MERSİN- Necdet Kılıç iddianamenin içeriğinin çürük olduğunu, bu haliyle davanın da tarihe geçeceğine inandığını savundu. Devrimci Karahgah davasında 20 ay tutuklu kaldıktan sonra geçtiğimiz günlerde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Necdet Kılıç, davayla ilgili hazırlanan iddianamede örgütünün buluşma yeri olarak değerlendirilen Mersin'deki Park Cafe'de açıklamalarda bulundu.

 

Davanın tutuklu sanıklarından Hanefi Avcı'nın, 'Haliç'te Yaşayan Simonlar, Dün Devlet Bu Gün Cemaat' adlı kitabında da adı geçen Necdet Kılıç, 12 Eylül darbesinde kendisine işkence yaptığını iddia ettiği Avcı ile aynı davada yargılanıyor olmasını 'traji-komik' bir durum olduğunu söyledi.

 

Kılıç, "1972'de Dev-Lis örgütlenmesinde yöneticilik yapıyordum, Tarsus'ta gözaltına alındım ve Mersin'de sorgulandım. Sorgu şefliğini Hanefi Avcı yapıyordu. 12 Eylül sürecinde de gözaltına alındım, Hanefi Avcı sorguya girdi. Ama onu diğer polislerden ayıran özelliği Kurtuluş, Dev-Yol gibi örgütleri okuyarak, araştırarak bilgisi sahibi olmasıydı. Bilinçli, akıllıca bir sorgu tekniği kullanıyor olmasıydı. Diğerleri içip, içip gelip bizlere ağır ve faşizan küfürler ederken, Hanefi Avcı 'Küfretmeyin işinizi yapın' şeklinde sürekli uyarıyordu. O zamandan iyi yerlere geleceği belliydi ve peşine düştük. Devrimci harekete zararı vardı. Açıkçası imha etmeyi düşünüyorduk. O süreçten 'böyle bir kaderin cilvesi mi? diyelim bu döneme geldik" dedi.

 

AVCI ÖZÜR DİLEDİ

Adana 6'ncı Kolordu 1 Nolu Sıkıyönetim Mahkemesi'nde Kurtuluş davasında idam cezasına çarptırıldığını ve Yargıtay'ın cezayı 25 yıl hapse çevirdiğini anlatan Necdet Kılıç, 8 yıl cezaevinde yattıktan sonra Kasım 1987'de tahliye olduğunu, İstanbul'da yıllarca komilik ve garsonluk yaparak geçimini temin ettiğini anlattı.

 

Hanefi Avcı'nın kendisinin de aralarında olduğu 6 kişiden özür dilediğini belirten Necdet Kılıç, "Avcı ile İstanbul'da tesadüf karşılaştık. Bana geçmişte yaptıklarından pişman olduğunu, o dönem yanlış yaptığını söylüyordu. Beraber başka bir ortamda karşılaştıktan sonra ziyaret ettim. Karşılaşma ve ziyaret sonrasında bana hep geçmişteki yanlış politikaların, kendilerinin yapmış olduğu hataları anlattı. Ben de içimden 'O dönem işkence yapıyorlardı, şimdi iyi polisi oynuyor' diye yorumladım ve inanmadım. Ama gerçekten değişmişti. Geçmişte yaptığı yanlışlardan dolayı özür diledi, bizde kabul ettik. Daha sonra zaman zaman bir araya geldik. Buluşmamızda, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu, Türkiye'deki politik, sosyoekonomik gidişata ilişkin değerlendirmeler yaptık. Bu görüşmelerimizi de herkes biliyordu. Bizim onla olan diyalogumuz açık ve netti. Tabi ki o kendi inanç ve düşüncelerini, ben kendi inanç ve düşüncelerimi söylüyordum, karşılıklı konuşabiliyorduk. Eylül 2010'da Mersin'de pilav günü düzenledik ve birçok davetli katıldı" diye konuştu.

 

TAMAMEN BİR KOMPLO

Devrimci Karargah davasında Avcı ile birlikte yargılanıyor olmasının tabiata aykırı olduğunu savunan Kılıç sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Bu tamamen komplodur. Esas olarak davanın özü 'Haliç'te Yaşayan Simonlar, Dün Devlet Bu Gün Cemaat' kitabıdır. Bizim normal arkadaşlarımızla yaptığımız yemekli toplantılarımız, iddianameye dayanak oldu. Biz örgüt yöneticiliğinden, Hanefi Avcı ise bize yardım ve yataklıktan yargılanıyor. Örgüt yöneticisi olarak biz dışarıdayız, yardım yataklık yapan tutuklu. Avcı, milliyetçi, muhafazakar, inançlı bir insan. Biz devrimci, sosyalist insanlarız. Bunu mahkemede söyledik. Beraat edeceğimizi umuyorum. Çünkü iddianamenin içeriği çok çürük. Bu davanın kesinlikle maddi dayanağı yok. Hanefi Avcı ile aynı davada yargılanacağımız aklımın uçundan bile geçmezdi."