HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "İstihbarata sordum, İnce'nin Diyarbakır mitingine katılanlar HDP'lilermiş" sözlerini eleştirdi. HDP Eşbaşkanı, Sen istihbaratı bunun için tutuyorsan hiç gerek yok, bize sorsaydın. Sen esas kendi mitingini istihbarata sor" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin İzmir Bornova Seçim Bürosu açılışına katıldı. Temelli, açılışta yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: 

Buraya gelirken biraz geciktik, yol üzerinde kıraathane vardı. Girdik içerisi kitap dolu, oku oku bitmiyor. Şimdi kıraathane yapacakmış, bu yalanı atıyor. Baktı kıraathane yalanı deşifre olmuş, “kıraathane demedim kütüphane dedim” diyor. Aklı o kadar karışmış ki ne dediğini bilmiyor. Ne dediğini bilmeyene bu ülke teslim edilir mi? Biz de teslim etmeyeceğiz. 24 Haziran’da bu ülkeyi bu aklı karışmış olandan hep birlikte kurtaracağız. 24 Haziran’da bu ülkeyi bu kıraathanecilerden kurtaracağız. Sandığa gideceğiz, oyumuza, geleceğimize sahip çıkacağız. Bu ülkenin önündeki, demokrasinin önündeki, HDP’nin önündeki barajı hep birlikte yıkacağız. 

TEK DERDİ HDP'Yİ BARAJ ALTINDA BIRAKMAK 

Aklı o kadar karışmış ki, kendisi de o kadar aldatılmış ki sanıyor ki bizi de aldatacak. Kalkmış 2014’te yaşadığımız Kobani’yi 2015’e taşıyor. Diyor ki “bunlar 7 Haziran’da seçimleri kazandıktan sonra ülkeyi yaktılar yıktılar”. Tek derdi HDP’yi baraj altında bırakmak. Biliyor ki HDP’yi baraj altında bırakamazsa iktidar gidecek. HDP baraj altında kalırsa parlamentoda çoğunluğu alacak, ikinci turda da başkan olacak. HDP’yi baraj altında bırakmak için söylediği  bu yalanlarla insanların arasına nefret tohumu ekmeye devam ediyor. Buna izin vermeyeceğiz. 24 Haziran’da Erdoğan’ı da çevresindekileri de hepsini süpürüp faşizmin çöplüğüne atacağız. 

Kobani sırasında 43 kişi hayatını yitirdi. Erdoğan 53 diyor. Yitirdiğimiz canların üzerinden siyaset yapıyor. Kim ki yaşamını yitirmiştir, onun acısı bizim acımızdır. Ekrem’in acısı nasıl bizim acımızsa Yasin’in acısı da bizim acımızdır. Hepsinin acısına sahip çıkarız. Biz acılarımızda akraba olduk. Bize bu acıları kimin yaşattığını biliyoruz. En iyi Kürt, Türk anneler biliyor. Şimdi o anneler bize bu acıları yaşatanlara karşı, yani Erdoğan’a karşı yan yana gelecek, bu iktidara geçit vermeyecek. 

KABUL ET KOMİSYON KURALIM

Kobani’de yaşadıklarımızdan sonra Meclis grubumuz 10’dan fazla araştırma önergesi verdi. Dedik ki gelin suçluları ortaya çıkaralım. Tüm bu araştırma önergeleri AKP oylarıyla reddedildi. Madem Yasin Börü’yü katledenleri açığa çıkaralım istiyorsun kabul et komisyon kuralım, çıksın ortaya.  

Diyor ki, “Kobani’nin katilini niye ziyaret ediyorsun?” Kobani’nin katilinin kim olduğunu, o provokasyonları kimin yaptığını herkes çok iyi biliyor. Bizim cumhurbaşkanı adayımızın hiçbir suçu yok, o bir sevdası olduğu için tutsak. 

