HDP Merkez Yürütme Kurulu, Diyarbakır’da katledilen eski Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin 3. ölüm yıldönümünde yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, “Türkiye halklarının ve tüm demokrasi güçlerinin vicdanını yaralayan bu cinayet açığa kavuşturulmadığı sürece, toplumsal barış ve adaletin sağlanması için adım atılmıyor demektir. Tahir Elçi için adalet sağlanıncaya değin, bu davanın takipçisi olacak ve görevini yerine getirmekten imtina eden tüm iktidar odaklarını ve yargıyı ifşa etmeye, sorumlu tutmaya devam edeceğiz” denildi.

HDP Merkez Yürütme Kurulu’nun açıklaması şu şekilde:

Tam üç yıl önce, Dört Ayaklı Minare’nin hemen yanı başında, faili meçhul bir cinayetin kurbanı olan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin cinayetine ilişkin soruşturmada, yetkililerin kayıtsızlığı ve ciddiyetsizliği, ne yazık ki cinayetin ilk gününden bugüne değin aralıksız sürmektedir.

Yaratılan korku atmosferi altında dahi, barış ve demokrasi talebini yüksek sesle ve cesurca ifade etmekten bir an bile geri durmamış olan Tahir Elçi cinayetinden bugüne; iki Başbakan, bir Adalet Bakanı, bir İçişleri Bakanı ve yönetim şekli değişmiş, ancak cinayeti çözmeye yönelik ilgisizlik olduğu gibi sürmüştür. İsimler değişse de, bu tür davalarda takınılan tutum aynıdır.

2015’ten bugüne, soruşturma dosyasına tek bir şüpheli bile eklenmemiştir. Cinayetin işlendiği anda silahı ile orada bulunan kolluk güçlerinin, şüpheli sıfatı ile ifadesi alınmazken, bu kişiler dosyaya tanık olarak eklenmiş, mermi çekirdeği arayışına gidilmemiş, olay yeri incelemesi layıkıyla yapılmamıştır. Cinayet mahallini gören kameraların çözümü yapılmamış, niçin yapılmadığına dair tatmin edici bir yanıt da verilmemiştir.

Soruşturmaya yönelik kayıtsızlık bu durumda iken, AKP güdümlü savcılar, sosyal medya hesaplarında Tahir Elçi fotoğrafı paylaşan yurttaşlara yönelik inceleme başlatmış, bu kişilere yönelik ‘örgüt propagandası’ ve ‘suç ve suçluyu övmek’ suçlamalarıyla bir yıldan yedi yıla kadar hapis istemiyle dava açma aymazlığını göstermiş, Elçi’ye suçlu sıfatı atfetmeye girişmiştir.

OHAL sürecinde ise, Van Çatak’ta bulunan Tahir Elçi parkının ismi kayyum tarafından değiştirilmiş, Elçi’ye dair tüm izler silinmeye çalışılmıştır.

İktidarın Tahir Elçi cinayetine tavrı, doksanlardan bugüne değin işlenmiş tüm faili meçhul cinayetlere yönelik devlet tavrı ile aynıdır. Elçi’nin takip ettiği Uğur Kaymaz, Kulp, Roboski davaları ile Kuşkonar ve Koçağılı köylerinin bombalanması, Lice ve Temizöz davalarında alınan kararlar göz önünde bulundurulduğunda, aynı ‘örtbas etme’ ve ‘sürüncemede bırakma’ tutumunun, Elçi cinayetine ilişkin soruşturma dosyasında da devam ettiği görülmektedir.

Türkiye halklarının ve tüm demokrasi güçlerinin vicdanını yaralayan bu cinayet açığa kavuşturulmadığı sürece, toplumsal barış ve adaletin sağlanması için adım atılmıyor demektir. Tahir Elçi için adalet sağlanıncaya değin, bu davanın takipçisi olacak ve görevini yerine getirmekten imtina eden tüm iktidar odaklarını ve yargıyı ifşa etmeye, sorumlu tutmaya devam edeceğiz. Tahir Elçi şahsında barış umudunu ve arayışını yok etmek isteyenleri, onu linç edenleri, edilmesine neden olanları, bu siyasi cinayeti azmettiren ve destekleyenleri asla unutmayacağız. Değerli Tahir Elçi’yi katledilişinin üçüncü yılında bir kez daha saygıyla anıyoruz.

Demokrat Haber/Ankara