Halkların Demokratik Partisi (HDP), cenazelerin ailelerinden habersiz ve kimsesizler mezarlığına gömülmesine neden olan Adli Tıp yönetmeliği değişikliğinin iptali için Danıştay’a başvurdu.

Ayça Söylemez’in Bianet’te yer alan haberine göre, bugün Danıştay Nöbetçi Dairesi Başkanlığı'na verilen “çok acil” başlıklı dilekçede, yürütmenin durdurulması da istendi.

16 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayınlanan değişiklikle, yönetmeliğin 10. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendinde şu cümle eklenmişti: “Cesedin teslim veya gömülme işlemleri sırasında kamu düzeninin bozulabileceği veya toplumsal olayların meydana gelebileceği ya da suç işlenebileceği mülki idare amirince değerlendirildiği takdirde cesetler, gömülmek üzere doğrudan mülki idare amirliğine teslim edilir.”

Başvuruda, Temmuz ayından sonra şiddetlenen çatışmalarda çok fazla sivilin hayatını kaybettiği ve hala morgda gömülmeyi bekleyen cenazeler olduğu belirtildi.

KANUNA VE USULE AYKIRI

Gömülme hakkı o denli temel ve kadim bir haktır ki, mevzuatta bunun için özel bir düzenleme yoktur. Yine defin işlemleri, ezelden beri yerinden yönetimlerin sorumluluğundadır ve mevtanın ailesiyle işbirliği içinde gerçekleştirilen süreçlerdir.”

Bu hakka, ailenin dini ritüellerini yerine getirebilmesi, belirli bir mezarın bulunması da dahildir. Defnedilebilme hakkı, cenazenin ardından yas tutulabilmesini de mümkün kılar.”

Başvuru dilekçesinde, defin işlemleri için belediyelerin yetkilendirildiği, böyle bir düzenlemenin Adli Tıp Kurumu’nun bağlı olduğu Adalet Bakanlığınca yapılamayacağı ifade edildi, “Adalet Bakanlığı'nın cenazelerin kim tarafından nasıl gömüleceğine dair bir hüküm tesis etme yetkisi yoktur” dendi.

Yönetmeliğin kanuna aykırı olduğunun belirtildiği dilekçede, kanuna aykırı şekilde defin işlemleri için mülki idare amirine yetki verildiği vurgulandı.

Böyle bir düzenlemenin genel olarak belediyeler, sağlıkla ilgili tedbirler özelinde de Sağlık Bakanlığı tarafından yapılması gerekliyken, Adalet Bakanlığı tarafından Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde yapılması usule de uygun değildir.”

OHAL UYGULAMASI

Hastaneye erişim imkanı bulunmadığından cenazesi günlerce evin buzluğunda muhafaza edilen 10 yaşındaki Cemile Çağırga, 7 gün sokakta bekletilen ve yardıma giden herkesin vurulduğu Taybet İnan örneği, morgda alt alta üst üste muhafaza edilen cenazeler, Türkiye Cumhuriyeti idaresinin insanların ‘gömülme hakkına’ saygılı davranmadığını gösteriyor.”

“Merkezi teşkilatın taşra yapılanmasında bulunan mülki amirler de bu uygulamada pay sahibidirler. Cenazelerin mülki amirlere teslim edilmesi, akıbetlerinin bilinmezliğe terki anlamına gelecektir.”

Dilekçede ayrıca sokağa çıkma yasakları, “rejimini olağanüstü hal ilanı olmaksızın olağanüstü kılan bu yasaklar” olarak tanımlandı, bu uygulamanın da kanuna aykırı olduğu belirtildi.

AİLELELER MEZARINI BULAMAYACAK

“Davaya konu düzenlemeyle, bütün bu haklar cenazenin 3 gün içinde teslim alınması şartına bağlanıyor.”

“Mevcut sokağa çıkma yasaklarının maalesef olağanlaştığı bu tabloda cenazenin gömülmesi veya teslimi esnasında kamu düzeninin bozulacağı iddiasıyla cenazenin mülki idare amirince toprağa verilmesi, açıkça o cenazenin ailenin tasarrufundan çıkarılması anlamına gelmektedir.”

“Bu durum hem ailenin defin ritüellerini uygun gördüğü şekilde gerçekleştirmesini engelleyecek, hem de cenazelerde karışıklıklar olmasına ve hatta ailelerin mezarları bulamamasına varabilecek sonuçlar doğuracaktır.”

“Ayrıca bu yetkinin belediyelerin yanında mülki idare amirlerine de verilmesi halkla merkezi idare arasında yaşanan gerginliklerin tırmanmasına sebebiyet verecektir.”