AKP ve MHP’nin hazırladığı 18 maddelik İç Tüzük teklifinin Anayasa Komisyonu’nda görüşmeleri bugün saat 14.00’te başlayacak. 

Anayasa değişiklik teklifinden sonra İç Tüzük düzenlemesinde de AKP ve MHP ortak hareket edecek. 

İç Tüzük'ün, AKP-MHP koalisyonu eliyle ve dayatmasıyla, gizli pazarlıklar eşliğinde değiştirilmek istendiğini savunan HDP'den konuya ilişkin açıklama geldi. 

HDP'tarafından yapılan açıklama şöyle: 

Meclis’te, yasama organının anayasası sayılan İç Tüzük, AKP-MHP koalisyonu eliyle ve dayatmasıyla, gizli pazarlıklar eşliğinde değiştirilmek istenmektedir. Bu İç Tüzük teklifi var olan ceberut, baskıcı ve yasakçı Anayasa’yı bile çiğnemektedir. 12 Eylül 1980 darbecisi Kenan Evren’in yapamadıklarını 20 Temmuz 2016 darbecileri yapmaya çalışmaktadır. 

Bu adım ‘Erdoğan Rejimi’ni yerleştirme, faşizmi kurumsallaştırma çabalarının bir aşamasıdır. Bu İç Tüzük teklifi, demokratik meşruiyeti olmayan ve YSK hilesi ile elde edilmiş olan 16 Nisan referandumu sonucunda ortaya çıkarılan acayipliğin devamıdır. Bu aynı zamanda Meclis’te ifade özgürlüğünün yok edilmesinin, çoğunluk tahakkümünün kurumsallaşmasının adımıdır. Bu teklif AKP Genel Başkanı’na, ülkeyi OHAL ve KHK’lerle yönetme imkanını sağlamak için hazırlanmıştır. Hedef Meclis’i susturmak ve toplumsal muhalefeti görünmez kılmaktır. 

Muhalefetin yasa yapma ve denetleme hakkı ağır bir saldırı altındadır. Hiçbir muhalefet partisi kendi söz hakkını gasp eden ve kürsü dokunulmazlığını bertaraf eden bu düzenlemelere ‘evet’ diyemez.

Meclis’i meclis yapan muhalefet partileridir. Yürütme organının faaliyetlerini denetleyen muhalefet partileridir. Bunları etkisizleştirmek Meclis’i meclis olmaktan çıkarmak demektir. Bu teklif geçerli olursa, Meclis yasalara imza atan bir noterlik kurumuna dönüşecektir. 

"TEKÇİ ANLAYIŞ MECLİS'İ DE TEK TİP OLMAYA ZORLAMAKTA"

Madde 15 ve 16 ise tam anlamıyla düşünce ve ifade özgürlüğünü, kürsü dokunulmazlığını ortadan kaldırma, AKP-MHP koalisyonundan olmayanları "para" cezası ile susturma arayışıdır. Artık milletvekili dışarıda söyleyebildiğini Meclis kürsüsünde söyleyemeyecek ya da Meclis kürsüsünde söyleyemediği için dışarıda da konuşamayacaktır. 

‘Tekçi’ anlayış Meclis’i de tek ses ve tek tip olmaya zorlamaktadır. 1960’lı yıllarda Kürdistan coğrafyasında Kürtçe konuşanlara para cezası uygulayanlar, şimdi örneğin Kürtlerle ilgili bütün kavramları Meclis çatısı altında yasaklamak, asimilasyoncu politikaları Meclis’e taşımak istemektedir. 

Örneğin Dersim Katliamı’ndan, Sivas, Çorum, Maraş katliamlarından, Koçgiri ayaklanmasından, Ermeni tehciri ve soykırımından, İstiklal Mahkemelerinden, Roboski katliamından söz etmek ve Türkiye tarihinin nice karanlık sayfalarını, tarihsel toplumsal gerçeklerini konuşmak yasaklanmak istenmektedir. Yerleşim yerlerinin ve coğrafyaların, tarihsel kavramların ve isimlerin kullanılması engellemek amaçlanmaktadır. 

Muhalefeti, AKP-MHP zihniyetinin dil ve yorum dünyasına mahkum edemezsiniz. Yasaklarla Meclis’i ve ülkeyi yönetemezsiniz. Bunu Kenan Evren yapamadı, Erdoğan-Bahçeli ikilisi de yapamayacaktır. 

Bu İç Tüzük değişiklik teklifini ve sonuçlarını asla kabullenmeyeceğiz. Bizleri yasaklarla susturamazsınız. Olsa olsa kendinizi tarihin en karanlık döneminin mimarları ve uygulayıcıları olarak tescil edersiniz.