HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, koronovirüs salgınına ilişkin Meclis’te her partinin eşit katılımıyla bir komisyon önerisinde bulunarak, “Bu tehlikeyi büyük insanlığın birleştirici gücüyle hep birlikte aşacağız” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın, dün planlanan basın toplantısı koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle ertelendi. Sancar, video mesajla partilerinin koronavirüse dair çalışmaları hakkında bilgi verirken, hükümete de gerekli önlemleri alma çağrısında bulundu.
 
Koronavirüs meselesinin günlerdir, haftalardır tüm dünyada tartışıldığını söyleyen Sancar, tehlikenin büyüklüğüne dikkat çekti. Sancar, “Herkes tehdit altında yani bütün insanlık tehdit altında. Tam da böyle zamanlarda siyasetteki kavgacı dilin ne kadar yalan olduğunu daha iyi görüyoruz. Siyasetin amacı halka hizmet olmalı, insanlığa hizmet olmalıdır. Şimdi kavga zamanı değil, ortak yanlarımızı öne çıkarma zamanı. Bu büyük tehditle hep birlikte nasıl baş edeceğimizi düşünme zamanı. Bunun için de hızla hareket etme mecburiyetimiz var, elimizden geleni yapma görevimiz var” dedi. 
 
'MERKEZİ KRİZ KOORDİNASYON KURULDU'
 
Partisinin Merkezi Kriz Koordinasyon birimi oluşturduklarını belirten Sancar, koordinasyonlarının Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) ile sürekli iletişim halinde olduğunu söyledi. Alınacak önlemlere dair Sancar, toplu yerlere gidilmemesi ve evlerden çıkılmaması yönündeki tedbirlere uyulması gerektiğinin altını çizdi. “Fakat evlere kapanmamız, yalnızlaşmamız ve birbirimizden kopmamız anlamına gelmemelidir” diyen Sancar, “Tam tersine birbirimizle bağımızı ve iletişimimizi sürdürebilirsek ancak bu tehlikeyi atlatabiliriz. Hepimiz büyük bir ailenin mensupları olduğumuzu şimdi daha iyi görebiliriz. İnsanlık ailesinin mensuplarıyız. Birbirimize ihtiyacımız var. Birbirimizden koparak değil birbirimize daha çok bağlanarak bu tehlikenin üstesinden geliriz” diye konuştu.
 
Herkesin birbiriyle bağını sürdürmesi için çeşitli yollar yaratılabileceğine işaret eden Sancar, teknolojinin bu konuda yeterince imkan sunduğunu vurguladı.
 
‘GENÇLERE BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR’
 
Gençlerin sorumluluk alması gerektiğini dile getiren Sancar, devamla şunları söyledi: “Mahallelerdeki ihtiyaç sahiplerine bilhassa yaşlılara ve hastalara ulaşmak için gençlerimizin özel bir çalışma yürütmesi gerekiyor. Gençlik birimlerimiz bu konuda hızla hazırlıklar yapıyor ve çalışmalar yürütüyor. Fakat çalışmaları sadece bizim partinin gençleriyle sınırlı tutmanın doğru olmadığını biliyoruz. Yeterli olmadığını da biliyoruz. O nedenle bütün gençlere çağrı yapıyoruz: Kendi aranızda dayanışma ağları, haberleşme kanalları oluşturun. Bu kanallar üzerinden ihtiyaç sahiplerine zayıflara nasıl ulaşabileceğinizi tartışınız. Bu konuda bize ne düşerse yapmaya hazır olduğumuzu bilmenizi isteriz. 
 
Yaşlılar, hastalar, yalnız yaşayanlar, evsizler, göçmenler, sığınmacılar özel risk gruplarını oluşturuyorlar. Yoksulluk başı başına bir risktir zaten. Çünkü bu hastalık bağışıklık sistemi zayıf insanlara büyük bir zarar verebiliyor. O nedenle risk gruplarına nasıl yardım edebileceğimizi hep birlikte tartışmalıyız, hep birlikte yöntemler geliştirmeliyiz. 
 
