HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, İzmir İl Örgütü’nün Torbalı’da düzenlediği iftar yemeğine katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘ülkeyi şirket gibi yöneteceksin’ açıklamasını anımsatan Temelli, “Hepimizi müşteri görüyor. Bunlar dükkan yönetemez, ben yönetirim diyor. Daha önce de ülkeyi şirket gibi yöneteceğini söylemişti. Ülkeyi şirket gibi yöneten, sizi de müşteri gibi görür. Ülke şirket gibi yönetilmez, Parlamento’yla, halkla yönetilir. Onlar neden bahsediyor, tekçilikten. Herkesi müşteri yapacak. Hasta olacaksınız ki o hastaneleri yapanlar para kazansın” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürt sorununa yaklaşımını değerlendiren Temelli, ” 2018’de gene Diyarbakır’a gitti “Kürt sorunu yok” dedi. İnkar ediyor, yok sayıyor, bu sorunu inkar edenin kendisi sorun olur. Kendisi sorun olursa da biz bu soruna son veririz. Madem Kürt sorunu çözülmeden demokrasi sorunu çözülmüyor, demokrasi sorununu çözerek Kürt sorununu çözeriz. İşte bizim programımız demokrasi programı. Herkes için demokrasi herkes için adalet diyoruz. Bizim mücadelemiz ortak vatanda, demokratik cumhuriyet için, çoğulculuk için. Biz bütün farklılıklarımızdan güç alırız, o güç bizi ayakta tutar. O yüzden Türkiye’nin yegâne partisi HDP’dir” ifadelerini kullandı.

Temelli, burada yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

Çok güzel bir bayram bizi bekliyor ama ondan daha güzeli 24 Haziran’da demokrasi bayramı bizi bekliyor. 24 Haziran’da bu tekçi anlayıştan, bu diktatöryal heveslilerden kurtulacak ve sandığa gideceğiz. Demokrasinin, HDP’nin önündeki bu tekçi anlayışın tek hedefi, HDP’yi baraj altında bırakmak. Biliyor ki HDP baraj altında kalırsa, HDP’nin 80 vekilini alıp çoğunluğu elde edecek. Sonra da 2. turu kazanacak. Buna izin vermeyeceğiz. Sesiniz Saray’da çınlıyor. Bu gece de uyku yok ona.

‘SAVAŞ VE YOLSUZLUK SENARYOLARIYLA BU HALKA ZULMEDİYORLAR’

7 Haziran’da, 1 Kasım’da seçime giderken hangi senaryoları hayata geçirdilerse, bugün de 24 Haziran’a giderken aynı oyunları hayata geçirme peşindeler. Şimdi de oyunun adı Kandil. Yeter ki iktidarda kalsınlar diye savaş senaryoları, yolsuzluk senaryolarıyla zulüm etmeye devam ediyorlar. Bu zulüm karşısında halk demir olsa çürürdü, toprak oldu. İşte HDP’nin ağacı bu topraktan beslendi ve büyüdü, o ağacı kimse yerinden sökemez. İşte bu güçtür halkların bir arada yaşamasını sağlayacak olan. HDP umuttur, Erdoğan düşecek, HDP gelecek.

‘KÜRT SORUNUNU ÇÖZMEDEN HİÇBİR SORUNU ÇÖZEMEZSİNİZ’

Her yerde, yıllardır dedik ki, “bu ülkenin en temel sorunu Kürt sorunudur.” Kürt sorunu turnusol kağıdıdır. Kürt sorununu çözmeden hiçbir sorunu çözemezsiniz. Onlar da 2005’te Diyarbakır’da “Kürt sorunu var” dedi, 2018’de gene Diyarbakır’a gitti “Kürt sorunu yok” dedi. İnkar ediyor, yok sayıyor, bu sorunu inkar edenin kendisi sorun olur. Kendisi sorun olursa da biz bu soruna son veririz.

Madem Kürt sorunu çözülmeden demokrasi sorunu çözülmüyor, demokrasi sorununu çözerek Kürt sorununu çözeriz. İşte bizim programımız demokrasi programı. Herkes için demokrasi herkes için adalet diyoruz. Bizim mücadelemiz ortak vatanda, demokratik cumhuriyet için, çoğulculuk için. Biz bütün farklılıklarımızdan güç alırız, o güç bizi ayakta tutar. O yüzden Türkiye’nin yegâne partisi HDP’dir. Türkiye’nin yegâne adayı Selahattin Demirtaş’tır.

‘TÜRKİYE PARTİSİYİZ ÇÜNKÜ KAPIMIZI KİMSEYE KAPATMAYIZ’

Neden Türkiye partisiyiz? Çünkü ötekileştirmek yok. Kapımızı kimseye kapatmayız. Gücümüz budur. Bugün bizi sömürene, yok sayana karşı yan yana geliriz. Omuz omuza veririz. Önümüzdeki bütün duvarları bu güçle aşarız. Kadınlarla, emekçilerle, yoksullarla işsizlerle omuz omuza veririz. Kürtlerle, Ermenilerle, Süryanilerle, Romenlerle, Alevilerle omuz omuza veririz. Bu faşizme karşı omuz omuzadır.

