Hasret’in, Koray’ın, Menekşe’nin... katilleri, Sivas Madımak otelindeki ateşlerde yaşamını yitiren; "Sevgi bizim dinimizdir, başka dine inanmayız," diyen 33 insanımızın katilleri aramızda dolaşmaya devam ediyor.

O gün ellerinde Türk bayrakları, dillerinde “Allah-u Ekber” ile yürüyen on bilerce Sivaslı hala orada yaşıyorlar. Madımak Oteli’nin önünü inandıkları inanç, bağlandıkları Türklük ile dolduran yürekleri kin, öfke ve düşmanlık ile dolu on binler hala Sivas’ta yaşıyor.

Hatta onlardan yüzlercesi yarın katliamın olduğu gün gidip o sokaktan geçecekler. İşte ben en çok da onların o sokakta geçerken ne düşündüklerini merak ediyorum.

Evet ya, o gün kalabalıklar içinde yer alan kaç kişi kendi vicdanı ile yüzleşti? Onların içinde kaç tanesi bu isimleri biliyor...

Hasret Gültekin – 22 yaşında, sanatçı

Koray Kaya - 12 yaşında

Menekşe Kaya - 15 yaşında

Asuman Sivri - 16 yaşında

Özlem Şahin - 17 yaşında

Nurcan Şahin - 18 yaşında

Emin Buğdaycı - 18 yaşında, şair.

Belkıs Çakır - 18 yaşında

Serkan Doğan - 19 yaşında

Serpil Canik - 19 yaşında

Yasemin Sivri - 19 yaşında

Yeşim Özkan - 20 yaşında

Handan Metin - 20 yaşında

Ahmet Özyurt - 21 yaşında

İnci Türk - 22 yaşında

Gülsüm Karababa - 22 yaşında

Huriye Özkan - 22 yaşında

Murat Gündüz - 22 yaşında

Sait Metin - 23 yaşında

Carina Cuanna Thuijs - 23 yaşında, Hollandalı gazeteci

Mehmet Atay - 25 yaşında, gazeteci, fotoğraf sanatçısı

Gülender Akça - 25 yaşında

Muammer Çiçek - 26 yaşında, aktör

Cengizhan Demir - 28 yaşında

Sehergül Ateş - 30 yaşında

Erdal Ayrancı - 35 yaşında

Uğur Kaynar - 37 yaşında, şair

Asaf Koçak - 35 yaşında, karikatürist

Edibe Sulari - 40 yaşında, sanatçı

Muhibe Akarsu - 45 yaşında, Muhlis Akarsu'nun eşi

Muhlis Akarsu - 45 yaşında, sanatçı

Behçet Sefa Aysan - 44 yaşında, şair

Metin Altıok - 53 yaşında, şair, yazar, felsefeci

Nesimi Çimen - 62 yaşında, şair, sanatçı

Asım Bezirci - 66 yaşında, araştırmacı, yazar

Bağlı oldukları din, millet onları bir kez daha “türklük” için, “müslümanlık” için “öldürmeye” çağırdığında durup da “ya ben ne yapıyorum?” diyebilmeleri, insanlıklarına dönebilmeleri için bu katliam ile önce kendi vicdanlarında sonra da insanlık karşısında bir yüzleşme gerçekleştirmeleri gerekir.

Yüzleşme olmadan adalet, adalet olmadan eşitlik ve özgürlük olmaz!