Halkların Demokratik Partisi (HDP), Suruç katliamında yaşamını yitiren PM üyesi Ferdane Kılıç şahsında Suruç şehitlerine adadığı Parti Meclisi toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı.

Son süreçte yaşanan gelişmeler ve AKP tarafından yeniden başlatılan savaş sürecine ilişkin geniş değerlendirmelerin yer aldığı bildirgede, "Türkiye toplumu, sanki ‘tek parti’ iktidarının Başbakanı’ymış gibi hareket eden bir AKP Genel Başkanı’yla karşı karşıyadır. Geçici statüdeki Başbakan, aldığı kararlarla, attığı adımlarla toplumu derinden sarsan, acı kayıplara yol açan bir çatışma ve şiddet dalgasını her geçen gün tırmandırıyor. Hamasi konuşmaları ile toplumun birçok kesiminde derin yaralara yol açtığını fark etmiyor" denildi.

Bildirgede, her gün toplumu infiale sürükleyecek konuşmalar yapan Başbakan ve yardımcılarının, 31 genç insanı Suruç’ta katledenler, HDP’ye yönelik Adana, Mersin ve Diyarbakır'da bombalı saldırılar gerçekleştirenler hakkında konuşmamasının son derece manidar olduğu kaydedildi.

Kutuplaşma ve gerginlik, toplum içi düşmanlık ve karşıtlık yaratma politikasını seven bu anlayışın, yargıyı, medyayı ve diğer alanları da kontrol altına alarak, çatışmanın bir parçası haline getirerek, Türkiye'yi güçlü bir fırtınanın içerisine çekmeye çalıştığını ifade eden HDP, bir çok yerde HDP'lilerin gözaltına alınarak tutuklandığını, Ağrı, Şırnak, İstanbul, Cizre gibi bir çok ilde de yargısız infazlar gerçekleştirildiğini hatırlattı. HDP, Rojavalılara yönelik gözaltıların, sendikaların basılmasının ve eş genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'a yönelik soruşturma açılmasının bu saldırıların bir parçası olduğu değerlendirmelerini yaptı.

IŞİD’e karşı mücadele eden gençlerin cenazelerinin günlerce sınırda bekletildiğini, Kandil'in bombalandığını ve sivillerin katledildiğini ifade eden HDP, şunları kaydetti:

"Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin kurmuş oldukları, MHP’nin de koltuk değnekliği yaptığı plan hem bizler hem de toplumun farklı kesimleri tarafından görülüyor. 7 Haziran seçimlerinin intikamını HDP’den almak ve kendilerine yine ‘tek parti’ iktidarının yolunu açmak için bu çatışmalı ortamı başlatan zihniyet demokratik değildir. 'HDP barajı geçemezse kaos çıkartır' diyen iktidar sahipleri, HDP barajı geçince kaos çıkarmıştır. 7 Haziran’da ortaya çıkan seçim sonucunun, kendi ifadeleri ile 'Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tahrik etmiş olması' bugün yaşananların temel nedenidir."

'BU TUTUM ERDOĞAN'A VE AKP'YE KAYBETTİRECEK'

Bildirgede, "Hedef HDP’yi itibarsızlaştırmak, toplumsal meşruiyetini tartışmalı duruma getirmek, 80 vekilimizin temsil ettiği halk iradesini rencide etmektir. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar, HDP’yi etkisizleştirme ve barajın altına itme operasyonu asla başarıya ulaşmayacaktır" denildi. AKP ve Erdoğan'ın başlattıkları savaşı seçimi kazandıkları için kullandıklarını vurgulayan HDP, "Ancak bu tutum Erdoğan’a ve AKP’ye kaybettirecektir. Çünkü bu, Türkiye toplumunun değil saray cuntasının savaşıdır. Hiçbir Cumhurbaşkanı veya Başbakan’ın bu halkın çocuklarını kendi siyasi ikbali için feda etmesi kabul edilemez. Vicdani red hakkı bu dayatmacı politikalar karşısında da savunulması gereken bir haktır" diye kaydetti.

