Hatay, 15 ilçeden ve 593 mahalleden oluşan, Suriye ile sınır bir Akdeniz kenti.

Bu kentte 72 millet yaşar.

Araplar; Alevi, Sünni Şafi, Hıristiyan ve Ğimk Arapları (sosyolojik farklılıkları var).

Hristiyanlar; Katolik, Protestan, Ortodoks Rum ve dünyanın birçok misyoner kilisesi.

Türkler; Türkmenler, Çepniler..

Ermeniler.. (Bir köy kadardır, Vakıflı)

Afganlar, Özbekler..

Çerkesler,

Çingeneler; Çingene, Dom ve Aşiret üçü de Roman olsa da ayrıdır.

Bahailer (Dindir 2 mahalle kadar varlar).

Kürtler; Alevi, Şafi ikisi de var. Aynı zamanda Hassa Kırıkhan hattında yaşayan Kürtler ile Erzin İskenderun hattında yaşayan Kürtler farklıdır.

Yahudiler..

Karadenizliler; Dedeleri Lazca konuşur kendileri bilmez.

Yehova Şahitleri..

Tüm bu insanların üstüne yaklaşık bir milyona yakın da Suriyeli nüfusu eklenmiştir.

Hatay’da aynı kökenden olan halk, aynı mahallelerde oturur.

Mahalleler ayrı, ekonomik ve sosyal hayat birdir.

Tarihsel, sosyolojik ve kültürel bir ortak çimento var. Mahallelerde ve evlerde ne kadar ayrılıkçı ve ötekileştirici söylem dile gelse de bu sokağa çıkmaz. Sosyal hayat bunun çok ötesinde ve üstünde. Nedeni tarihseldir.

Hatay’da her türlü siyasal görüş ve düşünce vardır. Bu asla çatışmaya dönmez. Elbette dönem dönem çatışma eğilimleri olmuştur. Bunun altında her zaman devletin bir kanadı yatar. Çatışmayı önleyen de her zaman devletin diğer bir kanadı ve şehir sağduyusudur.

Hatay’da devletin çok kanadı vardır. Genelde makul kanat egemendir. Fakat bu ülke konjonktürüne göre değişir.

Dönem dönem Hatay’da problemli yapılar ortaya çıkar. Kitleselleşmese de varlığını bir süre gösterir. Zaman içinde ise söner. Tercümesi şudur; kullanılır ve atılır.

Bir dönem Ergenekoncu yapı tehlikeli bir tırmanış gösterse de zamanla söndü. Sivil şiddet eğilimli küçük ve devletin bir kanadı tarafından kontrollü yapılar hep vardır. Lakin başta da söylediğim gibi, yanar söner. Yol açanlar, yol verirler.

Hatay’da dünyanın tüm siyasal görüşleri var. Solculuğun her tonu, İslamcılığın her tonu, dünyanın tüm kiliseleri, sağcılığın her tonu, Şiacılığın her tonu, Liberalizmin her tonu, New Age’nin her tonu vardır.

Dinler, mezhepler, halklar, düşünceler müthiş bir zenginlik oluşturur.

Hatay’da devrimci, sol, sosyalist hareketler tarihsel sosyolojik olarak hep vardır. Bunun nedeni tarihsel köklerdir. Geçmişte çok güçlü oldukları ilçelerde şimdi çok zayıf olabilirler. Reyhanlı’da mesela Türkiye İşçi Partisi’ne bir milletvekili çıkmıştır. Altınözü geçmişte solun tüm renklerinin çalışma alanıydı. Tütün eylemlerini yaşlılar bilir.

Hatay halkının devrimci, sosyalist, sol gruplara eleştirisi ancak şu olur; Yoksul halkla bağlarının olmayışı. Ayakkabı ve sayacı atölyelerinde, sebze ambarlarında, haddehanelerde, Şirince, Alpagot, Yıldırımtepe, Gültepe gibi tek gözlü evlere temas edememeleri. Bunun dilini, yöntemini bilmeyişleri.

Sol, sosyalist ve devrimci yapıların varlıkları şehrin bir gerçeğidir ve gücüdür.

Demokratik Kürt siyaseti, sanıldığından güçlüdür. HDP ve öncüllerinin tarihsel problemi bu topraklara uygun yetkin kadro üretememeleri.

Son iki seçimdir HDP 56 bin oy bandını korumaktadır. Oysa yetkin bir kadro rezervi ve Erzin’den İskenderun’a dek o hatta yaşayan Kürtlerin dilinden, dininden, hemşericiliğinden anlayan reel demokratik siyaset üretilse bu ortalama bir elli bin oya daha tekabül edecektir.

Yapılan iki ankete göre bu seçimde HDP oylarında yaklaşık 20 bin bir ivme kazanmıştır. Partilerin aday belirleme politikaları nedeniyle bu rüzgâr ciddi bir şekilde düşmüştür. Lafı uzatmayalım. Bu tartışmayı seçim sonrasına bırakalım.

Diyeceğim şu ki Hülya Kavuk candır. Bizim mahallenin kızıdır. Asgari ücretle kıt kanaat geçinen bir emekçi, bir siyasetçi ve bir milletvekili adayıdır. Çalışmalarını en iyi ve geniş kitleye yapacaktır.

Önce yolu açılan, sonra yol verilen bu sivil şiddet eğilimli küçük yapılara Hatay’ın sağcısı, solcusu, İslamcısı zaten izin vermez.