‘TÜM KAMU GÖREVLİLERİ AKP KAMPANYASI İÇİN SEFERBER OLMUŞ’

Bundan korktukları için, HDP Parlamento’ya dönmesin diye bu korkuyla her türlü suçu işliyorlar. Bütün yasaları ihlal ediyorlar. Hukuku çiğniyorlar. Tüm kamu görevlileri AKP kampanyası için seferber olmuş. Polisi, jandarması, valisi görev başında. Yaptıkları tek şey HDP’nin kampanyasını engellemek. Bir tek buna çalışıyorlar. Oysa bu onurlu halkın vergileriyle maaşlarını alıp halka hizmet etmeliler. Yaptıkları halka engel olmak. Valiler 19 ilden sandıklar taşınsın diyor, YSK sandıkları taşıma kararı alıyor. Ama bilmiyorlar ki sandıkları nereye taşırlarsa taşısınlar peşlerindeyiz. Sandık neredeyse biz oradayız. O sandıktan HDP çıkacak, Erdoğan düşecek. İşte o zaman bu ülkeye demokrasi gelecek.

‘ŞİMDİ HEP BİRLİKTE DEMOKRATİK ANAYASA YAPMA ZAMANI’

Bakın biz diyoruz ki, “biz Cumhurbaşkanı yetkilerini kullanmaya gelmiyoruz. Biz bir geçiş programıyla geliyoruz. Hep birlikte demokratik bir anayasa yapmaya geliyoruz.” Herkese bu çağrıyı yapıyoruz. Hangi partiye oy vermiş olursanız olun, şimdi hep birlikte demokratik bir anayasa yapma zamanı. Bu bize güçlü bir zemin var edecek. Bu güçlü zeminin üzerinde siyaseti hep birlikte var edeceğiz. O siyaset bütün sorunları çözecek. Bu güçlü zeminde konuştukça, siyaset yaptıkça Kürt sorununu da ekonomik sorunları da, sosyal sorunları da çözeceğiz  Bu zemin olmazsa bu ülke diktartöryal heveslilerin elinde çürür. Çağrımız tüm Türkiye halklarına, tüm emekçilere, tüm kadınlara.

‘HDP SADECE KENDİSİ İÇİN SİYASET YAPMAZ, SİYASETİ HERKES İÇİN YAPAR’

HDP bu yüzden güçlü. HDP sadece kendisi için siyaset yapmaz. Siyaseti herkes için yapar. O zaman bu ülkeye adalet, huzur gelir. O zaman yoksulluk, yolsuzluk biter, yasaklar kalkar. Bizim programımıza güç veren sizlersiniz, sizin yıllardır savunduklarınızdır. HDP halkın partisidir. HDP neredeyse halk oradadır. Halk neredeyse HDP oradadır.

‘İNSANLAR HASTA OLSUN DİYE DEĞİL, İYİLEŞSİN DİYE HASTANE YAPILIR’

Bu ülkede en büyük sorunlardan biri yoksulluk. Halkın bütün kaynaklarını almış Saray’a taşımış. Hiç kimseye bir hayrı dokunmayacak yatırımlar yapmış. Köprü yapmış geçen yok, yol yapmış giden yok. Bu köprüleri, yolları üç beş müteahhit için yaptı. Şimdi de şehir hastaneleri yapıyor. Hastaneyi yapana diyor ki “size hasta garantisi veriyorum.” İnsanlar hasta olsun diye hastane yapılmaz. İnsanlar iyileşsin diye hastane yapılır.

‘ÜLKEYİ ŞİRKET GİBİ YÖNETEN, SİZİ DE MÜŞTERİ GİBİ GÖRÜR’

Hepimizi müşteri görüyor. Bunlar dükkan yönetemez, ben yönetirim diyor. Daha önce de ülkeyi şirket gibi yöneteceğini söylemişti. Ülkeyi şirket gibi yöneten, sizi de müşteri gibi görür. Ülke şirket gibi yönetilmez, Parlamento’yla, halkla yönetilir. Onlar neden bahsediyor, tekçilikten. Herkesi müşteri yapacak. Hasta olacaksınız ki o hastaneleri yapanlar para kazansın. Habire termik santral, nükleer santral, savaş harcamaları… Yoksulu, emekçiyi kadını düşündüğünü gördünüz mü?

Kadına biçtiği rol evinde oturması, çocuk yapması. Böylece kadını sosyal hayattan dışlıyor. AKP döneminde kadına yönelik şiddet 16 kat artmış. Her gün bir kadın yaşamını yitiriyor. Her gün onlarca kadın şiddete maruz kalıyor. Şunu söylüyor “işsizlik varsa kadınların yüzünden”, zihniyete bak. Kadın düşmanı!

‘KIRAATHANEDE BİLARDO, OKEY KİTABI MI OKUYACAKSIN?’

Gençler için de düşündüğü kıraathane. Ağzından çıktı bir kere, çam devirdi sonra da lafı değiştirdi. “Kıraathane okuma yeri” dedi. Ben bir tane kıraathanede kitap görmedim. Kıraathanede ne okuyacaksın? Bilardo, okey kitabı mı? Okuma yerinin adı kütüphane kütüphane.

‘MİLLET UZAY YOLCULUĞUNA ÇIKIYOR BU HALA 4 TEKER PEŞİNDE’

Gençlere iş lazım. “Üniversite açıyoruz” diyor. 5 milyona yakın genç okuyor ama işsiz olacak. En büyük işsiz grubu üniversiteliler. Çünkü üniversiteler plansız programsız açılıyor. Millet uzay yolculuğuna çıkıyor bu hala araba yapmak, 4 teker peşinde.

Demokrat Haber/ İzmir