HDP Bölge Kadın Konferansı'nda konuşan Ayşe Acar Başaran, Aysel Doğan’ın cenazesine dönük saldırıya tepki göstererek, "Köleliği dayatan erkek egemen rejime karşı, kadın özgürlükçü yaşamı kuracağız. Özgürlükte ısrarcıyız" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, 26 Haziran’da gerçekleştirilecek 5’inci Olağan Büyük Kongre’ye hazırlık kapsamında Çukurova ve Diyarbakır’da bölge kadın konferanslarını gerçekleştirdi.

DİYARBAKIR 

Diyarbakır’da bir düğün salonunda gerçekleştirilen Bölge Kadın Konferansı’na, HDP Kadın Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP Sözcüsü Ebru Günay, bölge kentlerinin kadın vekilleri ile çok sayıda il ve ilçenin kadın eşbaşkanı katıldı. Konferansın yapıldığı salona, “Em di azadiyê de bi ısrar di tekoşinê de bi biryar in (Özgürlükte ısrarcı, mücadelede kararlıyız)" yazılı pankartı asıldı. 

Sık sık "Şehid namirin" sloganının atıldığı konferans, divan oluşumu ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşuyla başladı. Konferansın açılış konuşmasını yapan HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Gülistan Atasoy, kadın kazanımlarının yok edilmek istendiği bir süreçte kadın mücadelesinin yol haritasını çıkarmak için bir araya geldiklerini kaydetti. Atasoy, “Bizler ne olursa olsun mücadele ve özgürlük ısrarımızı yenilemek için buradayız. Konferansımıza giderken önümüzdeki süreci daha güçlü karşılamak için buradayız" diye belirtti. 

SOYLU'YA CENAZE TEPKİSİ: AHLAKSIZLIKTIR 

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, konuşmasına 1999'da PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla Türkiye’ye gelen 2'nci Barış Grubu üyesi Aysel Doğan'ı anarak başladı. Başaran, "Aysel Doğan, Kürt kadını olarak erkek devletine karşı yüz yıldır bu topraklardaki asimilasyon politikalarına karşı büyük mücadele verdi. Aysel Doğan yaşamını Kürtlerin özgürlüğü için adadı. Kürtlere dönük saldırılar, Kürt yaşamını yitirdikten sonrada devam ediyor. Filistin'deki cenazeyi kınayanlar, o anın fotoğraflarını paylaşanlar, Aysel Doğan’ın Dersim'deki cenazesine saldırdılar” dedi. 

Başaran, Aysel Doğan'ın cenaze törenini hedef alan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya da tepki göstererek, "İsrail dahi cenazeye yaptıklarıyla övünmüyor. Türkiye'de HDP'li vekiller cenazeye katılamadığı için İçişleri Bakanlığı övünüyor. Bu ahlaksızlıktır, biz bu yaklaşımı kınıyoruz. Bilinsin ki Aysel Doğan bizim onurumuzdur" ifadelerini kullandı.  

KÜRTÇEYE DÖNÜK SALDIRILAR

Kürt Dil Bayramı dolayısıyla yapılan etkinliklere de değinen Başaran, Kürt diline dönük saldırıların arttığını söyledi. Başaran, "Kayyımlar ilk olarak Kürt diline saldırarak, Kürtçe tabelaları indirdiler. Okullarda 'Kürtçe dersi seçebilirsiniz' diyorlar ama Kürtçe ders verecek öğretmen yok. Kürtçe konuştuğumuzda Meclis’te halen tutanaklara 'x' olarak geçiyor. Sonra Cumhurbaşkanı çıkıyor 'Kürt sorunu yok' diyor. Doğru diyor! Kürt sorunu yok, sizin zihniyet sorununuz var. Biz bu yok edilme siyasetine karşı her yeri anadil mücadelesi yerine çevireceğiz" dedi. 

'SUÇLA ÖVÜNÜYOR'

AKP-MHP ittifakının mezarlıkları "savaş alanına" çevirdiğini kaydeden Başaran, şunları söyledi: "Cenazelerin kilometrelerce yer uzağa götürülerek kaldırımlara defnedilmesinde, cenazelerin araç arkasında sürünmesini gördük. Bütün yaşamını barış ve özgürlük mücadelesine adamış kadın arkadaşımız onurlu bir barış için mücadele eden Aysel Doğan'ın cenazesi, Dersim'de defnedilmek istendi. Ama AKP-MHP ittifakının cenazeye saldırı politikası, dün bir kez daha kendini gösterdi. Cenazeye sessiz kalan ikiyüzlü bir riyakârlıkla karşı karşıyayız. İçişleri Bakanı çıkıp cenazeye engel olmakla övünüyor. Emin olun bu İsrail'de bile yok. Soylu bunu ikinci defadır yaptı. 90'lı yıllarda da belki bu şekilde cenazelere yönelim oldu ama hiçbir iktidar bu suçu kabullenmedi. Fakat bu İçişleri Bakanı yaptığı suçla övünüyor."