HÜKÜMET ÖZEL SORUMLULUK ALTINDA
 
Bu büyük tehlike ile mücadelede hükümetler özel bir sorumluluk altındadır. Çünkü kamu kaynaklarını ve kamu gücünü hükümetler kullanıyor. O nedenle dünyanın her yerinde hükümetlere özel çağrılar yapılıyor. Biz de çağrılar yaptık, çeşitli öneriler sunduk. Bu önerilerin bir kısmını burada da hatırlatmak isterim: İhtiyaç sahiplerine ücretsiz gıda ve hijyen malzemeleri yardımı yapılmalıdır. Her türlü tedavi sürecinin ücretsiz yapılması sağlanmalıdır. Özel hastanelerin de kamu hastanesi statüsünde hizmet sunması sağlanmalıdır. Kamuda ve özelde çalışanlara ücretli izin hakkının tanınması lazım. Su, elektrik internet gibi hizmetlerin bu kriz süresince ücretsiz temin edilmesi gerekiyor.
 
Bazı mekanların özel risk alanları oluşturulduğunu da biliyoruz. Bunların başında cezaevleri geliyor. Cezaevlerindeki hasta ve yaşlı tutuklu ve hükümlülerin, bebekli annelerin ve hamile kadınların derhal tahliye edilmesi gerekiyor. Cezaevlerinde uygulanan görüş yasağı da dikkate alınarak tutuklu ve hükümlülerin aileleri ve yakınlarına telefonla ulaşmalarını sağlayacak düzenlemeler mutlaka yapılmalıdır. 
 
HÜKÜMET, TTB VE SES’LE İLETİŞİM HALİNDE OLMALI
 
Hükümetin bugüne kadar yaptıkları ve söylediklerini göz önünde bulundurduğumuzda yeterince hazırlıklı planlı ve sistemli çalışmadığını görüyoruz. Şüphesiz ilan edilen tedbirlerin önemli bir kısmı Dünya Sağlık Örgütü’nün de önerileri arasında yer alan tedbirler. Bunlara elbette itirazımız yok ancak alınacak tedbirlerin sürdürülebilir olması son derece önemlidir. Ayrıca tedbirler sonucu ortaya çıkacak sosyal ve ekonomik durumları da telafi etmeyi planlamak lazım. Kamuoyunu bilgilendirme ve süreci şeffaf yürütme konusunda da hükümeti yetersiz buluyoruz. Hükümetin başta TTB ve SES olmak üzere ilgili kurumlarla istişare içinde olması gerekiyor. Hatta TTB ve ilgili bütün meslek örgütlerinden temsilcilerin yer alacağı ortak bir kriz merkezi oluşturmak da mümkündür. Böylece toplumun alınacak tedbirlere ve yapılacak çalışmalara katılımı da sağlanmış olur. 
 
Bu meselenin toplum sağlığı meselesi olduğunu hiç kimse bir an için bile aklından çıkarmamalıdır. Burada siyasi çıkar hesaplarına asla yer olmamalıdır. Kar hırsıyla insanların ve toplumun ihtiyacını istismar yoluna gidenler en ağır şekilde cezalandırmalıdır. 
 
MECLİS’TE KOMİSYON KURULMALI
 
Bu aşamada Meclis’in de artık devreye girmesi gerekiyor. Meclis halk adına çalışmaları denetlemek ve yönlendirmek ve ayrıca halkı bilgilendirmek gibi bir yükümlülüğe sahiptir. Bu amaçla Meclis’te partilerin eşit katılımıyla ortak bir komisyon kurulmalı ve bu komisyona Meclis adına süreci yürütme görevi verilmelidir. İnsanlığımızı kurtaracak olan şey dayanışmadır.
 
YALNIZ DEĞİLİZ
 
Tehlike ne kadar büyük olursa olsun, yalnız olmadığımızı bilmemiz son derece önemlidir. Yalnız değiliz ve yalnız olmamalıyız. Ancak el ele vererek, ancak birbirimizle dayanışarak bu büyük tehdidin üstesinden gelebiliriz. İnsanlığımızı kurtaracak olan şey dayanışmadır. Dayanışma varsa insan kalmaya devam ederiz. Dayanışma varsa her türlü tehlikeyi aşmanın imkanlarını yaratabiliriz. 
 
İNSANLIĞIN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜYLE YENECEĞİZ
 
Dayanışmanın tek yolu toplantılar yapmak değildir. Bu zamanda toplantıların faydası olmayacak tehlikeyi daha da büyütecektir. Birbirimize bağlı olduğumuzu bir an bile unutmamamız gerekiyor. Bu tehlikeyi büyük insanlığın birleştirici gücüyle hep birlikte aşacağız. Hepinize sevgilerimi, saygılarımı iletiyorum.”