Bu gelişmelerle, çözüm sürecinin bizzat devleti ve ülkeyi yönetenler tarafından fiilen durdurulduğuna dikkat çeken HDP, şöyle devam etti: "Kaosu daha da derinleştirecek bu çatışmacı siyasette ısrar yanlıştır. Çözüm sürecinin askıda tutulduğu her bir günün halklarımıza maliyeti çok ağırdır. Bir kez daha ülkeyi yönetenleri sorumluluğa çağırıyoruz. Bir an önce çatışmaları ve can kayıplarını sonlandıracak çözüm politikaları devreye girmelidir. Görev, bu çatışmaları ve ölümleri durduracak adımların bir an önce, karşılıklı ve acilen atılmasıdır."

Bugüne kadar çatışma politikaları karşısında üzerine düşeni yaptığı gibi bundan sonrada yapacağını bildiren HDP, yeniden barışçıl çözüm yollarının devreye konulması gerektiğini söyledi, "Barışı kazanma mücadelesi bugünün vazgeçilmez işidir" dedi.

'SİLAHIN SESİ KARŞISINDA DEMOKRATİK SİYASETİN SESİNİ YÜKSELTELİM'

HDP, şu çağrıyı yaptı: "Tüm kurumlarımıza ve bileşenlerimize, Türkiye’nin tüm demokrasi ve emek güçlerine, vicdan sahibi ve demokrat insanlarına, inançlı tüm kesimlere, asker ailelerine çağrı yapıyoruz: 'Silahlar derhal susmalı, taraflar çatışmasızlığı sağlamalı, İmralı’da sayın Öcalan’a karşı sürdürülen tecrit sona erdirilerek diyalog ve müzakerelerle çözüm üretilmeli' hedefi ortak mücadele zeminimiz olmalıdır. Barış etkinlikleri, toplantıları, mitingleri ile sivil demokratik mücadeleyi yükseltelim. Silahların sesi karşısında demokratik siyasetin sesini yükseltelim."

'ULUSLARARASI BİR SORUN ULUSLARARASI DESTEKVE DAYANIŞMAYLA ÇÖZÜLÜR'

HDP, uluslararası örgütler ve kamuoyuna ise şu çağrıyı yaptı: "Uluslararası bir sorunu uluslararası destek ve dayanışmayla çözmek için adımlarınızı yoğunlaştırın. Geçici AKP Hükümeti, IŞİD’e karşı mücadele adı altında, gerçekte Rojava’ya karşı düşmanca bir politika izliyor. Rojava’da IŞİD çetelerinin barbarca saldırılarının yenilgiye uğratılması ve bölge halklarının kantonlarda kendi kendilerini yönetmeleri, AKP iktidarının saldırgan politikalarının temel nedenlerindendir. Halbuki bugün Ortadoğu’nun en güvenli bölgelerinden birisi Rojava kantonlarıdır. O coğrafyada yaşayan halklar düşmanımız değil, dostumuzdur, barışın önemli bir parçasıdır."

'SARAYIN HAMLESİNE KARŞI TOPYEKÜN BARIŞ DİRENİŞİ YAPILACAK'

PM toplantısında, başta Merkezi Yürütme Kurulu olmak üzere tüm örgütlerin barış ve çözüm mücadelesini sürdürmesi görevini bir kez daha önüne koyduğunu vurgulayan HDP, şöyle devam etti: "Sarayın savaş hamlesine karşı topyekun barış direnişi yapılacaktır. Merkezi düzeyde yapılan barış mücadelesi hamlelerinin izdüşümleri bütün yerel örgütlerimizde de gerçekleştirilecektir.

Öte yandan ne zaman yapılırsa yapılsın, HDP tüm yerel örgütleri, bileşenleri ve kurumları ile birlikte yeni genel seçimlere hazırdır ve bu yöndeki çalışmalarına hız verecektir.

Biz biliyoruz ki, bu savaşın yeneni ve yenileni olmaz. Müzakere masasında, Dolmabahçe Mutabakatı zemininde, demokratik siyaseti geliştirmek ve çatışmasızlığı tahkim etmek büyük önem taşıyor. Bu doğrultuda gerçekleştirilecek her adım son derece kıymetlidir.

HDP, çatışmalı ortamı sonlandıracak, can kayıplarını önleyecek, barışçıl politikaları ve çözümü üretecek kararlılıktadır ve bunu gerçekleştirecektir." (ETHA)