ÖZEL SAVAŞ POLİTİKALARI

1 Mayıs'tan bu yana 11 kadının katledildiği bilgisini paylaşan Başaran, "İktidarın güç vermesi ile 11 kadın katledildi. Bu kadınların başvurularına cevap vermek bir yana Kürt kadınlarına özel bir şekilde saldırıyorlar ve Kürdistan'da tecavüzü bir gelenek haline getiriyorlar. Şırnak'ta Özel Harekât Derneği'nin Başkanı İbrahim Bartın kadına 4 yıl tecavüz etmiş, yakarak katledip yolun kenarına bırakmış. Biz bunu İpek Er dosyasında da gördük. Üniformalı oldukların da iktidarın nasıl davrandığını görüyoruz. Bu Özel Harekât Derneği nasıl kurulmuş?  Kim kurmuş? Bunların sonucu ortaya çıkarılmalıdır. Batman'da Musa Orhan bu özel savaşın bir örneğiydi. Van'da, Hakkari’de, Cizre'de, Şırnak'ta da benzer durumları gördük. Sokağa çıkma döneminde kendilerine 'Esatullah' diyenler vardı" ifadelerini kullandı. 

'DAHA GÜÇLÜ OLACAĞIZ'

Başaran, 2 yıllık süreçte neler yaptıklarını ve nerelerde eksik kaldıklarını tartışacaklarına işaret ederek, "Buradan çıkan sonuçlarla, önümüzdeki dönemi daha iyi nasıl görebiliriz. Nitelik olarak nasıl güçlendirebiliriz. Bu tekçi zihniyet karşısında yeniyi nasıl kuracağımızı konuşacağız. Hep beraber bize ölümü dayatan, dört duvar arasında köleliği dayatan bu erkek egemen rejime karşı, kadın özgürlükçü, ekolojik yaşamı hep birlikte kuracağız. Burada sloganımızda da dediğimiz gibi; 'Özgürlükte ısrarcıyız.' Şimdiden hepimizin yolu açık olsun" diye belirtti. 

ADANA 

HDP Adana İl Örgütü'nde de "Özgürlükte ısrarlı, mücadelede kararlıyız" şiarıyla düzenlenen Çukurova Bölgesi Kadın Konferansı’na, HDP milletvekilleri Tülay Hatimoğulları ve Fatma Kurtulan'ın yanı sıra Adana, Mersin, Hatay ve Osmaniye'den delegeler katıldı. “Em di azadiyê de bi ısrar di tekoşinê de bi biryar in (Özgürlükte ısrarcı, mücadelede kararlıyız)" pankartının asıldığı salona, Deniz Poyraz ile katledilen diğer kadınların fotoğrafları asıldı. 

Divan seçiminin ardından konferans, saygı duruşuyla başladı. Daha sonra açılış konuşmasını yapan HDP Adana İl Eşbaşkanı Helin Kaya, konferansa  katılan herkese teşekkür etti.

'ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ'

Divan adına konuşan HDP PM Üyesi Seher Kadiroğlu da, konferans delegelerini selamlayarak, büyük kongre öncesi önümüzdeki süreçte izleyecekleri yol haritasına dair bir araya geldiklerini söyledi. Her kongrenin bir yenilenme, yeni atılım ve hamleler barındırdığını dile getiren Kadiroğlu, sistemin Kürt kadın kimliğine ve kadınların bütün kazanımlarına saldırdığını kaydetti. Aysel Tuğluk şahsında hasta kadın tutukluların hedef alındığı bir ülkede yaşadıklarına işaret eden Kadiroğlu, "Kadın vekilleri çivilenmekle tehdit eden bütün bu erkek devlet şiddetine rağmen partimizin kongreleri, eylemleri 8 Mart'ın görkemi, Newroz ve 1 Mayıs alanlarındaki kadın duruşu, bu mücadeleyi bırakmayacağımızı, her alanda kadın örgütlülüğümüzü büyüteceğimizin resmidir. Yaşatılan bütün baskı ve zulme en büyük cevabı partimiz çatısın altında örgütlenerek, cevap vereceğimizi biliyoruz. ‘Kadınlar birlikte güçlü’, ‘Jin jiyan azadi’ ve ‘Yaşasın örgütlü mücadelemiz’ demekten asla vazgeçmeyeceğiz" dedi.