24 HAZİRAN'DA ERDOĞAN KESİN DÜŞECEK 

Bizim sevdamız barış ve demokrasi sevdasıdır. Bu ülkeye barış gelsin diye mücadele ediyoruz. O gün de Mürşitpınar Sınır Kapısı IŞİD’in eline geçmesin diye çağrı yaptık, insani geçiş koridoru açalım dedik. Bizim bu çağrımız sonucu Kobani’de olabilecek bir katliama engel olduk. O günlerde Erdoğan ne diyordu “Kobani düştü düşecek”. Kobani düşmedi ama 24 Haziran’da Erdoğan kesin düşecek. 

ÖNÜMÜZE GELEN SENERYONUN ADI KANDİL 

7 Haziran’da seçime giderken akla gelmeyecek oyunları piyasaya sürdüler. Her türlü saldırıyı düzenlediler, seçim bürolarımıza, il binalarımıza. Şimdi de yine seçime gidiyoruz, önümüze gelen senaryonun adı Kandil. Kandil üzerinden milliyetçi hezeyanlarıyla oy toplamaya çalışıyor. Kimse bu oyuna gelmeyecek. Herkes Kürt halkının onurlu mücadelesini anladı. Tüm halklar Kürt halkıyla yan yana geliyor ve bu oyunlara izin vermiyor. Herkes çok iyi biliyor ki, eğer bu ülkeye barış gelecekse Kürt sorunu çözülmeli. Kürt sorununu çözme zamanıdır. Kürt sorununu halkların, emekçilerin kadınların  iradesi çözecektir. Şimdi bunun zamanıdır. Bu sorunu çözmeyip bu sorundan beslenerek savaş politikalarıyla ayakta duranlara dur deme zamanıdır. 24 Haziran Türkiye’nin önünü açma zamanıdır, Kürt sorununu çözme zamanıdır. Kürt sorunu çoktan tanımlandı. Şimdi tanımlama değil çözme zamanıdır. 

ANLAT YAPTIKLARINI; SUR'U, CİZRE'Yİ ANLAT

“Biz yaptıklarımızı anlatıyoruz, onlar yıktıklarını” diyor. Anlat yaptıklarını, Sur’u, Cizre’yi, Afrin’i anlat. İnsanların referandum iradesine karşı onları açlıkla terbiye ettiğini anlat. Emekçilerin hakkını nasıl gasp ettiğini onların haklarını yandaşlarına, damatlarına nasıl aktardığını anlat. Hala İHA, SİHA anlatıyor. Bu İHA, SİHA’ları kim üretiyor? Damat üretiyor. Diyor ki yaptıklarımızı anlatıyoruz. Biliyoruz yaptıklarınızı. Yaptıklarınızla savaş geldi, zulüm geldi, yoksulluk geldi. Biz bu yaptıklarınıza son vereceğiz. Bu ülkeye barış gelsin zenginlik gelsin, huzur gelsin diye; Erdoğan gidecek HDP gelecek. 

Dün, Başbakanlık’ta çalışan arkadaş İzmir’e gelmiş. Geçici statüyle işe alınmıştı, biliyorsunuz. Gitmiş bir tünelin ortasına röportaj yapıyor. Siz hiç hayatınızda böyle bir şey gördünüz mü? İnsanlara tek anlatacakları şey beton. Bu kadar yol yaptınız, ülke ekonomisini de betona gömdünüz. Arkada bir ışık gözüküyordu o tünelde, o ışık HDP’nin ışığı. 

Bütün kentlerimizi betona gömdüler. İzmir de öyle. İzmir’de işsizlik var, tarım çökmüş, kıyı talanı had safhada. İstanbul’a yaptıkları gibi İzmir’e de gökdelenler dikiyorlar. Halk her geçen gün daha yoksullaşırken onun yandaşları servetlerini artırıyorlar. Buna son vermenin yolu kentimize irademize sahip çıkmaktan geçiyor. Eğer biz üretiyorsak o zaman kentimizi de kendimizi de biz yöneteceğiz. Üreten biziz yöneten de biz olacağız. 

