HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Bingöl mitinginde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ‘savaş ve din istismarı’ndan beslendiğini savunan Buldan, “Onların yaptığı tek şey savaş. Biz ise barışı savunan bir partiyiz. İnsanların artık ölmemesi için, çocuklarımızın toprağın altına girmemesi, analarımızın ağlamaması için büyük mücadele veriyoruz. Ancak bizi terörist ilan ettiler. 6 milyon oy alan partiye terörist diyorlar. Bize dinsiz parti diyorlar. Biz dini, oruç tutmayı, namaz kılmayı Recep Tayyip Erdoğan’dan öğrenmedik, AKP’den öğrenmedik” dedi.

Bitlis’te camiye AKP pankartının asılmasını eleştiren Buldan, “Onlar dini de kullanıyorlar. 2 gün önce boş Başbakan Binali Yıldırım Bitlis'te miting yaparken bir caminin kubbesine AKP pankartları astı. Camiyi bile AKP’nin seçim bürosu olarak kullanıyorlar. Biz onlardan öğrenmedik dinimizi. Allah’a olan inancımızı AKP’den öğrenmedik. Dedelerimiz de atalarımız da bizler de dinimize sadığız” ifadelerini kullandı.

Buldan’ın açıklaması şu şekilde:

Bu gece Kadir Gecesi. Kadir Gecesi’nin ülkemizde hayırlara, barışa, adalete ve demokrasiye vesile olmasını temenni ediyorum.

Bu kent, yiğit evlatlar doğurdu. Bu topraklar, bu coğrafya büyük acılar yaşadı. Analarımız çok gözyaşı döktü. Ama Bingöl halkı kimsenin karşısında diz çökmedi, boyun eğmedi, kimseye  biat etmedi. Size Sincan Cezaevi’nden, sevgili İdris Baluken’den binlerce selam getirdim. Edirne Cezaevi’nden, Sevgili Selahattin Demirtaş’tan binlerce selam getirdim. Onlar AKP’nin şiddet ve baskı politikaları karşısında diz çökmediler.

‘BALUKEN’İ CEZAEVİNE GÖNDEREN ANLAYIŞ SAVAŞ ÇIĞIRTKANLIĞI YAPIYOR’

Sevgili İdris Baluken bu ülkede barış için, insanların yaşamını yitirmemesi için büyük çaba sarf etti. Baluken’i barış süreci nedeniyle cezalandırmak istediler. Baluken’in dosyasında herhangi bir şiddet eylemi yok. Hırsızlık yok, yüz kızartıcı herhangi bir suç yok. Sevgili İdris Baluken 3 yıl boyunca Kandil’de İmralı'da ve Ankara’da barış için çaba sarf etti. Onu cezaevine gönderen anlayış bugün savaş çığırtkanlığı yapmakta ısrar ediyor. Buradan bu ülkenin yürekli savcılarından, hakimlerinden tek bir ricam var; Baluken’in dosyasını inceleyin. O dosyada sadece konuşmalar var.

Bingöl halkının sorunlarını ifade eden konuşmalar var. Varsa cesaretiniz o dosyaları tekrar inceleyin. Ama artık bu ülkede cesur savcı, hakim kalmadı. Hakimler ve savcıların saraya bağlı çalıştığını biliyoruz. Talimatlarını Recep Tayyip Erdoğan’dan aldıklarını biliyoruz. Ama 24 Haziran’da başta İdris Baluken olmak üzere tüm yoldaşlarımızın özgürlüğüne kavuşacağı bir zafer elde edeceğiz.

‘DİNİ DE BARIŞ SÜRECİNİ DE İSTİSMAR ETTİLER’

Sevgili İdris Baluken’e sevgili Selahattin Demirtaş’a ve diğer milletvekili arkadaşlarımıza iftira attılar. Bizim dinimizde iftira atmak, yalan söylemek günah. Ama onlar dini de barış sürecini de istismar ettiler. Onlar arkadaşlarımızı cezalandırarak bir kez daha savaş kararı aldılar. Tek bildikleri savaşla seçim kazanmak. Daha önce Kerkük ve Afrin’e savaş açtılar. Şimdi hedefleri Mahmur ve Kandil. Bingöl halkı Kandil’e Mahmur’a gitmenize onay vermiyor. Çünkü bu halk barış istiyor.

‘BİZ DİNİMİZİ ERDOĞAN’DAN ÖĞRENMEDİK’

Onların yaptığı tek şey savaş. Biz ise barışı savunan bir partiyiz. İnsanların artık ölmemesi için, çocuklarımızın toprağın altına girmemesi, analarımızın ağlamaması için büyük mücadele veriyoruz. Ancak bizi terörist ilan ettiler. 6 milyon oy alan partiye terörist diyorlar. Bize dinsiz parti diyorlar. Biz dini, oruç tutmayı, namaz kılmayı Recep Tayyip Erdoğan’dan öğrenmedik, AKP’den öğrenmedik .

‘CAMİYİ BİLE AKP’NİN SEÇİM BÜROSU OLARAK KULLANIYORLAR’

Onlar dini de kullanıyorlar. 2 gün önce boş Başbakan Binali Yıldırım Bitlis'te miting yaparken bir caminin kubbesine AKP pankartları astı. Camiyi bile AKP’nin seçim bürosu olarak kullanıyorlar. Biz onlardan öğrenmedik dinimizi. Allah’a olan inancımızı AKP’den öğrenmedik. Dedelerimiz de atalarımız da bizler de dinimize sadığız.

