HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, 24 Haziran seçimleri ve seçim kampanyasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Demirtaş,” Bu seçimde malzeme oldukça boldu. Özellikle Erdoğan’ın söylemlerindeki dağınıklık, umutsuzluk ve iddiasızlık çok barizdi. Çok fazla gaf yaptı doğrusu. Özellikle benimle ilgili iftiralarını sıralarkenki çaresizliği, çırpınışı ve acizliği çok dramatikti. Eli kolu bağlıya bu kadar yalanla saldırmak, kendisi açısından akıllıca bir strateji değildi. Meydanlarda olsaydım, ağzının payını verirdim. Artık kısmet 24 Haziran’da sandığa kaldı, ağzının payını halk verecek” dedi.

HDP’nin baraj riski olduğunu anımsatan Demirtaş, “Maalesef halen baraj riski ortadan tam olarak kalkmadı. Hele hele birilerinin açıkça HDP’yi baraj altında bırakın talimatından sonra, herkesin daha dikkatli olması, HDP ile ve sandıkların korunması konusunda bütün muhalefetle güçlü bir dayanışma içerisinde olması gerekir. Baraj, ancak dayanışma ile yıkılır” ifadelerini kullandı.

HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Cüneyt Özdemir’in sorularını yanıtladı.

* Bugüne kadar hücrenizde beraber kaldığınız Abdullah Bey’e kaç miting düzenlediniz? En çok hangi vaadinizden etkilenmişe benziyor?

Kampanya başladığından bu yana her güne bir miting sığdırdım. En az 50 miting falan yapmışımdır. Sanırım en çok da demokrasi ve özgürlüklere dair söylediklerimden etkilenmiştir.

* Televizyonda liderlerin genel ya da sizin hakkınızdaki sözlerini izlediğinizde  ‘ah ulan keşke tam şu an dışarıda olsaydım’  dediğiniz ve içinizde ukte olarak kalan an hangisi oldu?

Bu seçimde malzeme oldukça boldu. Özellikle Erdoğan’ın söylemlerindeki dağınıklık, umutsuzluk ve iddiasızlık çok barizdi. Çok fazla gaf yaptı doğrusu. Özellikle benimle ilgili iftiralarını sıralarkenki çaresizliği, çırpınışı ve acizliği çok dramatikti. Eli kolu bağlıya bu kadar yalanla saldırmak, kendisi açısından akıllıca bir strateji değildi. Meydanlarda olsaydım, ağzının payını verirdim. Artık kısmet 24 Haziran’da sandığa kaldı, ağzının payını halk verecek.

* Bu neşenizi her şeye rağmen nasıl koruyorsunuz? Meşhur “ketıldan” ne içiyorsunuz?

İradenizi korumak, muazzam bir direnme sürecidir. Kolay olmuyor elbette. Fakat güzel günlere inanıyorum, dışarıda deli dalgaların duvarları yalayan sesini de her daim duyuyorum. Bana yetiyor bu.

Ketıldan kaçak çay içiyoruz, acayip kafa açıyor

* AA sizin cezaevinden yaptığınız seçim konuşmasını demokrasinin bir başarısı olarak sundu, gururlandınız mı?

İnsan olan gururlanmaz mı? Göğsüm kabardı resmen. Ülkemin demokrasi çıtasının bu derece yükselmesine vesile olmaktan onur duydum. Yalnız o çıta biraz fazla mı yükseğe çıktı? Çıplak gözle görünmüyor artık.

* Dünyanın en ilginç seçim kampanyasını kimlerle götürüyorsunuz? Ekibiniz var mı?

Hücre arkadaşım Abdullah Bey, avukatlarım, küçük bir danışman grubu, eşim Başak ve kardeşlerimin aktif desteği ile çalışmalarımı sürdürüyorum. Genel kampanyayı ise Parti merkezimiz ve İstanbul’daki kampanya merkezimiz yürütüyor.

* Dünya kupasını çaktırmadan takip ediyor musunuz, sizce kim şampiyon olur?

Açıktan ve çaktırarak takip ediyoruz. Hatta aynı saatte diğer liderlerin TV programı varsa bile, biz Dünya Kupası maçlarını izliyoruz. Kupa Latin Amerika’ya gitsin istiyorum, mümkünse Arjantin olsun. Onlar da ülke olarak zor zamanlardan geçiyorlar. Yalnız, kupayı satıp matıp borçlarını ödemeye kalkmasınlar

* Dışarıda olsaydınız ve özgür bir seçim kampanyası yapabilseydiniz sonuçlarda kaç puan değişirdi?

En az +5 puan farklı olurdu.

* Oradan bakınca buradaki hengâme nasıl gözüküyor?

“Allah kurtarsın, tez zamanda özgürlüğünüze kavuşun” diyesim var.

*Olur ha kazanırsam diye bir balkon konuşması hazırladınız mı?

Şimdi siz sorunca fark ettim, ben de günlerdir bir şeyi eksik bıraktım ama neyi diye düşünüp duruyordum. Hemen hazırlıyorum güzelinden bir balkon konuşması.

* “Seni başkan yaptırmayacağız” grup konuşması kimin fikriydi? Pişman mısınız yoksa ısrarlı mısınız?

Ankaralı bir taksinin fikriydi. Tamamıyla ondan esinlenerek olgunlaştırılmış bir fikirdi. Pişman olmamı gerektirecek veya yanıldığımı ortaya koyacak ne yaşandı ki? Tam aksine haklılığım ve öngörülerimin doğruluğu ispatlandı bu geçen süre zarfında.

* 25 Haziran'da hangi aday kazanırsa kazansın bir ekonomik kriz kapıda gözüküyor. Sizin buna bir çözüm öneriniz ve kadronuz var mı?

Türkiye’nin her yerinde üretimi hızla artıracak programları hayata geçirmemiz gerekecek. Tarım, hayvancılık, sanayii, turizm ve güneş enerjisi gibi sektörlerde üretim 1 yıl içinde en az iki katına çıkarılamazsa ve ihracatı artıramazsak, krizi durdurmak çok zor olacak. Aklımda iyi bir kadro var. KHK ile işten atılmış çok sayıda barış akademisyeni bu süreçte ülkenin kalkınmasında önemli roller alabilirler. Çünkü hepsi de ülkelerini ve halklarını gerçekten seven insanlardır. Yeri geldiğinde benim de hatalarımı eleştirmekten geri durmayacak kadar da dürüst olduklarına inanıyorum. Kabinenin yarısı kadınlardan oluşacak ve ille de HDP’li olma kriteri aramayacağım.

* Kimi anketlerde barajı geçerken bazılarında da baraj altında gözüküyorsunuz parti olarak baraj korkunuz var mı?

Maalesef halen baraj riski ortadan tam olarak kalkmadı. Hele hele birilerinin açıkça HDP’yi baraj altında bırakın talimatından sonra, herkesin daha dikkatli olması, HDP ile ve sandıkların korunması konusunda bütün muhalefetle güçlü bir dayanışma içerisinde olması gerekir. Baraj, ancak dayanışma ile yıkılır.