRLIK

Şerhte finansal sistemin bütününe sirayet edebilecek ölçüde olumsuz gelişmenin yaşanması halinde Cumhurbaşkanı’na yetki tanıyan maddenin büyük bir finansal krize yönelik yapıldığı ve bu krizi tetikleyecek şekilde yetkilerin Cumhurbaşkanına devredilmesinin iki yanlıştan bir doğru çıkarma hezeyanı olduğu ileri sürüldü.

CUMHURBAŞKANI KABİN MEMURLARINDA DA YETKİ SAHİBİ

Türk Hava Kurumu ve sivil havacılıktaki pilot ve kabin memurlarının gelir vergisi istisnasının oranına da Cumhurbaşkanı’nın karar vermesinin “yürütme erkine tanınan süper yetki” olduğu belirtilen şerhte şöyle denildi:

“Söz konusu madde hem vergi meselesinin sürekli olarak ‘istisna’lar üzerinden işlenmesine hem de Cumhurbaşkanına aşırı yetki verilmesine dair eleştirilerin konusudur. Cumhurbaşkanının diğer erkler karşısında güçlenmesinin bir yansıması olarak Cumhurbaşkanı artık ülkedeki kabin memurlarından tutalım da yaşama dair her konuda mutlak yetki sahibi edilmek istenmektedir. Uçuş görevlilerinin vergi istisnasının oranlarını Cumhurbaşkanınca neden belirleneceği ve belirlenirken hangi kriterleri esas alacağı konusu dahi muğlaktır. Yani söz konusu durum tamamıyla Cumhurbaşkanının insafına bırakılmaktadır.”

BÜYÜKELÇİ UNVANINDA EŞ DOST ŞÜPHESİ

Teklife Komisyon görüşmeleri sırasında büyükelçi unvanı verilerek özel bir misyonla görevlendirilenlerin bu unvanının Cumhurbaşkanınca geri alınmadığı müddetçe devam etmesinin önünü açan bir madde eklendi.

Şerhte, “Bu düzenleme eş dost ilişkileri ve nepotist bir temelde getirildiği şüphesi ortaya çıkarmaktadır. Oysa özel bir misyonla görevlendirilip büyükelçi olarak atanan bir kişinin büyükelçi unvanını göreviyle sınırlayan hükmü kaldırıp ‘Cumhurbaşkanınca geri alınmadığı müddetçe’ devam edebilmesinin önünü açan önemli bir düzenleme, torba yasa görüşmelerinde bir oldubittiye getirilerek, yangından mal kaçırırcasına ek madde ihdasıyla getirilmemelidir. Böylesi önemli bir düzenleme yasama kalitesi ve etiği açısından yasamayı dikkate alıp ona saygı duyan bir ciddiyetle sunulmalıdır” görüşüne yer verildi.