‘BU ÜLKEYİ YÖNETECEK GÜCÜMÜZ DE İNANCIMIZ DA VAR’

AKP Hükümeti'nin 16 yıllık iktidarında acı çekmeyen kimse kalmadı. Çewlik halkı iyi bilir, işi olmayan gençlerimiz, kahvelerde oturmak zorunda kalan gençlerimize şunu söylemek isteriz; bu ülke tek adamdan büyüktür. Bu ülkeyi yönetecek gücümüz de inancımız da var. 

‘YARDIMLARI ALIN AMA TEK BİR OYUNUZU BİLE AKP’YE VERMEYİN’

Bugün Bingöl halkından gene oy isteyecekler. Şimdiden yardım dağıtmaya başlamışlar. Alın o yardımları, o yardımlar zaten sizin vergilerinizle alınıyor. Sizin cebinizden çıkan paralarla alınıyor. O yardımları alın ama tek bir oyunuzu bile AKP’ye vermeyin. Gelip oy isteyecekler çünkü yüzsüzler. Tehditle, şantajla oy isteyecekler. Valileri kaymakamları, esnafa gönderiyorlar, tehdit ediyorlar, şantaj yapıyorlar. Ama kimse bu tehditlere boyun eğmeyecek. Halk kararını verdi. Türkiye toplumu, tüm halklar, herkes kararını verdi, Recep Tayyip Erdoğan gidicisin gidici. Artık geri dönüşün yok. Sana yol göründü.

‘KİMSENİN GÜCÜ DİLİMİZİ, KÜLTÜRÜMÜZÜ İNKAR ETMEYE YETMEZ’

Bu halk kararını ne zaman verdi biliyor musunuz? Kürtleri inkar ettikleri zaman. Kürt sorunu yoktur, diyen zihniyete karşı Kürtler birlik ve beraberliğini sağladı. Biz biliyoruz bu ülkede Kürtlerin yaşadığı sorunları kimse kabul etmedi, kimse tanımadı. Geçmişte de böyle yaptılar. Bizim sorunlarımızı güvenlik politikalarıyla çözmeye çalıştılar. 40 yıldır devam eden eşitlik ve özgürlük mücadelesini terör olarak gördüler. Oysa bu halkın kimlik sorunu, dil sorunu, kültür sorunu var. Kimsenin gücü dilimizi, kültürümüzü inkar etmeye yetmez.

‘ONLARA VERİLECEK OYLAR KURTLARIN MECLİS’E TAŞINMASINA VESİLE OLACAKTIR’

Onlar bu zihniyette. Yaptıkları ittifak ortadayken Kürtlerin AKP’ye oyu gitmeyecek. “Taş üstünde taş omuz üstünde baş bırakmayın” diyen zihniyetle yapılan ortaklıkla Kürtlerden oy isteyecekler. Ama onlara verilecek oylar kurtların Meclis’e taşınmasına vesile olacaktır. Buna izin vermeyeceğiz.

Bizi baraj altında bırakmaya çalışacaklar, oylarımızı çalmaya çalışacaklar. Bizler her türlü baskıya karşı bu barajları halklarımızın desteğiyle aşacağız. Meclis’te sizin temsilciniz olacağız. Meclis’e göndereceğiniz 3 arkadaşımız, sizin sesiniz, sizin yüreğiniz olacak. Her zaman sizinle birlikte olacak üç adayımız var. Onları size emanet ediyoruz. Biz inanıyoruz ki Bingöl halkı bir kez daha adaylarımızı bağrına basacak, iradesine sahip çıkacak. Sadece parlamento değil bir de Cumhurbaşkanı adayımız var. Sevgili Selahattin Demirtaş var. Onu da size emanet ediyoruz.

‘CESARETİN VARSA DEMİRTAŞ’I ÇIKAR’

Sevgili Selahattin Demirtaş ile ilgili de binlerce yalan söylüyor, iftira atıyorlar. Demirtaş’ın elinde 53 insanın kan var diyorlar. Biz bu konuyu defalarca Meclis’e getirdik, “araştıralım” dedik. AKP oylarıyla reddedildi. Çünkü o gün yaşamını yitiren insanlarımızın çoğu bizim partililerimizdir. Güvenlik güçlerinin ateşiyle yaşamlarını yitirdiler. Ama bugün iktidarlarını ayakta tutabilmek için Recep Tayyip Erdoğan, Demirtaş’ı terörist ilan ediyor. Biz kendisine sesleniyoruz: Cesaretin varsa çıkarırsın Demirtaş’ı dışarıya halk karar verir kim suçlu kim suçlu değil. Ama böyle bir cesaretleri yok. Çünkü Selahattin Demirtaş’ın cesaretinden korkuyorlar. Bu korkunun ecele faydası yok. Artık gitme zamanları geldi. Son kullanma tarihleri 24 Haziran’dır.

Sadece 14 gün kaldı. Bu 14 günde sizlerden özellikle rica ediyoruz, herkesin kapısını çalın, herkesin elini tutun. İnsanlara AKP’nin yaptıklarını da anlatın, HDP’nin yapacaklarını da anlatın. HDP bu ülkede umuttur. HDP bu ülkede barışın teminatıdır. Bu inançla 24 Haziran tarihinde hep birlikte büyük bir zafer elde edeceğiz. Bunun için sandıklarımıza sahip çıkacağız. Oylarımızı çaldırmayacağız. Bunu yapabilirsek, Bingöl’den de 3 arkadaşımızı Ankara’ya hep birlikte göndereceğiz.

Siz İdris Baluken’i Ankara’ya gönderdiniz, Hişyar Özsoy’u Ankara’ya gönderdiniz. Her iki arkadaşım da Bingöl’ün sorunlarını her zaman dile getirdi, sizlerden ayrılmadılar. Şimdi de 3 adayımızı Ankara’ya yollayacağız.

Demokrat Haber/Bingöl