HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 2021 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi üzerine TBMM Genel Kurulu'nda konuştu. 

Buldan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“2017 referandumuyla birlikte halkın bütçe hakkının Saray’a devredildiği bir süreci yaşıyoruz. Bugün burada, halkın meclisinde, halka ait olmayan, ama halkın vergilerinden oluşan, parlamentonun bir virgülüne dahi dokunamadığı AKP iktidarının bütçesini görüşüyoruz. 

“Bu bütçe; hukuksuzluğu, yoksulluğu, işsizliği, eşitsizliği, adaletsizliği derinleştiren bir bütçedir. Bu bütçe; geçim derdinde olan milyonları değil, seçim derdinde olan ve sadece kendi bekasını düşünen AKP’nin iktidar çıkarlarını koruyan bir bütçedir. Saray iktidarı sebeptir, yaşanan tüm bu ekonomik, siyasal krizler ise bir sonuçtur. Bugün yaşamakta olduğumuz durum; tam da tekçi sistemin çoklu krizidir. 

“Kurduğunuz sizden olanlar dışında hiç kimse; Kürt de, Alevi de, Arap da, Ermeni de, Süryani de, Êzidî de, Rum da, Roman da, Çerkes de, Laz da güvende değildir. 

‘KARANLIK DEHLİZLERLE İTTİFAK HALİNDESİNİZ’

“Ülkeyi öyle bir hale getirdiniz ki, geçmişte devlet içerisinde gizli olarak örgütlenen Susurluk benzeri hukuk dışı yapılar, iktidarınızda artık kendini gizleme gereği bile duymamaktadır. Bu yapılar, neredeyse siyasete müdahale edecek güce kavuştular. Bunların, ittifakınızın adeta kayyımı gibi rol oynaması, kurduğunuz sisteminin bir sonucudur. Demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne dayanmayan bir rejimin paydaşları; darbeciler olur, mafyalar, çeteler olur. Demokrasinin olmadığı yerde karanlık dehlizler olur. 

“Roboski Katliamı’nın üzerinden tam 9 yıl geçti. ‘Roboski Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak’ demiştiniz. Bu sözünüz 9 yıldır havada duruyor. Görüyoruz ki; şimdi bu karanlık dehlizlerle ittifak halindesiniz! 

‘ADALET BAKANININ AÇIKLAMASI İTİRAFTIR’

“Adalet Bakanı ‘Adalet yerini bulsun kıyamet kopsun. Hâkimler karar verirken önündeki dosyaya baksın’ diyor. Bu sözler; yargınızın hukuka değil, iktidarın iki dudağı arasına bakarak karar verdiğinin açık bir itirafıdır. Kararların, adalet saraylarında değil, Beştepe Sarayı’ndan çıktığının kanıtıdır. Demirtaş, Yüksekdağ ve Kavala başta olmak üzere on binlerce insanı, siyasetçiyi, belediye eşbaşkanını, gazeteciyi tutuklattıran; hukuk değildir, onlara terörist diyen engizisyon zihniyetidir. 

“Bu ülkede Meclis’i bombalayan darbecilerle bir dönem ittifak yapanların, yine Suriye’yi ve Türkiye’yi kan gölüne çeviren barbar IŞİD’e göz kırpanların muhalif siyasetçilere terörist demesi hakikaten manidardır. Nitekim eski bir vekiliniz de ‘Aynı FETÖ yöntemlerini uygulamaya başladık’ itirafında bulundu. Gerçeği söyledi diye hemen disipline verdiniz. 

‘HAKKARİ’Yİ FİLİSTİN’E ÇEVİRDİNİZ’

“Partimizin önceki MYK’sına aynı yargınız tarafından bir kumpas düzenlendi. Damat savcınız Saray’a gitti, talimat aldı ve düğmeye bastı. Ardından Yargıtay üyesi yapılarak ödüllendirildi. Tam organize işler. Şimdi aynı yargıya bakıyoruz; insanları helikopterden atanları, işkence ve yargısız infaz yapanları, taciz ve tecavüzde bulunan güvenlik görevlilerini ise açıkça korumaktadır. Van’da Osman Şiban ve Servet Turgut’u öldürme amacıyla helikopterden atan, Turgut’un ölümüne neden olan failler günlerdir yargı önüne çıkartılmadı. Kemal Kurkut’u Diyarbakır’da katleden polis beraat ettirildi. Adalet bir kez daha kurşunlandı. Bu kararın anlamı şudur: Kürdü vurmak serbest! Hakkâri’de 61 yaşındaki Şerali Dereli ve 16 yaşındaki Özcan Erbaş askerlerce öldürüldü. Emrinizdeki güvenlik güçleri Hakkâri’yi adeta Filistin’e çevirdi. Roboski, Soma, Suruç, Ankara ve Çorlu katliamlarındaki adalet çığlıklarını duymazsınız, ama ne zaman ki dolar 8,5 lira olur, hukuk o zaman aklınıza gelir. Biz biliyoruz, sizin hukuk anlayışınız insanlığın hukuku değil, doların hukukudur.

