HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Muş mitinginde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

24 Haziran’da AKP’nin gideceğini ifade eden Buldan, “Biz kimseyi tehdit etmiyoruz, onlar gibi yapmıyoruz.  Muhtarları toplayıp valiyle, kaymakamla esnafın kapısına gitmiyoruz. Biz halkımıza güveniyoruz. Halkımız bize gönülden bağlı. Onun için herkesi ikna etmemiz lazım. 15 gün boyunca seferberlik ruhuyla çalışmamız lazım Herkesi ikna edin,  herkesin yüreğine dokunun, herkese şunu söyleyin: Artık AKP’ye kimse güvenmesin. Kaymakamlar da güvenmesin, polisler de, savcılar da. Onlar kendileriyle yol yürüyenleri bile cezalandırdılar. Kimse AKP’ye bel bağlamasın. Gidiciler” dedi.

Buldan, şu ifadeleri kullandı:

AKP Hükümeti’nin zulmünü en fazla yaşayan illerimizden biri Muş. AKP Hükümeti’nin inkar ve ret politikasına maruz kalan, şiddet ve baskı politikasıyla karşı karşıya kalan illerin başında geliyor Muş. Sizin, temsilci olarak Ankara’ya gönderdiğiniz milletvekillerinize neler yaptığını biliyorsunuz. Sevgili Burcu Çelik’i 3 yaşındaki Asmin’den ayırdılar. Sevgili Ahmet Yıldırım, Muş’un sesi Ahmet Yıldırım’ın milletvekilliğini Cumhurbaşkanı'na hakaretten düşürdüler. Oysa TBMM’de Cumhurbaşkanı’na hakaretten dosyası olmayan vekil yok. Hatta şu an kol kola girdikleri Devlet Bahçeli’nin onlarca dosyası var. Hepsi rafa kalkmış. Cumhurbaşkanı’na hakaretten sadece HDP’liler yargılanıyor. Cumhurbaşkanı’na hakaretten vekillik düşürüyorlarsa bu onların acziyetinden kaynaklıdır.

‘AKP’Lİ MUŞ VEKİLİ MECLİS KÜRSÜSÜNE SADECE 1 KERE ÇIKMIŞ, O DA YEMİN ETMEK İÇİN’

Muş’un 3 tane vekili vardı. 2 HDP’li, bir AKP’li. Parlamento’da Muş’un sorunlarını dile getiren sadece HDP’li vekiller vardı. AKP’li Muş vekili Meclis kürsüsüne sadece 1 kere çıkmış, o da yemin etmek için. Çünkü onların derdi, “ben daha çok nasıl rüşvet alırım, kime peşkeş çekerim”. Bunun için herkes iyi düşünmeli. Muş halkını temsil edecek olan şu anda arkamda gördüğünüz 4 cesur insandır. Onlar sizin temsilciniz olarak Parlamentoya gidecekler.

‘GENÇLER KIRAATHANE İSTEMİYOR, İŞ İSTİYOR, GELECEK İSTİYOR’

Muş halkı büyük sorunlar yaşıyor. Muş halkı traktörünün anahtarını çeviremiyor, ekin ekemiyor, siftah yapmadan kapısını kapatıyor. AKP Hükümeti’nin Muş’a verdiği hiçbir şey yok. Muş halkı, gençleri işsizlikle boğuşuyor. Cumhurbaşkanı çıkmış diyor ki; “kıraathaneler açacağız, gençler oraları dolduracak.” Gençler kıraathane istemiyor, iş istiyor, gelecek istiyor.

‘BU HALK F16’LARI UÇURMASINI DEĞİL, TRAKTÖRLERİNİN ÇALIŞMASINI BEKLİYOR’

Muş halkı tercihini iyi yapar. Kararını iyi verir. Evet, onların gücü bu ülkede sadece F16’ları uçurmak oldu. Traktörler tarlada bekliyor. Bu halk F16’ların uçmasını değil, traktörlerinin çalışmasını bekliyor. Tüm Türkiye bunu bekliyor. Ancak bunlar bu ülkeye savaştan başka bir şey vermedi. Barış isteyenleri cezaevine koydular, faşizmi yükselttiler. Biz özgürlük istiyoruz dedik, onlar gözaltı, tutuklama furyası başlattılar. Onlar zannediyor ki gözaltına alınarak tutuklayarak bir halk biter. Oysa biz tutuklandıkça çoğalan bir halkız.

