HDP Parlamento Kadın Grubu, Meclis’te basın toplantısı düzenledi.

Grup adına konuşan HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, Güven’in tahliyesi için çağrıda bulunarak, “Leyla Güven, Anayasa’nın 83 üncü maddesine göre dokunulmazlığı başlayan ve hâlihazırda devam edip mecliste görev yapan 598 milletvekilinden siyasi olarak bir farklılığı bulunmamaktır. Leyla Güven de parlamentonun diğer üyeleri gibi yasama görevini yerine getirme hakkına sahipken bu hakkı hukuksuzca engellenmektedir” dedi.

Grup adına konuşan HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, şu ifadeleri kullandı:

Eşitsiz koşullarda, meşruiyeti bulunmayan bir ortamda üstelik bir de OHAL şartları altında 24 Haziran seçimleri yapıldı. HDP olarak bizler tüm o “sandığa gömün” talimatlarına, maruz kaldığımız yoğun baskılara rağmen yüzde 10 barajını geçerek Meclis’in üçüncü partisi olduk.

‘KADININ SİYASAL TEMSİLİYETİ KONUSUNDA ÖNCÜ PARTİYİZ’

Kadının siyasal temsiliyeti konusunda da Meclis'te öncü parti konumundayız. Gençlik, sivil toplum, emek gibi alanlardan, farklı inanç ve kültürlerden, Kürt halkının demokrasi ve barış mücadelesinden deneyimi bulunan 26 kadın milletvekili ile yani yüzde 38.81 oranıyla kadının sesini siyasi alana taşıdık. Kadın Parlamento Grubumuzun her bir bireyi, dünya ve Türkiye kadın mücadelesi birikimlerini, deneyimlerini referans alarak, kadının eşitlik ve özgürlük mücadelesindeki yerlerini aldı.

‘KADINI YOK SAYAN ZİHNİYET SİSTEMATİK SALDIRI BAŞLATTI’

Böylesi nitelikli bir temsiliyeti 7 Haziran 2015, ardından 1 Kasım 2015 seçimlerinde de sağlamıştık. İlk defa TBMM’de bir Kadın Grubunu oluşturmuştuk. Meclis’te bulunan tek kadın Eş Genel Başkan Figen Yüksekdağ’dı. Ancak yaşamın her alanında kadını yok sayan, ötekileştiren, kadını sadece eş ve anne olarak gören, itaat etmeyi dayatan zihniyet, kadının siyasette üstlendiği bu misyona tahammül edemedi ve sistematik saldırı başlattı.

AKP ile ete kemiğe bürünmüş olan bu zihniyet, başta Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ olmak üzere, Kadın Meclisi Sözcümüz Besime Konca, Grup Başkanvekilimiz Çağlar Demirel ve milletvekillerimiz Selma Irmak, Gülser Yıldırım, Burcu Çelik, Nursel Aydoğan, Leyla Birlik, Tuğba Hezer ve Meral Danış Beştaş’ı da hedef aldı. Kiminin vekilliğini düşürdü, kimini tutukladı.

‘İSTİSMAR VAKALARINDAKİ ARTIŞIN SEBEPLERİNDEN BİRİ KADIN KURUMLARININ KAPATILMASIDIR’

Bu sistematik saldırıların tek hedefi milletvekilleri değildi. Kadınların yılların mücadele birikimiyle elde ettiği kazanımları kayyumlarla gasp edildi, kadın kurumlarına kilit vuruldu, kapatılmayan kadın müdürlüklerinin başına “erkek “ müdürler atandı. OHAL kapsamında birçok kadın derneği kapatıldı, şiddet mağduru kadınların destek aldığı kurumlar ellerinden alındı. Bugün toplumda infial yaratan çocuk istismarı vakalarında yaşanan artışın sebeplerinden biri de bu kurumların kapatılmasıdır. Halen kayyum atanan 96 belediyemizden 26 kadın belediye eş başkanı tutuklu bulunmaktadır.

‘LEYLA GÜVEN KEYFİ BİR KARARLA TAHLİYE EDİLMEDİ’

Geldiğimiz bugün de Hakkâri Milletvekilimiz Leyla Güven, milletvekili seçilmiş olmasına rağmen cezaevinde rehin tutulmaktadır. Hepimizin gözleri önünde Anayasayı ve yasaları hiçe sayan bir gelişme yaşandı. Leyla Güven milletvekili seçildikten sonra mahkeme tahliye kararı vermesine rağmen keyfi bir şekilde Güven tahliye edilmedi.