24 HAZİRAN HAK MÜCADELESİDİR 

Altın çıkaracaklar diye siyanürle insanları zehirliyorlar. Termik projeleriyle zehirlemeye devam ediyorlar. İnsanlara sadece OHAL vaat ediyor. “OHAL varsa grev yok daha ne istiyorsunuz”, diyor patronlara. OHAL’i kaldıracağız hakkımızı alacağız. Bu kirlilikten, yoksulluktan kurtulmak istiyorsak yan yana geleceğiz. Hak mücadelesi vereceğiz. 24 Haziran hak mücadelesidir. Tüm emekçiler yan yana gelerek bu faşizmden hep birlikte kurtulacağız. 

Kürt sorununun çözümü demokrasi sorununun çözümüdür. Demokrasi sorununun çözümü  yoksulluğun işsizliğin çözümüdür. Bizim demokrasi ve ekonomi programlarımız bütünlüklüdür. Demokrasi gelirse iktisadi sorunlardan kurtulmak da mümkün olacaktır. Emeklilerimiz, emekçilerimiz, tüm yurttaşlarımız haklarını alacak. Hak gerçek sahibine Hakça Dağıtım Programı ile dönecek. Bunu çocuklarımız için geleceğimiz için başaracağız. 

DİYARBAKIR'DA TABİİ HDP'Lİ OLACAK BAŞKA NE OLACAK? 

Diyarbakır’da Sayın İnce’nin yaptığı miting için “istihbarata sordum” diyor, istihbarat demiş ki “HDP’liler vardı”. Sen istihbaratı bunun için tutuyorsan hiç gerek yok, bize sorsaydın. Diyarbakır’da başka ne olacak tabi ki, HDP’liler olacak. O sanıyor ki, Diyarbakır’da başkaları var. Diyarbakır’a gidince ne diyor; “Kürt kardeşlerim”. Sadece Diyarbakır’a gidince Kürt kardeşleri aklına geliyor. Kimse kardeş istemiyor herkesin kendi kardeşi var.

İSTİHBARATA DİYARBAKIR MİTİNGİNİ SORACAĞINA KENDİ MİTİNGİNİ SORSAYDIN 

Sen esas kendi mitingini istihbarata sorsaydın, onun yanıtını öğrenseydin. Bingöl’e gidiyorsun; “Diyarbakırlılar” diyorsun, Denizli’ye gidiyorsun “Ödemişliler” diyorsun. İnsanlar da perişan oldu. Taşıma suyla değirmen dönmez. Kimse ne Diyarbakır’da ne Hakkari’de ne Van’da size oy vermez. Geçmişte oy verdi, Diyarbakır’da Kürt, Ankara’da kurt olduğunuzu gördü. 

Bu oyunu sandığımıza sahip çıkarak hep birlikte bozacağız. 24 Haziran’a çok az bir zaman kaldı. Nasıl bugüne kadar 7 gün 24 saat çalıştık, bugünden sonra da 7 gün 24 saat çalışacağız. Hepimiz müşahit olacağız. Halkların demokratik müşahitleri olacağız. Herkesi sandığa götüreceğiz. Sadece oy vermeyeceğiz hepimiz oyumuzun takipçisi olacağız. Bunlarda hile çok ama onlar hangi engeli çıkartırsa çıkartsınlar biz bütün gücümüzle bu barajı hep birlikte yıkacağız. 

BİZ TÜRKİYE HALKLARININ UMUDUYUZ 

Yurt dışında oy verme işlemi başladı. Yurt dışındaki tüm arkadaşlarımıza çağrı yapıyoruz, oylarınızı kullanın. Yurt dışındaki oylar çok kıymetli. O oylar sayesinde hesaplayamadığımız kadar çok vekil çıkaracağız. Biz ona bir haber verelim: 80 değil 180 vekille geliyoruz. Bu da sana dert olur. Artık senin kabusun olduk. Yatıyorsun HDP kalkıyorsun HDP. Senin kabusun olabiliriz, ama biz Türkiye halklarının umuduyuz.