Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısıyla gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Beştaş, Keşan Belediyesi’nin yurttaşlara kan bağışı karşılığında 5 litre yağ vermesine ilişkin, “AKP’nin ekonomi politikasının adı nedir diye sorarsanız, vatandaşın kanının bitkisel yağ ile takas edildiği çöküşün adıdır” dedi.

Beştaş, HDP’ye dönük saldırılara değinerek, AKP-MHP iktidarının demokratik siyasete karşı suç işlediğini söyledi.

HDP’nin Diyarbakır İl Eş Başkanları ve Yenişehir İlçe Eş Başkanlarının hala gözaltında olduğunu dile getiren Beştaş, “Gün ortasında bir ihbar adı altında, ihbarı yapan kendileri, il binasını basan kendileri, saatlerce il binamızı dağıtarak il ve ilçe eş başkanlarımızı gözaltına aldılar. Bu da yetmiyormuş gibi, 4 gün gözaltı süresini uzattılar. Şunu asla unutmayalım, gözaltı süresinin uzatılması demek, işkenceye evet demektir. İşkencenin yapılmasına onay verilmek, hukuksuzluğa onay vermektir” dedi.

‘DİYARBAKIR’A BİR YAKLAŞIM VAR’

Beştaş, “Diyarbakır’a bir yaklaşım var, Diyarbakır'ı teslim almak istiyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ni kazanmak istiyor, Erdoğan’ın kurmaylarına ‘Diyarbakır’ı istiyoruz’ sözlerini 2000’li yıllardan beri biliyoruz, Osman Baydemir belediye başkanıyken hala o tartışmalar günceldi, Diyarbakır’ın kale olup olmadığına yönelik tartışmalar, dün gibi aklımızda” ifadelerini kullandı.

‘BU YARGILAMALARI TANIMIYORUZ’

HDP’lilere dönük gözaltı operasyonları, tutuklamalar ve yargılamalarda verilen cezalara tepki gösteren Beştaş, şöyle devam etti:

“Pandemi ve başka sebeplerle HDP gençliği ya da başkalarını gözaltına alan akıl ÖSO’culara alan açtı. Bu radikal İslamcıların gösterilerinin nasıl teşvik edildiğini de bir kez daha görmüş olduk. Sadece bununla sınırlı da değil. Saldırılar bir kaç başlıkta söyleyecek olursak, tehdit, kaçırma, işkence şantaj, tutuklama, tutuklama yetmiyor, bir de ceza veriliyor. Eş Genel Yardımcımız Tuncer Bakırhan’a geçen hafta ceza verildi. Onun gibi onlarca arkadaşımıza ceza verildi. Biz bu mahkeme kararlarını, bu yargılamayı tanımıyoruz. Çünkü bu bir yargılama faaliyeti değil. Emir ve talimatla yapılan yargılamadan çıkan ceza tanınamaz. Bu saldırılara karşı onların bir amacı var. HDP’yi zayıflatmak HDP’yi kriminilaze etmek. Bunu da başaramayacaklar.”

‘İKİTDARI DEĞİŞTİRECEĞİZ’

Partinin Eş Genel Başkanı Mithat Sincar’ın geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’da yaptığı ziyarette polis engellemelerini anımsatan Beştaş, “HDP’yi bir suç örgütü olarak gösterme çabaları var. Biz buradayız, Meclisteyiz, Meclisin 3’üncü büyük grubuyuz. Buradan da sözümüzü kuruyoruz, Türkiye’nin her ilinden de sözümüzü kuruyoruz. Bu siyaseti yaparken bize karşı işlenen suçları da tek tek not ediyoruz. Halk şu konuda hiçbir kaygı duymasın, HDP vardır bundan sonra da var olmaya devam edecektir. Onlarla birlikte bu suç işleyenleri kesinlikle yargı önüne çıkaracağız. Bu iktidarı değiştireceğiz” diye konuştu.

‘AİLELERE KAPIMIZ AÇIKTIR’

“Çocuklarının dağa gönderildiği” iddiasıyla HDP Diyarbakır il binası önünde bekletilenlere seslenen Beştaş, “Bu meselenin çözümü Meclistedir. Bütün siyasi partiler ve iktidar partisi muhalefet bu meselenin muhatabıdır, biz çözüm siyaseti yapan bir partiyiz.  Diyalogdan müzakereden yanayız, savaşı tercih eden biz değiliz. Edirne’den Kars’, Kars’tan Hakkari’ye, Hakkari’den Diyarbakır’a bütün ailelerin çocuklarına kavuşması için, gerçek barışın tesisi için mücadele eden bir partiyiz. Ailelerimizi bekliyoruz, onlara her zaman kapımız açıktır, kapının önünde değil, içeride de yerleri vardır” çağrısında bulundu.

