Büyükada’da gözaltına alındıktan sonra tutuklanan insan hakları savunucusu Özlem Dalkıran, tutuklu bulunduğu cezaevinden mektup gönderdi.

İçinde bulundukları durumu absürt olarak niteleyen Dalkıran, “İçinde bulunduğumuz bu absürt durum ne hak mücadelesinden vazgeçmeme ne de kendimden şüphe etmeme neden olabilir. İlhan Selçuk’un dediği gibi, her insan kendi heykelini yontar ya, ben de benim heykelin bazı kıvrımlarını burada yontacakmışım meğer” dedi.

Aktivist ve çevirmen Özlem Dalkıran, Büyükada’da 5 Temmuz’da diğer hak savunucularıyla birlikte gözaltına alınıp, 18 Temmuz’da ‘örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ ve ‘silahlı terör örgütüne üyelik’ iddiasıyla tutuklanmıştı.

Dalkıran, halen tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden Agos’a gönderdiği mektup şu şekilde:

“Gözaltına alındığımız andan itibaren, hem ulusal hem de uluslararası insan hakları topluluğundan gördüğümüz olağanüstü dayanışma sayesinde, bugüne dek gücümüzü yitirmeden durabiliyoruz. Kendimize, yaptığımıza, verdiğimiz hak mücadelesine olan inancımızı zaten hiç yitirmedik ama yanımızda durmanız içeride daha da dayanıklı olmamızı sağlıyor.

İçinde bulunduğumuz bu absürt durum ne hak mücadelesinden vazgeçmeme ne de kendimden şüphe etmeme neden olabilir. İlhan Selçuk’un dediği gibi, her insan kendi heykelini yontar ya, ben de benim heykelin bazı kıvrımlarını burada yontacakmışım meğer...

Hrant’ın arkadaşları!

Sizlerle birlikte uzun tartışmaları, kahvaltı sofralarımızı, Çağlayan Adliyesi’ndeki adalet nöbetlerimizi çok özledim. Çıkar çıkmaz, yanınızdayım. 

En başından beri söylüyorum, yineleyeyim. İyi ki varsınız, İyi ki varız.  Hukuk için, adalet için, insan hakları için... “

Özlem Dalkıran