‘MAHKEME KENDİSİNİ, VARLIĞINI VE DAHA ÖNCE ALDIĞI TAHLİYE KARARINI İNKÂR ETTİ’

Diyarbakır’da görülen son duruşmada milletvekilimiz Leyla Güven hakkında 29 Haziran 2018 günü tahliye kararı veren mahkeme başkanı ve bir üye hâkim, izinli oldukları gerekçesiyle duruşmaya katılmadı. Mahkeme heyeti oy birliğiyle, milletvekilimiz şahsında, kendisini, varlığını, emredici nitelikte olan ve daha önce aldığı tahliye kararını inkâr etti. Leyla Güven’in tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bu durum bile mevcut yargının AKP/Saray rejiminin emir-talimatı ile işlediğini ortaya çıkarmaktadır.

‘LEYLA GÜVEN 598 MİLLETVEKİLİNDEN FARKLI DEĞİLDİR’

Leyla Güven, Anayasa’nın 83 üncü maddesine göre dokunulmazlığı başlayan ve hâlihazırda devam edip mecliste görev yapan 598 milletvekilinden siyasi olarak bir farklılığı bulunmamaktır. Leyla Güven de parlamentonun diğer üyeleri gibi yasama görevini yerine getirme hakkına sahipken bu hakkı hukuksuzca engellenmektedir.

‘LEYLA GÜVEN DERHAL TAHLİYE EDİLMELİDİR’

Bizler, Hakkâri halkının, Türkiye halklarının iradesinin tutsak edilmesini kabul etmiyor ve Leyla Güven'in özgürlüğüne kavuşması için tahliye işlemlerinin derhal yapılması gerektiğini belirtiyoruz. Çünkü bizler bir yandan dil, kimlik, kültür, özgürlük ve adalet mücadelesi yürütürken bir yandan da dünyada kadına seçme ve seçilme hakkı erken tanıyan ülke olmakla övünen Türkiye’de kadının siyasette özne olmasını engelleyen zihniyete karşı mücadele yürütüyoruz.

Bunun karşısında kadınların maruz bırakıldığı uygulama, AKP eliyle siyasetin kadınsızlaştırılması çabasının ta kendisidir. Kadınların kendi siyasetiyle mücadele etmesinin engellenmesinin ta kendisidir.

AKP-Saray yargısı siyasi operasyonlar ve hapis cezaları ile kadınları dizginleyebileceğini sanıyor ise, henüz kadın mücadelesinin inadını ve kararlılığını anlamamış demektir. Tek adam rejiminin talimatıyla çalışan ‘yargı’, kadınların iradesine saldırdıkça yalnızca biz kadınların mücadelesinin haklılığı ispatlanmaktadır.

Ülkenin yarısının bu rejime itirazı devam etmektedir. Bu ceberut rejimin Türkiye gibi güçlü demokrasi mücadeleleri birikimi olan bir ülkede kalıcı olması mümkün değildir.

Kadınların başta siyaset alanının dışına itilmesi olmak üzere tüm kamusal alanlardan tasfiye edilmek istenmesi ile AKP-Saray rejiminin, 15 yıllık iktidarlarına rağmen “toplumsal ve kültürel alanda tahkim edemedikleri iktidarlarının” en büyük engeli olarak kadın mücadelesini gördükleri net ve açık ortadır. Özgürlük iddiamızdan ve demokratik siyaset ısrarımızdan vazgeçmeyeceğiz! Faşizmin omurgasını oluşturan bu erkek egemen siyasete engel olacağız. Siyaset sahnesinin her alanında olmaya devam edeceğiz.

Kadın özgürlük mücadelesinin her zamankinden daha güçlü, birleşik ve geleceği kucaklayacak şekilde büyütülmesi ertelenemez ve en acil görevimizdir. Parlamentoda kadın vekillerimizin, kadın meclislerimizin, kadın örgütlerinin, feministlerin seslerini daha gür çıkaracağı bir döneme giriyoruz. Eril ve militarist zihniyetten kaynaklanan savaşa, şiddet kültürüne ve savaş diline karşı onurlu barışın ve barış kültürünün tesisi için öncü güç biz kadınlarız. Kadınlar olarak kimliğimiz, bedenimiz, emeğimiz ve anadilimiz üzerindeki her türlü baskıya karşı, tüm kadınlarla dayanışarak, ortaklaşarak mücadele birliğimizi oluşturarak kadın aklı ve eliyle, tek adam rejimine karşı demokrasi mücadelesini büyütmek önceliğimiz olacaktır.

Katı baskıcı siyaseti kadın mücadelesi demokratikleştirecek, kadınların, emekçilerin, halkların haklı mücadelesi kazanacaktır. Ve bizler tek adama karşı daha çok insan, çok kadın olacağız. Bu bilinç, umut ve kararlılıkla yol alacağız. Devran böyle gider diyenlere “Bu böyle gitmez, kadınlar izin vermez” diyoruz.

‘GÜVEN, KIŞANAK, TUNCEL DERHAL SERBEST BIRAKILMALIDIR’

Hakkâri halkının iradesi Leyla Güven’in derhal serbest bırakılması çağrısı yapıyoruz. Bugün saat 14.00’te Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ın duruşması görülecektir. Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanak'ın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.