Bu meydan bir kez daha gösterdi. Tüm engellemelere rağmen bir halk ayakta. Bu halk cezaevi direnişlerini, ölümleri, faili meçhulleri biliyor. Alanlara çıkmaktan asla tereddüt etmiyor.

‘24 HAZİRAN’DAN SONRA OHAL’İ KALDIRACAĞIZ” DİYORLAR, SİZ ZATEN İKTİDARDASINIZ’

AKP’nin 16 yıllık iktidarı döneminde, bu ülkede kimsenin can güvenliği olmadı. Kimse huzur içinde yaşamadı. Ekonomi yerin dibine girdi, insan hakları askıya alındı, adalet battı. Çünkü OHAL ile yönetiyorlar. Şimdi de “24 Haziran’dan sonra OHAL’i kaldıracağız” diyorlar. Siz zaten iktidardasınız. Şu anda niye OHAL var? Sadece kendileri için OHAL var. OHAL ile yönetilen bir ülke batmış bir ülkedir. Adaletin olmadığı bir ülke batmış bir ülkedir. Milletvekillerinin, belediye başkanlarının cezaevinde olduğu bir ülke batmış bir ülkedir. İşte tüm bunlara 24 Haziran’da sandıklarda cevap vereceğiz.

‘AKP - MHP KOALİSYONU KÜRT DÜŞMANLIĞIDIR’

Şimdi bir daha iktidara gelmek için her türlü oyunu oynuyorlar. Bu ülkeye çektirdikleri zulmü unutmuşlar. Bunun için de MHP ile koalisyon yaptılar. Bu koalisyon tam bir Kürt düşmanlığıdır. Sokağa çıkma yasaklarında Bahçeli, “taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmayın” diyordu. O anlayışla ittifak gerçekleştirdiler. Bugün HDP’yi baraj altında bırakma çabaları, MHP’yi yani kurtları TBMM’ye taşıma çabalarıdır. Kürtler buna izin vermeyecek. Kürt halkını görmeyen, Kürt halkını tanımayan, Kürtlerin yaşadığı katliama, ödediği bedele saygı duymayan bir iradeye, biz de saygı duymuyoruz.

Kimsenin gücü Kürt halkının varlığını, kimliğini, dilini inkar etmeye yetmez. Kürtler yüzyıllar boyunca büyük acılar yaşadı. Ama her zaman dik durdu. Hiçbir zaman boyun eğmedi, biat etmedi. Recep Tayyip Erdoğan karşısında da diz çökmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz ve biat etmeyeceğiz.

‘HDP RÜYALARINA GİRMEYE BAŞLAMIŞ, NE DEDİĞİNİ BİLMİYOR’

Cumhurbaşkanı artık kaybedeceğini anlamış. Bakın gittiği illeri karıştırıyor. Zonguldak’a gidiyor diyor ki, “ben Tokat’tayım”. Doğmadan önceki okulların analizini yapıyor. Gideceğinin farkında. Neden bunları yapıyor biliyor musunuz? Çünkü rüyasında, Edirne cezaevi ve Selahattin Demirtaş’ı rüyasında görüyor. Artık Selahattin Demirtaş, HDP rüyalarına girmeye başlamış. Bunun için her şeyi karıştırıyor, ne dediğini bilmiyor.

‘DEMİRTAŞ’IN SOSYAL MEDYA TAKİPÇİLERİ, AKP’NİN MEYDANLARINDA TOPLANANLARDAN ÇOK DAHA FAZLA’

Selahattin Demirtaş korkusu, onun rüyası olmuş. Demirtaş’ın cesaretinden, siyasetinden korkuyor. Bunun için Demirtaş Edirne cezaevinde. Bir Cumhurbaşkanı adayı düşünün, 4 duvar arasında rehin. Diğer Cumhurbaşkanı adayları her gün seçim kampanyası yapıyorlar. Ancak Selahattin Demirtaş Edirne cezaevinde, avukatları aracılığıyla gönderdiği mesajlar sosyal medyada yayınlanıyor. İnanın Demirtaş’ın sosyal medyadaki takipçileri, AKP’nin meydanlarında toplananlardan çok daha fazla.

Selahattin Demirtaş ve HDP’nin 24 Haziran’da elde edeceği büyük başarı, bu ülkenin geleceği için bir fırsattır. 24 Haziran Muşlular için de önemli bir fırsattır. Muş halkı bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirecek. Bir daha kendisini sömürmek isteyene asla ve asla geçit vermeyecek. Tercihini HDP ve Demirtaş’tan yana yapacak.

