Hatay'da valilik, depremzede ailelerin barındığı ve birçok meslek örgütü, siyasi parti ile derneklerin yardım çadırlarının bulunduğu Sevgi Parkı'nı 'Kızılay gelecek' gerekçesiyle boşaltmak istedi.

Maraş merkezli depremler nedeniyle büyük yıkıma uğrayan Hatay Defne’de polis eşliğinde depremzedelerin çadırlarıyla kaldığı Sevgi Parkı’na gelen vali yardımcısı parkın boşaltılmasını istedi.

Vali yardımcısı, “Kendi kafanıza göre gelmişsiniz. Buraya Kızılay gelecek, çıkın” dedi.

Depremzede çadırlarının bulunduğu Sevgi Parkı'nda ayrıca İBB veteriner polikliniği, Türk Tabipleri Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası'ndan sağlıkçıları hizmet veriyor. Bunun yanı sıra Birleşik Taşımacılık Sendikası, Toplumsal Özgürlük Partisi ve Halkevleri gibi farklı meslek örgütleri, siyasi partiler ve derneklerin de yardım çadırları bulunuyor.

Kızılay'ın aşevi kurulacağı söylenen parkta kalan yurttaşlar ise duruma tepkili. Parkta kalan bir depremzede “Kızılay şimdiye kadar neredeydi? Bize bu kurumlar el attı” diyerek boşaltma gerekçesine ve Kızılay’ın haftalardır yardımda bulunmamasına tepki gösterdi.

6 yakınını depremde kaybettiğini ifade eden Aysel Yıldız, "Depremden 3 gün sonra kimse yoktu. Bizi ölüme terk ettiler. Nice aileler yok oldu. Bana yardımların ilk gün yetişmesi lazım. Gönüllüler ve partiler olmasa burada yaşayamazdık. İnsanlar burada yaşıyor mu, ölüyor mu bakmadılar” dedi.

GİDİN DEDİKLERİ YERDE TUVALET, DUŞ, ELEKTRİK YOK

Parkın boşaltılması talimatına tepkiler sürerken vatandaşlar valilikle görüşme yaptı.

Görüşmede valilik, depremzedelere Dursunlu ya da Narlıca’ya gidebileceklerini söyledi. Depremzedelere gidebilecekleri söylenen Dursunlu’da çadırlar kurulmuş durumda ancak ortak duş, tuvalet, çamaşır alanı, elektrik yok. Vali yardımcısı bu çalışmaların bir ay sonunda tamamlanabileceğini söylüyor.

Sevgi Parkı’nda çadır, çocuk parkı, yiyecek yardımı, sağlık hizmetine ulaşabildiklerini söyleyen depremzedeler bu bölgelerde yemek, hijyen, temiz su gibi ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir altyapı olmadığını ifade etti.

Vali yardımcısı ile görüşen heyette yer alan bir depremzede görüşme sonrası “Gidip görüştük ve gerçekten yarım kulakla dinledi bizi. Sorularımıza gerekli cevapları alamadık. Biz üç haftadan beri zaten zor durumdayız. Ailemizle, çocuklarımızla birlikte burada hep beraber hayatta kalma mücadelesi veriyoruz. En başından beri gönüllüler vardı burada. Yeri geldi biz yemeğimizi, ekmeğimizi paylaştık, yeri geldi çadırlara beraber odun indirdik. Burada hükümetten ya da devlet kurumlarından hiç kimse yoktu. Bize çözüm sunuyorlar ama sundukları çözümün karşılığı yok. Dursunlu’daki çadır kent hazır değil. Şimdi burayı terk etmemizi istiyorlar, düzenimizi bozmaya çalışıyorlar” dedi.

Avukat Elif Can Demirtaş, parkın boşaltılması için bir gün süre verildiğini söyledi.

Vali yardımcısının parktaki olanakları sağlama konusunda da söz vermediğini aktaran Demirtaş, “Daha fazla soru sormak istediğimizde görüştüğümüz yerden ayrıldı. Sevgi ve Dostluk parklarında çok sayıda depremzede var. Bu kişilerin ihtiyaçlarının ne zaman sağlanacağı belirsiz” dedi.

SAMANDAĞ'DAKİ ALANA DA KARAKOL YAPILMAK İSTENDİ!

Öte yandan TTB'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi'yle birlikte sağlık hizmeti vermek için Samandağ'da zeminini hazırladığı alana önceki gün polis karakol kuracaklarını belirterek yerleşmişti.

Türk Tabipler Birliği Deprem Koordinasyon Merkezi'nden Selçuk Çelik, tepkiler ve yaptıkları görüşmeler üzerine polislerin alandan çekildiğini, TTB ve İBB olarak alana yerleştiklerini ifade etti.

"20 GÜNDÜR GÖRMEDİĞİMİZ KIZILAY'I BÖYLE GÖRMEMİZİ Mİ SAĞLAYACAKLAR?"

Evrensel'den Volkan Pekal’a konuşan TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Onur Naci Karahancı ise ilk günden beri alanda mücadele ettiklerini belirterek, "Şu anda da bu sağlık mücadelemizi, sağlık hakkı mücadelemizi yürütebilmek için neredeyse sağlık adına olan bütün arkadaşlarımız burada. Psikiyatri polikliniğinden, veteriner hekimlerine, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası'ndan Türk Tabipleri Birliği'ne, Hatay Tabip Odası'na, bütün sağlığa dair gönüllülerin hepsi burada" diye konuştu.

