Hakkari Tarihi ve Kiliseleri Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Nasrullah Müezzinoğlu, Oğul köyündeki “Mar Abdişu Kilisesi”ni gönüllülerin yardımıyla temizleyeceklerini belirtti.

 

Hakkari il merkezinin yaklaşık 30 kilometre güney doğusunda (Tal) Oğul köyü vadisinde 16 tane kilisenin bulunduğunu belirten Müezinoğlu, bu kiliselerin ana merkezi olarak kabul edilen ve Bekuk yerleşim alanı çevresinde bulunan, adını kiliseyi yaptıran Abdişu Efendi’den alan Mar Abdişu kilisesinin bölge için büyük önem arz ettiğini söyledi.

 

NASTURİLER BURADA HACI OLUYOR

Müezzinoğlu, kilisenin, yerleşim ünitesinin kuzey yamaçlarında Trabzon’daki Sümela manastırı kadar heybetli, hatta daha da gizemli ve muhteşem görünen yüksek kayalıklara oturtulmuş bir dağ kilisesi olduğunu belirtti. Hristiyanlık inanışına göre ancak belli bir olgunluğa ulaşan din adamlarının bu kilisede bulunabildiklerinin belirtilmekte olduğunu anlatan Müezzinoğlu "Kilisenin içinde doğal su kaynağı vardır. İnançları için en eski ve en kutsal mabetlerden biri olduğu söylenir. Nasturi inanırları belirli günlerde oraya gitmekle hacı oluyorlar. Hakkari dağlarında çok uzun yıllar özgürce yaşayan ve Müslüman Kürtlerle sorun yaşamayan bu insanlar çok çalışkandı. Vadilerde kısıtlı toprakları olmasına rağmen bir taraftan hayvancılık yaparken, öbür taraftan bağcılık, cevizcilik, arıcılık yapıyorlardı. Kendilerine yetecek kadar da tarlalar oluşturup sebze, meyve ve tahıl ekiyorlardı.

 

Emperyalist güçlerin oyunlarıyla bu topraklardan sökülüp atılan komşularımızın bıraktığı emanetlerden ayakta kalmaya çalışan sadece birkaç kilise kalmıştır. İşte bunların en önemlilerinden bir tanesi olan Mar Abdişu kilisesi şu anda yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Son yıllarda hayvan barınağı alarak kullanıldığından, bazı duvarları yıkılmaya yüz tutmuştur. Bu önemli tarihi eserin böylesini sorumsuz bir şekilde yok edilmesi kabul edilemez. Mar Abdişu kilisesine sahip çıkmak hepimiz için bir görevdir. Komşumuza karşı bir insanlık borcudur”

 

MAR ABDİŞU KİLİSESİ TEMİZLENECEK

Dernek olarak, bütün ilgili kesimlere çağrıda bulunduklarını belirten Nasrullah Müezzinoğlu, ”Geçen hafta kiliseye yaptığımız ziyaret bizi fazlasıyla etkiledi ve üzdü. Biz gönüllü olarak önümüzdeki günlerde o kiliseye giderek gerekli temizliği yapıp suyunu içilecek duruma getireceğiz. Ancak bu hiçbir şekilde yeterli ve kalıcı olmayacaktır.

 

Bu ve benzeri kiliselerin derhal korunmaya alınması onarımlarının yapılması ve gelecek nesillere bırakılacak duruma getirilmesi gerekmekte. Tüm duyarlı kesimlerin derneğimiz ile işbirliği yapmasını istiyoruz. Duyarlılığın kalıcı olması için gençlerin ve çocukların bu tarihi eserleri tanımaları gerekmekte. Dernek olarak böylesi çalışmaları yapmak istiyoruz. Çocuklarımıza bu tarihi eserleri tanıtmak ve oralara ziyaretlerle tanıtımını kalıcı hale getirmek istiyoruz. Ayrıca kiliseleri tanıtacak gelecek nesiller için bir broşür hazırlamak istiyoruz” dedi.

 

NASTURİLER

Asya'nın çeşitli ülkelerinde mensupları olan bir Hıristiyan mezhebi. Nasturiler kendilerine Nasturi yerine Asuri veya Doğu Süryanileri adını vermeyi tercih ederler. Kuzey Mezopotamya Asuri toplumunun büyük bir bölümü 16. yüzyılda Katolik kilisesi ile birleşmiştir. Katolik sayılan bu Asuriler ise Keldani adıyla tanınır.

 

Türkiye'de 1915-24 yıllarına dek Nusaybin, Siirt ve Hakkâri yöresinde önemli bir Nasturi topluluğu vardı.

 

7 Ağustos-26 Eylül 1924 tarihleri arasında Nasturilerin bağımsızlık için başlattığı hareket, Diyarbakır'da konumlanmış VII. kolordu komutanı Cafer Tayyar Paşanın (Eğilmez) tespitlerine göre Van'ın güneyinden Siirt ilinin doğusundan ve Mardin ilinin kuzeydoğusundan Irak sınırına uzanan geniş alanda yayılmıştı.

 

14 Ağustos'ta Cafer Tayyar Paşa'ya hareketin bastırılması için başta Simko diye tanınan Şikak Aşireti başkanı İsmail Ağa ile çeşitli Kürt aşiretleriyle irtibat kurdu. 26 Eylül'de hareket kesin olarak bastırıldı. Binlerce Nasturi öldürüldü ve sınırı geçerek Irak'a sığındı.

 

Kaynak ve Fotoğraflar: Feyzullah Taş, Hakkari Haber Tv ; Güncelleme Tarihi: Mayıs 2012