Siz sandık başına giderken, oyununuzu kullanırken burada yaşadığınız sıkıntıları unutmayın. Kapatılan şeker fabrikasını unutmayın. Ahmet Yıldırım’ı, Burcu Çelik’i unutmayın. Cizre’yi , Silopi’yi, Sur’u, Gever’i unutmayın. Sandık başına giderken eliniz yürekli vicdanınızın üzerinde olsun. Kerkük’ü, Afrin’i unutmayın.

‘ANALARIMIZIN YÜREĞİNE DÜŞÜRDÜĞÜNÜZ ATEŞLE BU ÜLKEYİ YÖNETEMEZSİNİZ’

24 Haziran’a giderken Kürtlerin değerlerini tarihsel birikimlerini, kazanımlarını hedef alan AKP, kendini iktidarda tutabilmek için savaş naraları atıyor. “Mahmur’a Kandil’e gideceğim” diyor. Türkiye halkları buna hayır diyor. Bu ülkede yaşayan hiçbir halk, hiçbir inanç sizin savaş politikalarınıza evet demiyor. Çünkü analarımızın yüreğine düşürdüğünüz ateşle bu ülkeyi yönetemezsiniz. Bu ülkenin barışa, demokrasiye, insan haklarına, aşa, işe ihtiyacı var. Bu anlayışı yok sayan, geçmiş dönemlerde bunu uygulayanlar nasıl tarihten silindilerse, AKP de tarihten silinmeye mahkumdur.

‘25 HAZİRAN AKP’SİZ VE RECEP TAYYİP ERDOĞAN’SIZ BİR ÜLKE OLACAK’

Bu ülke tek adamdan büyük. Bu ülke Erdoğan’a muhtaç değil. Bu ülke AKP’ye muhtaç değil. Çünkü bu ülkenin kaderini belirleyecek olan, bu ülkenin geleceğini, yarınlarını  düşünen tek parti HDP, tek Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş. Bu ülkeyi yönetmeye adayız. Bu ülkenin kaderini değiştirmeye adayız. Türküyle, Kürdüyle, Alevisiyle, Sünnisiyle her inançtan, her mezhepten insan kararını vermiş. Bu coşkuya tanıklık ediyoruz. 24 Haziran bu ülkenin kaderini değiştirecek. 25 Haziran AKP’siz ve Recep Tayyip Erdoğan’sız bir ülke olacak.

15 gün daha sabredeceğiz, ne demişler sabreden derviş muradına ermiş. Biz de muradımıza ereceğiz. Hep birlikte kardeşlik içinde yaşayacağız.

‘KİMSE AKP’YE BEL BAĞLAMASIN, GİDİCİLER’

Biz kimseyi tehdit etmiyoruz, onlar gibi yapmıyoruz.  Muhtarları toplayıp valiyle, kaymakamla esnafın kapısına gitmiyoruz. Biz halkımıza güveniyoruz. Halkımız bize gönülden bağlı. Onun için herkesi ikna etmemiz lazım. 15 gün boyunca seferberlik ruhuyla çalışmamız lazım Herkesi ikna edin,  herkesin yüreğine dokunun, herkese şunu söyleyin: Artık AKP’ye kimse güvenmesin. Kaymakamlar da güvenmesin, polisler de, savcılar da. Onlar kendileriyle yol yürüyenleri bile cezalandırdılar. Kimse AKP’ye bel bağlamasın. Gidiciler. Onları göndereceğiz. Tayyip Bey’i evine göndereceğiz, torunlarını sevsin. Çok yaşlandı, kafa da gitti.

‘MUŞ 4 - 0 YAPACAK’

Sandıklarımıza sahip çıkacağız. Onlar oylarımızı çalmak isteyecekler ama biz çaldırmayacağız. Kadın yoldaşlarımız özellikle, sizin sahip çıktığınız sandıklardan kimse oy çalamaz. Çünkü orada kadın eli vardır. Sandıklara sahip çıkarsak başaramayacağımız hiçbir şey yok. Bunun için kararlı, moralli olalım. Kimse karamsarlığa kapılmasın. Bizi barajın altında bırakmaya çalışan anlayışa karşı biz o barajları yıkıp geçeceğiz, sel olup akacağız. Yapacağınız şey buradaki 4 arkadaşımızı bağrınıza basmanız, onlara sahip çıkmanız. Muş 4 - 0 yapacak.

Demokrat Haber/Muş