Kongre partinin en üst organıdır. Kongrenin, partinin önceki dönem kritiğini yapmak, bugünün emarını çekmek ve yarına hazırlamak gibi bir işlevi olur. Protokol, seremoni, bürokrasi gibi gereksiz ayak işleri olmasa parti kongreleri esas bu işe yarar.

HDP ile alakam olmasa da, bu parti ile ilgili yazmak zorundayım. Çünkü HDP bu ülkedeki en kitlesel, organize, etkili ve mücadeleci demokrasi paydaşıdır. Türkiye’de demokrasiyi inşa sürecinde HDP ana rolü oynayabilir. Yalan yok gönül isterdi ki bu rolü toplumsal yaptırım gücü olan sendikalar üstlensin. Fakat durum ortada.

Yargıtay internet sitesine göre HDP’nin 39.334 (04.02.2020 tarihi itibariyle) üyesi var, 2018 Haziran seçimlerine göre de yaklaşık 6 milyon oyu var.

Bu bilgiler ışığında, HDP kongresinde tartışılması dileğiyle sorum şudur; Partinin üyeleri ve oy verenleri arasında bir bağ var mıdır? Üyeleri ve oy verenleri arasında nasıl bir bağı var? Parti, 39.334 üyesini organize edebiliyor mu? Parti, 6 milyon oy verini organize etmeyi hedefliyor mu? Öyle bir hedefi varsa nasıl bir metot geliştirecek, parti üst kurullarında üye ve oy vereni organize etmeye yönelik kurumsal bir yapı düşünüyor mu?

Üye ilişkileri ve oy veren kişileri üye yapmaya yönelik çalışma önemli.

Bu müessese bir başkan yardımcılığı kurumuna dönüşmeli. Diğer yandan öyle bir faaliyet parti içinde doğrudan demokrasinin yolunu açacaktır.

Şunu unutmamak gerekir, Diyarbakır’da HDP yarım milyon oy aldı. Peki kayyuma karşı belediyeyi kaç kişi ile korumaya çalıştı? İşte tüm bu işlere, güçlere partinin üye ve oy verenleri arasındaki ilişki denir.

HDP kongresinde bu meselenin tartışılması dileğiyle herkese Selamünaleyküm.

Not: Selamünaleyküm İslami bir şey değildir. Sosyolojiktir, bu toprakların selamlama biçimidir.