Emek Partisi Hatay İl Örgütü’nün düzenlediği "İşsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı ve baskılar karşısında işçi ve emekçiler ne yapmalı?" başlıklı panelde işçi ve emekçi kitlelerin birlikte hareket ederek, yeni bir sistemin mücadelesinin verilmesi gerektiğine işaret edildi.

Panelde sadece seçimlerde değil seçim sonrasında da birlikte hareket etmenin önemine vurgu yapıldı.

Turunçlu Defne evinde yapılan panele Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, CHP PM Üyesi ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır ve TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık katıldı. Yoğun katılımın olduğu panel moderatörlüğünü Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Sadık Nazik yaptı.

BAŞARIR: YENİ BİR SİSTEMİ HEP BİRLİKTE KURABİLİRİZ

İlk konuşmayı yapan CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, tek adamın ülkeyi yoksulluğa, açlığa, adaletsizliğe mahkum ettiğini söyledi.

Halkın sorunlarını AKP-MHP hükümetinin çözemediğini, tam tersi sorunlarını derinleştirdiğini söyleyen Başarır, "Doların 10 lira olmasının anlamını sokağa adım attığınızda görüyorsunuz. Ampul değiştirdiğinizde, kırılan camı taktırdığınızda, benzin almaya gittiğinizde, pazara çıktığınızda gelen zammı ve ücretinizin eridiğini fark ediyorsunuz. Aralık ayında asgari ücret belirlenecek, 2022 yılı bütçesi onaylanacak. Bunlar için Mecliste konuşacağız, sosyal medyada yazacağız, konuşacağız. Ama bunlar yetmez. Herkesin ses çıkarması lazım, eylem yapması lazım. Beyefendinin, saray çevresinin serveti artarken, biz bir o kadar yoksullaşmışız. İşçi, üretici, köylü, emekli herkes zor durumda, fakirleşmiş durumda. Herkes isyan ediyor, ama çözüm nerede, bunu hep beraber konuşmalı, hep beraber çözümü yaratmalıyız. Nasıl bir sistem, nasıl bir model, nasıl bir yönetim biçimi, nasıl bir paylaşım sistemi? Bunu ortaya koymak zorundayız. Daha kolektif düşünen, sosyal devletin egemen olduğu, üretim araçlarının daha adil paylaşıldığı bir yönetim biçimi için mücadele vermek zorundayız. Yeni bir sistemi hep birlikte yapabiliriz” dedi.

HATİMOĞULLARI: REJİMİNİN BÜTÜN DAMARLARI TIKANMIŞ DURUMDA

HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, ülkenin derin bir krizin içinde olduğunu bunun kapitalizmin krizi olduğunu söyledi.

Yaşanan ekonomik krizin, 1929 ekonomik buhranına benzetilebileceğini söyleyen Hatimoğulları, bunun bedelinin yoksula, işçi ve emekçiye yıkıldığını söyledi.

Dünya genelinde yaşanan krizler karşısında iktidarların, egemenlerin daha otoriter, daha baskıcı olduğunu ifade eden Hatimoğulları, işçi ve emekçilerin kapitalizme karşı kendi seçeneğini yaratması gerektiğini söyledi.

Hatimoğulları, bugün eksiğin büyük bir halk hareketi, emekçi birlikteliği yaratılamamasında yaşandığını söyledi. Bir tarım ülkesi olan Türkiye'nin her şeyi ithal etmeye başladığını, tarımsal üretimi bitirdiğini aktaran Hatimoğulları, "Kapitalist sistem ile hiç bir yere gidilemez. çözüm bu sistemin bu düzenin yıkılması ile mümkün olur. Ancak işçilerin, emekçilerin, halkların iktidarını kurmakla bütün sorunlarımızı çözebiliriz" dedi.

Suriye'de yaşanan savaşın evlerde hissedildiğini söyleyen Hatimoğulları, 5 milyon Suriyelinin bu savaşın sonucu Türkiye'de olduğunu, bunun sebebi olan iktidarın işçi ve emekçileri bu sorun üzerinden karşı karşıya getirdiğini vurguladı.

Bir çok işçi ve emekçi de bir göçmen düşmanlığı olduğunu aktaran Hatimoğulları, "Bu tablonun suçlusu ne Suriyeli ne de Türkiyeli işçi ve emekçi. Bu savaşı çıkaranlar, emekçileri yerlerinden edenler suçludur. Suriye tezkeresini iki seneliğine geçti. Normalde bir yıllık uzatılabilir. Belli ki bu iktidar bir sene sonra başına ne geleceğini bilmiyor. Bu tezkere ile  halkların başına yeni çoraplar örmek istiyorlar" dedi.

Yoğun bir baskı sürecinden geçildiğini ifade eden Hatimoğulları, -HDP'nin de bir kapatma davası ile karşı karşıya olduğunu söyledi.

Bu davanın karşısında hep birlikte durmak gerektiğinin altını çizen Hatimoğulları, "HDP'ye sahip çıkmak demokrasi mücadelesine sahip çıkmaktır. Kürt sorunun demokratik çözümünden yana olmaktır, barışa sahip çıkmaktır. İşte Aralık’ta mecliste onaylanacak 2022 bütçesine bakalım. Emekçiler ve halk için yapılan bütçe olmadığı ortada. Bütçenin önemli kalemi savaşa, savunmaya gidiyor. Kürt sorunun demokratik çözümü sağlanmadığı için her milliyetten işçi ve emekçiler karşı karşıya getiriliyor" ifadelerini kullandı.