“Böylesi bir süreçte iktidarınız reform söylemini ortaya attı. Son yargı paketinizin sonuçları ortadadır. Mafyayı, katilleri, kadına, çocuğa karşı cinsel suç işleyenleri serbest bırakarak, onların yeniden suç işlemesine olanak tanıyan bir reform yaptınız. Yeni reformunuzun da bundan farklı olmayacağı gün gibi ortadadır. 

‘KOBANİ’DE MAT OLDUNUZ’

“Hukuk ve kural tanımayan bir rejimin sonucu olarak Türkiye, en büyük krizlerle karşı karşıyadır. İktidarınızın ömrünü uzatabilmek için sürekli kriz ve çatışma siyaseti izliyorsunuz ancak bu da sizi kurtarmaya yetmeyecektir. 
“Libya’dan Suriye’ye, Irak’tan Akdeniz’e, Ege’den Azerbaycan'a kadar uzanan hatta sürekli çatışmacı bir politika izlediniz. Suriye’de IŞİD yapıları üzerinden söz sahibi olmaya çalıştınız. Kürt halkının kararlılığını ve gücünü hesaba katmadınız. Gidip çetelere yatırım yaptınız. Sonuç; Şam'da şah yapmaya gittiniz! Ama Kobanî'de halk size mat dedi. IŞİD vezirleriniz işe yaramadı. Suriye satrancını kaybettiniz. 

“Rojava’nın intikamını almak için her gün HDP’ye operasyon üzerine operasyon yapıyorsunuz. Bizim demokratik mücadele geleneğimizi tasfiye etmek isteyen onlarca hükümet geldi geçti. Hepsi birer birer silinip gitti. Fakat biz daha da büyüdük, daha da güçlendik. 

“Bu iktidar, her sıkıştığında üç yola başvurur. Sahte reform, doğalgaz müjdesi ve AB üyeliği. AB yeniden aklınıza geldi. Geleceğimizi orada görüyoruz demeye başladınız. Bugüne değin söz verip de AB’nin gereklerini yerine getirmeyen sizden önceki iktidarlar şuan neredeyse sizin de gideceğiniz yer orası olacaktır. 

“Demokrasiyi çökerttiğiniz için bugün ekonomi de çökmüş durumdadır. İktidarınız boyunca hiçbir katma değer üretmediniz. Fabrikaları sattınız, ülkenin kaynaklarını, topraklarını sattınız. Tarımı, hayvancılığı bitirdiniz. 18 yıllık iktidar karneniz; açtığınız değil, sattığınız fabrikalarla doludur. İnsanların yoksullaşmasının, işsizlikle, açlıkla boğuşmasının nedeni sizin bu politikalarınızdır.

“Milyonlarca insanı açlık sınırının altındaki bir asgari ücrete, yüz binlerce KHK’liyi açlığa mahkûm ettiniz. ‘Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok’ diyerek gençleri işsiz bıraktınız. Çaresizliğe sürüklediniz. Kamuya alımlarda liyakatı değil, torpili tek kriter yaptınız. Çalışanları, emeklileri, esnafları, üreticileri perişan ettiniz. Emeklilik bekleyen EYT’lileri mezarda emekliliğe mahkûm ettiniz. 

‘YETER Kİ KATAR-SATAR İTTİFAKINIZ BAKİ KALSIN!’

“İktidarınızı, çevrenizi, yandaşlarınızı zenginleştirirken, halkı ise daha fazla fakirleştirdiniz. Halkın vergilerini savaşta, çatışmalarda heba ettiniz. Milyonlarca insan açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verirken, sarayınızın bir günlük harcaması tam 8.6 milyon liradır. Halk ekmeği zar zor alırken, siz ise 1.5 milyon asgari ücretlinin bir aylık maaşı olan 3.3 milyar lirayı Katar’dan aldığınız uçağa ödediniz. İnsanlar nasıl geçinirse geçinsin, yeter ki sizin itibarınız sarsılmasın, yeter ki Katar-Satar ittifakınız baki kalsın! 

“Ekonomi büyüdüyse asgari ücret niye halen 2 bin 300 liradır? Niye 4 bin lira değildir? Ya büyüme rakamlarınız gerçek dışı, ya da büyüyen kısmı siz kendiniz alıyorsunuz.