Kürt ulusal birliği için yürütülen çalışmaları değerlendiren HDP Hakkari Milletvekili Sait Dede, "Rojava, Başur, Rojholat'taki gelişmeler ve yine Türkiye’deki Kürdistani partilerin birliği, bize birliğin oluşumu için bugün her zamankinden daha yakın olduğumuzu gösteriyor" dedi.

Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Sait Dede, Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye saldırısı sonrası bir kez daha gündeme gelen Kürt ulusal birliğinin önemi ve birlik için yürütülen çalışmaları değerlendirdi.

Mezopotamya Ajansı’ndan Hamza Gündüz’ün haberine göre, halkların Kürtlerin ihtiyaç duyduğu ulusal birliğe çok yakın olduğunu ifade eden Kürtlerin tarihi bir fırsatla karşı karşıya olduğunu dile getirdi.

Dede, fırsatın kaçırılması durumda bir 100 yıl daha Kürtlerin statüsüz ve kültürlerinden kopuk yaşamaya mahkum olacağını ifade etti.

Ulusal Birlik Konferansı için geçmiş yıllarda da çalışmaların yapıldığını hatırlatan Dede, “Aslında Kürt Ulusal Birliği tarihsel bir meselemizdir. Bunun ilk adımı Sayın Öcalan, Sayın Barzani ve Sayın Talabani’nin girişimleriyle 2013 yılında atıldı. Yalnız o dönemin koşulları nedeniyle Sayın Barzani’nin aracılığıyla yaklaşık 70 civarında Kürt örgüt, kurum ve partiye çağrı yapıldı. Bunlar iki gün boyunca Sayın Barzani başkanlığında toplandılar. O ara 21 kişiden oluşan bir komite kuruldu. Bu komitede dört parça Kürdistan’dan ve diasporadan da katılım vardı. Yalnız 2013 yılında hem bölge devletlerin hem de emperyal güçlerin müdahalesi ve DAİŞ saldırıları nedeniyle bu çalışma tam yürütülemedi ve ulusal birlik konferansı maalesef toplanamadı” dedi.

‘BİRLİK İÇİN EN UYGUN DÖNEMDEYİZ’

Konferansın toplanması durumunda bütün Kürt ve Kürdistani halkların sorunlarının ortak bir paydada buluşacağını söyleyen Dede, “Gelinen aşamada önümüzde tarihi bir fırsat duruyor. Bunun iki nedeni var. Birincisi koşullar her zamankinden çok daha elverişli. Emin olun bu Kürt birliğini sağlayamazsak, belki 100 yıl daha Kürdistan sömürge olacak, Kürt halkı sömürge olarak kalacaktır. Dünya koşulları da bize bunları gösteriyor ki, Rojava'daki, Başur'daki, Rojholat'taki gelişmeler ve yine Türkiye’deki Kürdistani partilerin birliği, bize birliğin oluşumu için bugün her zamankinden daha yakın olduğumuzu gösteriyor" ifadelerini kullandı.

'BU YÜZYIL KÜRTLERİN YÜZYILI OLACAK'

Bütün Kürtlerin, parti ve kurumlarının Kürtlerin birliğinden yana olduğunu söyleyen Dede, "Bu konuda her hangi bir çekince ve kaygı yok. Sadece bunun organizasyonunu oluşturmak gerekiyor. Dediğim gibi daha önce toplanan arkadaşlar da bu organizasyonu devam ettirmektedir. Çok yakın zamanda da yine Başur’da bununla ilgili bir araya geleceklerdir. İkinci nedeni de şu. Bugün Kürdistan’da her tarafta topyekûn bir saldırı var. Artık Avrupa’nın, Türkiye’nin, İran’ın Kürdü yok. A partisi B partisi yok. Kürde ve Kürdistan’a her yerde bir saldırı var. Bir parti ya da örgüt yok. Sadece Kürtleri Ortadoğu sahnesinden silme, 100 yıldır sömürge olarak sömürülen bir halkın bir yüz yıl daha el altında tutma, temel olarak verilen bedeller ile elde edilen kazanımları yok etmeye yönelik bir saldırı var. Bunu Ortadoğu’daki devletler de yapıyor, empeyal güçler de yapıyor. Biz bunlara karşı topyekün bir ses olabilirsek, emin olun bu 100 yıl Kürtlerin yüzyılı olacaktır. Bunun en bariz örneğini Kobanê’de gördük. Evet orada büyük kahramanlıklar sergilendi. Hepimiz biliyoruz. Ama Kürtlerin tek ses olması da bunda ciddi bir etki meydana getirdi. Aksi takdirde, Kürtler parçalanıp ayrı dururlarsa, emin olun bu gün Rojavada nasıl bir işgal varsa, Başur'da da olacak, Bakur'daki Kürtler de sessiz bırakılacak 100 yıl daha kimliksiz, kültürsüz herhangi bir hakkı olmayan bir halk konumunda kalacaklardır" diye konuştu.

KÜRT PARTİ VE KURUMLARINA ÇAĞRI

Kürt kurum ve partilerin bir araya geldiklerinde sürekli aynı şeyleri dile getirdiğini belirten Dede, şöyle devam etti:

“Hepimizin kaygısı aynı, hepimizin amacı aynı diyorlar. O zaman bunu en iyi bugün gösterme günüdür. Buradan bütün Kürt parti ve kurumlara seslenmek istiyoruz. Avrupa’daki ve Kürdistan'ın dört parçadaki Kürtlerin şunu görmesi lazım. Eğer çocuklarımıza, Kürt halkına iyi bir gelecek bırakmak istiyorsak, eğer bu soykırımları, bu katliamları bertaraf etmek istiyorsak hepimizin birlik olması gerekiyor. Başka bir çıkış noktasının olmadığını artık hepimiz net görüyoruz. Hepimizin kaygıları aynı. Konferansı kimin yöneteceğinin, kimin nerede yer alacağının hiçbir önemi yok. Mesele Kürt ve Kürdistani bir meseledir. Herhangi bir örgütle, herhangi bir partiyle bir çatışma, bir bitirme planı yoktur. Aslında temel sorun Kürde ve Kürdistan'a karşıdır. Bu olaya da böyle yaklaşmak lazım. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde Başur'da yapılacak toplantıya bütün Kürtlerin bu gözler bakması gerektiğini düşünüyorum. Aksi taktirde yine çocuklarımıza kalacak katliamlar olacak, soykırımlar olacak. Kürt halkının ve Kürdistan'ın yok olması olacak.”

Kaynak: Mezopotamya Ajansı