ERCÜMENT AKDENİZ: ÇABAMIZ DEMOKRATİK, DEVRİMCİ BİR HALK SEÇENEĞİ YARATMAK

Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ise, işçi ve emekçiler için zor günlerin yaşandığı bu dönemde yan yana gelmenin, yan yana durmanın önemli olduğunu söyledi.

Parti olarak bütün çabalarının ülkede halk adına, işçi ve emekçiler için demokratik, devrimci bir seçeneği yaratmak olduğunu anlatan Akdeniz, doların 10 liralık psikolojik sınırı aştığını hatırlattı.

Akdeniz, bunun zam dalgasının, yüksek enflasyonun katlanarak geleceğinin işareti olduğunu söyledi.

Üreten işçi ve emekçilerin daha çok yoksullaştığı bir tablo ile karşı karşıya olduklarını aktaran Akdeniz, buna mecbur olmadıklarını, bunun kader olmadığını vurguladı. Türkiye'nin bu hale gelmesinin, işsizliğin, yoksulluğun, zamların sebebinin bir meczup kişi olmadığını ifade eden Akdeniz şöyle devam etti:

Sadece kendi başına birinin veya tek adam rejiminin işi de değil. Bu kapitalizmin, sermayenin uygulanan programıdır. Tek adam rejiminin gelmesini TÜSİAD, MÜSİAD sermaye, patron sınıfı istedi. Bir bütün olarak bu sistemi sermaye, patronlar kulübü getirdi. Gelinen noktada sistem tıkandı. Bir ad değiştirmek, sistemi revize etmek istiyorlar. Bir revizyon, bir restorasyon programı olarak önümüze bir Kemal Derviş programı getirmek istiyorlar. Sistem değişikliği olursa öncekiler memleketi batırdı. Bize düzeltmek için 5 yıl kredi verin diyecekler. Bunun için sadece bir hükümetin yıkılıp gitmesi yeni bir hükümetin gelmesi değil mesele. Neyi kuracağımızı, tartışmamız ve örgütlememiz lazım. Ülkenin yeraltı ve yerüstü kanyaklarını yağmalayanlara, emekçilerin ürettiği zenginliklere el koyanların saltanatı nasıl yıkacağız. İşçi ve emekçilerin iktidarını nasıl kuracağız. Bunu konuşmak, tartışmak, bunun için güç merkezi, halk cephesi örmek lazım. Giden gidecek, gelenin gideni aratmaması için işçi sınıfının emekçilerin kendi siyasetini yapması lazım. Bir kurucu meclis olacak mı, bir demokratik anayasa yapacak mıyız, sermaye ve patron sınıfına servet vergisi getirecek miyiz, vergiyi tabana değil tavana yayacak mıyız. Adil bir bölüşüm olacak mı? Bütün bu soruları sormalı ve bunun mücadelesini vermeliyiz.

Mecliste 2022 yılı bütçe görüşmelerinin başladığını hatırlatan Akdeniz, ülkeyi yönetenler tarafından hazırlanan bütçenin gelirlerinin halktan toplandığını ama halka harcanmadığını söyledi.

AHMET ŞIK: EYMÜR NE ZAMAN KONUŞSA İKTİDAR DEĞİŞİYOR

Son olarak konuşan TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, bugünkü ana organizmanın adının yolsuzluk, hırsızlık, talan ve suç düzeni olduğunu söyledi.

İnsanların yoksullukta intihar ettiklerinin unutulduğunu ifade eden Şık, şöyle devam etti:

"Çocuğuna pantolon alamadığı için bir baba intihar etti. Atanamayan beden öğretmeni fedai inşaatta çalışırken öldü. Bütün bunlar bu düzenin yarattığı tablo. Yoksulluk ve yoksunluk nedeniyle insanların maalesef öldüğü, intihar ettiği bir ülke olduk. Bunun üzerine hepimizin düşünmesi ve burada hepimizin sonuç çıkarması lazım. Bunu unutmamalıyız ve hesabını sormalıyız. Saray rejimi denen faşist bloka bir erime, zayıflama olduğu açık. Güçlerinde bir kayıp var. Ama halen güçlüler çünkü devlet mekanizması ellerinde. Olası bir seçimde gidecekler, iktidar el değiştirecek. İyi gitsinler eyvallah. Zaten gitmelerini istiyoruz. Tam da bu tablo bize AKP'nin iktidar olduğu 2002 seçim öncesini hatırlatıyor. Aynısını yaşıyoruz. O zaman 25 banka bizzat sahipleri, patronlar, bürokratlar, yani o günün iktidarı tarafından hortumlanmıştı.  25 bankanın hortumlanmasının halkın sırtına yıkılan faturası 60 milyar dolardı. Arkasında ne oldu daha önce geldikleri gibi İMF geldi, Dünya Bankası geldi programlarıyla. Kemer sıkma dediler, aç kalmaya devam dediler. Bize zaman verin dediler. Daha  fazla yoksul kalın dediler. Ama yine birileri cebini doldurmaya devam etti. O zaman seçim oldu AKP iktidar oldu. O zaman başka ne olmuştu. Şimdi sahneye çıkan Mehmet Eymür o zaman da sahneye çıkmıştı. Derin devlet artığı, kontrgerilla artığı bir takım insanların ifşaları ortaya saçılmıştı. Şimdi de oluyor. Mehmet Eymür ne zaman sahneye çıkmış o zaman iktidar değişmiştir. Bugün de benzer bir tablo var”

Panel daha sonra soru cevap ile devam etti. Ercüment Akdeniz ve Ahmet Şık kitaplarını imzaladı. İmza etkinliğine ilgi yoğun oldu.

Kaynak: Evrensel