Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Genel Koordinasyonu yayınladıkları açıklama ile AKP ve Erdoğan’ın kadınlara dönük söylem ve politikalarını eleştirdi.

“Biat etmeyeceğiz, erkek-egemen sisteminize dert olsun!” başlıklı açıklamada “Kadın bedeni üzerinden politika üretme ve uygulamayı aklınızdan bile geçirmeyin” dediler.

“KADIN BEDENİ ÜZERİNDEN TOPLUMU DİZAYN ÇABASI”

Bianet’in açıklamadan öne çıkardığı ifadeler şöyle:

“AKP-Saray darbe rejimi, kadınların yıllarca bin bir mücadele ile kazandıkları hak ve özgürlüklere gözünü dikmiş görünüyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın ‘Devlet kadına karşı şiddete müdahil olmasın’, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın ‘Sezaryan insanlık suçu’, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Nüfus planlamasıymış, doğum kontrolüymüş, hiçbir Müslüman aile böyle bir anlayışın içinde olamaz’ ve ‘Anneliği reddeden, evini çekip çevirmekten vazgeçen bir kadın, iş dünyasında istediği kadar başarılı olsun özgünlüğünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Eksiktir, yarımdır’ sözleri AKP-Saray’ın kadın düşmanlığı söylemlerinden sadece birkaçı.

“Bu darbe rejiminin kadın düşmanlığı sözle, söylemle sınırlı kalmıyor;  yasa, politika ve uygulamalarla kadın bedeni üzerinden toplumu dizayn etmenin yollarını arıyor.

“ERDOĞAN’IN SÖZLERİNİN ARDINDAN KÜRTAJ FİİLEN YASAKLANIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Her kürtaj bir Uludere’dir’ sözlerinden hemen sonra Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın yaptığı araştırmalar kürtajın fiilen yasaklandığını gösteriyor.

“Kadına yönelik şiddette ceza pazarlığı öngören yasa tasarısından,  Meclis’te AKP dayatmasıyla, % 7.7 olan evlenme hızına karşılık sadece % 1.7 olan boşanma hızını araştırmak ve aileleri güçlendirmek amacıyla kurulan Boşanma Komisyonu’nun yayınladığı rapora kadar, AKP, kadın ve çocuk haklarını gasp etmenin yasal dayanaklarını da oluşturmaya çalışıyor.

“Her fırsatta ‘erkeklik indirimi’ uyguladığı kadın katillerini koruyan erkek aklı, erkek yargısıyla hayatını savunan ve kendi kaderini tayin eden kadınları, Çilem’i, Yasemin’i, Olcay’ı, Demet’i cezalandırıyor.

“SAVAŞIN MEŞRUİYETİ İÇİN KADIN DÜŞMANLIĞI”

“Biz kadınlar, tarihten bu yana her darbe rejiminin militarist, cinsiyetçi ve sermaye yanlısı saiklerle kadın bedeni üzerinden toplum/nüfus mühendisliğine soyunduğuna tanık olduk ve hak-özgürlükleri tam da bununla mücadele ederek kazandık.

“Bu nedenle AKP ve Saray’ın beden ve nüfus politikalarını Kürdistan’da süregiden savaştan ayrı görmüyoruz. Aksine, savaşın meşruiyeti ve sürdürülebilirliği için gerek Kürdistan’da gerekse Batı’da kadın düşmanlığı aynı amaçlara hizmet edecek şekilde devam ediyor.

“Türkiye’de yapılacak rejim değişikliğinin önünde direnen kadınlar ve var olan kadın mücadelesi bir engel olarak görülüyor.

“KADINLARIN TANIMINI YAPMAKTAN VAZGEÇİN”

“Kuşkusuz, biz kadınlar, ‘İnsanlığın yarısını oluşturan kadın, zarafetiyle, estetiğiyle, anneliğiyle değerlidir’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a cinsiyet eşitliği dersini bir basın açıklamasıyla veremeyiz. Ancak, tarih ve değerlerine sahip çıktığımız bu topraklar, mücadeleyle ve direnişle eşitlik ve özgürlük dersi verdiğimiz çok siyasi görmüştür.

“Bu nedenle bir kez daha ısrarla vurgulamakta fayda görüyoruz: Kadınlığın tanımını yapmaktan vazgeçin, kadınlar anne, zarif veya estetik olmak zorunda değillerdir, kabul ettikleri ve kullandıkları tüm sıfatlar yine kadınların kendi seçimleridir. Size de bunu kabul etmek düşer.

“AKP-Saray rejiminin makbul kadını olmayacağız. AKP-Saray darbe rejimine ve cinsiyetçi politikalarına, kadınlar üzerinden hayata geçirmeye çalıştığı rejim değişikliğine direneceğiz.

“Başta Cumhurbaşkanı ve AKP hükümeti olmak üzere bu ülkenin erkek aklına, yarım aklına şunu öneriyoruz: Ne bu ülkenin halklarına ve inanç topluluklarına nefret kusarken, ne neoliberal hırslarınızla ovalarımızı, derelerimizi şantiye alanına, iş yerlerimizi kölelik kamplarına dönüştürme hayalleri kurarken, ne de Kürt halkına yönelik soykırım planları yaparken kadın bedeni üzerinden politika üretme ve uygulamayı aklınızdan bile geçirmeyin.”