İnsanların ulaşabileceği en bilinen ve hızlı noktalardan biri olarak Sevgi Parkı'nı seçtiklerini söyleyen Karahancı, valilik müdahalesini ve yaşananları şu şekilde anlattı:

"Yürüme mesafesiyle kendilerini güvende hissedebilecekleri, etraflarında bir binanın olmadığı bir nokta belirlemiştik ve böyle çalışma yürütüyorduk.

Bununla birlikte hâlâ ulaşılamayan, dezavantajlı grupların daha çok olduğu noktalara gidebilmek için 5 tane hareketli ekip belirledik. Yine Samandağ için böyle bir nokta belirledik. Orada da ikişer hem poliklinik hekimlerimiz hem de saha ekibimiz var. Bunlarla çalışmaya gidiyorduk.

Bugün buraya Kızılay’ı yerleştirileceğini söyleyen, kendisini vali yardımcısı olarak tanıtan bir kişi, etrafında çok fazla kolluk gücüyle beraber 'Hızla burayı boşaltın' dedi. Peki 'Ne yapacaksınız' dedim. 'Buraya Kızılay gelecek' dedi. 'Sağlıktan daha önemli bir şey var mı burada olması gereken? Bunu nasıl yapacaksınız?' dedim.  'Planlayacağız' dedi. Ne yazık ki 20 gündür nasıl planladıklarını hep birlikte gördük. 'Peki bu planlamada bizim yerimiz ne? Biz ne yapacağız? Bu kadar sağlık emekçisi için getirdiğimiz, konteynırlar ne olacak?' dedim. 'Siz yer söyleyin biz onları hemen taşırız' dedi. Nereye taşıyacaklarını da bilmiyorlar. Kızılay'ın ne yapacağı da belli değil. Aşevi yapacaklar diyorlar. Bu 20 gündür göremediğimiz Kızılay'ı herhalde böylece görmemizi mi sağlayacaklar.

İnsanların güvenini kazanmış, insanların artık en azından sağlıkta biraz da olsa kendini iyi hissettiği bir nokta burası görüyorsunuz. Ama ne yazık ki dediğim gibi hiçbir söz kurmadan, nedeni belli olmadan bugüne kadar sağlığa dair bir hiçbir cümle kurmayıp, bizimle birlikte çalışmayı yürütmeden, başından beri Sağlık Bakanlığı'na birlikte koordineli sürek yürütelim diye çırpınırken, hiçbir cevap vermeden bugün sadece karşımızda görebildiğimiz devlet temsilcisi, komutla beraber bize zapturapt cümleler kuran, resmi olarak hiçbir tebliğde bulunmayan, nedenini gerekçesini ortaya koyamayan bir ekipti. Ama dedik, biz bunu baştan beri söyledik. Biz halkın sağlığı için, toplum sağlığı için söz verdik ve bunu sonuna kadar yürüteceğiz."

TTB VALİLİĞE YAZI GÖNDERDİ

Yaşanan gelişmeler üzerine TTB, Hatay Valiliği’ne bir yazı gönderdi. Valilik bildiriminin yazılı ve gerekçeli bir biçimde yapılması gerektiği hatırlatılan yazıda, kamu kurumu niteliğinde meslek örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının parkta amaçlarına uygun olarak çalışmalar yürüttüğü belirtildi. Yazıda depremde binası yıkılan Hatay Tabip Odası’nın yürüttüğü faaliyetler, kadın sağlığı alanında verilen acil sağlık hizmetleri ile Türkiye Psikiyatri Derneği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi gibi kurumların çalışmaları buna örnek verildi.

Depremzedelerin mağduriyetlerinin bir an önce giderilmesi ve iyilik halinin sağlanabilmesi için her türlü destek ve yardımın ulaşılabilir kılınması gerektiği vurgulanan yazıda; bu bağlamda koordineli bir hareket beklenirken parkın boşaltılmasına dönük karardan derhal geri dönülmesi çağrısı yapıldı.

"NİTELİKLİ BİR YER TEMİN EDİLSİN"

Parkta depremin ikinci gününden itibaren açtıkları kriz masası ile depremzedelere yardım sağladıklarını söyleyen Halkevleri MYK Üyesi Berna Demirdaş, “Burada yaşamı yeniden kurduk. Bu sabah vali yardımcısı AFAD’dan bir görevli ile birlikte çadırları ve koordinasyon merkezlerini tek tek dolaşarak çıkmamızı istedi. Gidin dedikleri yerlerden biri Dursunlu. Oraya giden arkadaşlarımız orada herhangi bir hazırlık olmadığını gördü. Burada insanların kaç kişi kaldıklarını tespit edip orada nitelikli bir yer organize etmeleri gerekirken bir anda çıkmamız gerektiği söylendi” dedi.

Depremzedelerin vali yardımcısına tepki gösterdiğini de anlatan Demirdaş, “Halk vali yardımcısına itiraz ettiğinde vali yardımcısı ‘Zaten 4 battaniyeniz var, çok rahat çıkabilirsiniz buradan’ dedi. Buradaki insanlar kendilerine nitelikli bir yer temin edilmesini istiyor” dedi.