MELEK ASLAN’IN KATLEDİLMESİ

Beştaş, Diyarbakır’da Melek Aslan’ın erkek kardeşi Mustafa Aslan tarafından katledilmesinin en önemli nedenlerinden birinin de cezasızlık politikası olduğunu ifade ederek, “Melek Aslan cinayetinde bir kere adeta bir işbirliği var. Nasıl bir işbirliği? Melek Aslan üç il değiştirmiş. Önce Sakarya'ya, oradan Diyarbakır, oradan Mardin’e gitmiş, şikayetlerde bulunmuş, dilekçe vermiş, korunmak istemiş; ama uzaklaştırma kararı dışında hiçbir karar verilmemiş. Aile, yargı ve erkek işbirliği ile Melek Aslan yaşamından oldu. Yargı, devlet- aile elbirliğiyle bu cezasızlık politikasıyla kadınların yaşamına ferman çıkarılıyor” şeklinde konuştu.

ERDOĞAN’IN MAAŞI

Türkiye’deki ekonomik kriz, işsizlik, yoksulluğa değinen Beştaş, halkın yüksek sesle isyan ettiğini ifade etti.

Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Erdoğan meydanlara çıkıp ‘nereden nereye’ diyor ya işte Türkiye’nin AKP-MHP ittifakı ile nereden nereye geldiğini o değil, biz söyleyelim. Onlar gerçeği söylemiyorlar, gerçeğe düşmanlar, ne ekonomi ne siyasette ne diğer alanlarda gerçekle bir sorunları var. Çünkü yalan üzerine bir politika yürütüyorlar, önce halkı tanzim kuyruklarına mahkum ettiler. Askıda ekmeğe muhtaç ettiler, ‘evimize ekmek götüremiyoruz’ diyen esnafa, ‘al keyif çayı iç’ diyen AKP-MHP iktidarı utanca imza attı. ‘Nereden nereye’ sorusunun yanıtı tanzim kuyruklarından, askıda ekmek ve keyif çaylarına gelmiş durumda. Halk bu yoksulluk içinde yaşarken iki ekonomik veri rekor kırıyor. İlki, Erdoğan’ın maaşına yapılan zam. Neymiş? 2021 bütçesinde Erdoğan'ın maaşına yüzde 8,3 zam yapıldı ve 88 bin lira oldu. Esnaf işsizlikten, açlıktan şikayet ederken ‘bana abartı geldi’ diyen Erdoğan abartı olan senin maaşındır.

‘KAN KARŞILIĞINDA YAĞ’

Bu ittifak halkı yoksullaştırıyor, bu ittifak kan karşılığında yağ veriyor. Kan karşılığında yağ veriyor. Evet, yanlış duymadınız, kan karşılığında yağ. Söylerken bile dehşete düşüyorum. Edirne’nin Keşan ilçesinde belediyenin kan bağışı duyarlılığını arttırmak için kampanya başlattığı duyurdu. 5 litre yağa karşılık kan bağışı yapmak için uzun kuyruklar oluştu. Toplamda 300 kişiye kan bağışı karşılığında 5 litre yağ verildi. Yoksulluğun insanın kanını emdiği sözü artık mecazi değil. AKP’nin ekonomi politikasının adı nedir diye sorarsanız, vatandaşın kanının bitkisel yağ ile takas edildiği çöküşün adıdır.”

‘BÜTÇE HALKA OLMALI’

2021 yılı bütçesini değerlendiren Beştaş, partisinin bütçenin saraya, savaşa, sermayeye değil, halka olması gerektiği önerisini yineleyerek, şöyle devam etti:

“AKP daha çok savaş, daha çok zam daha çok yoksulluk, işsizlik olduğunu ilan etti. Saraya 37, damada 10 araç alınmasına karşı çıkıyoruz. HDP olarak bütçeyi KYK borçlarının silinmesi için harcanmasını istiyoruz, çiftçi borçlarının silinmesini istiyoruz. Esnafa destek verilmesini istiyoruz, pandeminin yaralarının sarılması için harcama yapılması çağrısı yapıyoruz. Kuyruk ve askıları Türkiye gündeminden çıkaralım diyoruz, askıda ekmek meselesinde şunu söylemek istiyorum. Şu anda askıda olan sadece ekmek değil. Askıda olan adalet, hak, hukuktur, vicdandır, insanlıktır.”

ERDOĞAN’IN BOYKOT ÇAĞRISI

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Fransa ürünlerini boykot çağrısını değerlendiren Beştaş, “Ya bu nasıl bir söylemdir, hangi vatandaş gidip Fransız markalı çanta alabiliyor ya da hangi vatandaş o Fransız markalarının kokularını sürebiliyor? Bu, tamamen gündemi değiştirmektir, dış düşmanlar yaratarak, boykot söylemleriyle halka yoksulluğu, işsizliği, şiddeti unutturmak istiyorlar. Ama halk unutturmaz, ben açsam, hiçbir hamaset hiçbir söylem benim karnımdaki gurultuyu bastıramaz. Devlet kendisi boykot etmeyecekken, zaten Fransız markalarını alamayan halka çağrı yapılmasının bir anlamı var mı? Hep söylediğimiz bir şey, halkın aklıyla dalga geçmenin ötesine geçmeyin, bir boykot söylemi ile karşı karşıyayız” dedi.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı