Yüksekova'da düzenlenmek istenen “Özgürlük Yürüyüşü” sırasında polis şiddetine maruz kalan ve bacağı kırılan HDP Iğdır Milletvekili Habip Eksik Ankara'da ameliyata alındı.

9 saat süren operasyonun ardından, hastane odasında konuşan Habip Eksik,  Bacağının kırıldığını söylemesine rağmen polisin vurmaya devam ettiğini söyledi.

Eksik, "bizi sakat bırakmak hatta öldürmek için hedef aldılar" dedi.

HDP Iğdır Milletvekili Habip Eksik, Artı Gerçek'ten Seda Taşkın’ın sorularını yanıtladı.

‘KİTLEYE İŞKENCEYE VARACAK ŞEKİLDE SALDIRDILAR’

O gün neler yaşandı, müdahale nasıl başladı? Sadece size yönelik mi saldırı gerçekleşti?

"Biz demokrasi ve barış için bir yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirmek için Yüksekova’ya geçtik. Kitlemizle beraber Zagros İş Hanı'nın önünde toplandık O esnada müzakereler yürütülüyordu. Ben misafir vekil olduğum için çok müdahil olmadım. Sadece bir yerde anayasaya göre gösteri ve yürüyüş hakkımızın olduğunu söyledim ve açıklamamızın engellenmesinin hukuki olmadığını ifade ettim. O esnada Hakkari Milletvekili Sait Dede ve Hakkari Yüksekova İl Eşbaşkanımız müzakere yürütüyordu. Bir anda Yüksekova İl Emniyet Müdürü talimatıyla polis kitleye ve bize saldırdı. Önce bizi ablukaya aldılar, daha sonra da kitleye işkenceye varacak şekilde plastik mermi ve biber gazlarıyla saldırdılar.

‘HER ŞEKİLDE VURMAYA BAŞLADILAR’

"Polis kitleyi dağıttığında bizim yanımızda altı yedi kişi kaldı. Bizi de kalkanlarla ablukaya alarak, nefes alamayacağımız şekilde sıkıştırdılar. Olaylar gerçekleşirken, yanımda bulunan bir gazeteciyi ve danışmanımı da gözaltına aldıklarını gördüm. En son ablukada Said Dede ve iki yöneticimizle birlikte dört kişi kaldık. 15-20 polis Said Dede’ye saldırdı. Bu görüntünün ardından bizi hedef alacaklarını anlayıp hemen telefonumu elime aldım. Video kısmını açtığımda, İl Emniyet Amiri ‘bunu da alın’ diye bağırdı. Daha sonra orada bulunan çok sayıda polis bize aklınıza gelecek her şekilde vurmaya başladılar."

‘BACAĞIMIN KIRILDIĞINI SÖYLEMEME RAĞMEN VURMAYA DEVAM ETTİLER’

'Yüzüme vurmamaları için elimle yüzümü kapattım ancak tam o esnada ayaktayken bacağıma bir tekme geldi. Bacağımdan gelen sesle birlikte kırıldığını hemen anladım. Sonra vurmaya devam ettikleri için yere yığıldım. Yere düştükten sonra milletvekili olduğumu ve bacağımın kırıldığını söylememe rağmen üzerimde tepinip, vurmaya devam ettiler. Orada beni sakat bırakmak için her şeyi yaptılar. Belki kırılmamıştır, sakat bırakalım hatta öldürelim diye düşünerek vurmaya devam ettiler. Daha sonra görüntü alınmaya başladığında polisler geri çekilmeye başladı. Sonra ambulans geldi, hızlı bir şekilde hastaneye kaldırıldım.'

'BİZİ ÖLDÜRMEK İÇİN HEDEF ALDILAR'

"Ben yerdeyken Sait Dede de yerdeydi. Aslında onu da aynı şekilde hedef aldılar. Onun kilosu az olduğu için, tekme gelince savruldu. Said’in de bacağında zedelenme oldu. Özellikle bizi sakat bırakmak hatta öldürmek için hedef aldılar. Biz özellikle yalnız bırakıp kimse görüntü almasın diye tek bırakıp şiddet uyguladılar."

- Daha sonra neler yaşandı, tedavi süreciniz nasıl ilerledi?

"Olayın hemen ardından ben ve Sait Dede Yüksekova Hastanesi’ne kaldırıldık. İlk müdahale burada gerçekleşti. Kısıtlı imkanlar olduğu için hava ambulansı Yüksekova’ya inemeyince, 7 saat süren bir yolcuğundan ardından Batman’a geldim. Ciddi bir ağrı eşliğinde ve sakat kalma durumuma rağmen saatlerce yolculuk yapmak zorunda kaldım. Daha sonra hava ambulansı ile Batman’dan Ankara’ya sevk edildim. İlk müdahalede geçici bir alçı yapıldı. Olayın ardından gece 2 sularında anca Ankara’ya ulaşabildim."

'VÜCUDUMUN HER YERİNDE DARP İZİ VAR'

-Bu süreçte hastanede hangi operasyonları geçirdiniz? Sadece bacağınızda mı kırık oluştu?

"Kafamın üst kısmında ciddi bir şişlik var. Yine alnımda kırık var, vücudumun her yerinde morluklar var. Omzumda, karın bölgemde, bacağım birçok yerinde ve kalçamda şişlik ve morluklar oluştu. Çene kemiğimde yumruğun etkisiyle çok ciddi bir hassasiyet oluştu. Kulağımın iç tarafından tırmalama şekilde bir kanama oldu. Hemen hemen vücudumun her yerinde bir darp izi var."

"Uyruk kemiğimde 3 tane kırık oluştu. Bu kırıklar parçalı olduğu için ameliyat edilmesi gerekiyordu. Kırık parçalı kırık ve aynı zamanda ucu sivri bir kırık, kırık atardamara çok yakın olduğu için atardamarı kesse ben orada hayatımı bile kaybedebilirdim. Zaten bir bacağımda kalıcı bir engel olup olmayacağı ilerleyen süreçte belli olacak. Kendim hekim olduğum için sürecin farkındayım. Kısacası bilinçli, kasıtlı bir şekilde bir saldırıya maruz kaldık. Sadece yaralama değil, öldürme kastıyla hedef alındık."

'ŞİKAYETÇİ OLACAĞIM'

-Size şiddet uygulayan emniyet personellerinden şikayetçi olacak mısınız?

"Elbette şikayetçi olacağım. Özellikle bu hukuk dışı uygula talimatı veren ve düşmanca vuran herkes ile hukuk karşısında hesaplaşacağım. Yaşanan olayı manipüle eden Hakkari Valisinden de şikayetçi olacağım. Zaten emri Hakkari Valisi ve İçişleri Bakanının verdiğini biliyoruz. Zaten İçişleri Bakanı, Eş Genel Başkanımızın paylaştığı tweeti alıntılayarak, bu şiddeti sahiplenmiş oldu. Tabii ki hukuk karşısında onlarla da hesaplaşacağız."

-Hakkari Valiliği, “Grup içindeki milletvekilleri, görevlilerimiz tarafından darp edildiklerine ve aşırı güç kullanıldığına dair algı oluşturmak amacıyla arbede esnasında kendilerini yere atmışlardır” dedi. Valiliğin açıklamasına ilişkin neler söylemek istersiniz?

"Benim bacağım üç yerden kırıldı. Bu valiliğin iddia ettiği gibi kendimi yere atmamla oluşabilecek bir durum olamaz. Bu hem tıbben hem de mantıken mümkün değil. Valiliği vicdanlı, ahlaklı olmaya ve yalan söylememeye davet ediyorum. Bu konuda şunu bilsinler ki; bugün bu şiddeti meşrulaştıran kişiler yarın bu sözlerinden dolayı hukuk karşısında çok ağır bedeller öderler. Bu konuda aleni yalan söyleyen Hakkari Valisini kınıyorum. Bu olay karşısında valinin yapması gereken, bu olayda sorumlu olan kişiler hakkında soruşturma açmak ve görevini yerine getirmekti. Aksi durum zaten onun yaptığını gösterir."

'DİĞER SİYASİ PARTİLERDEN TEPKİ KOYAN OLMADI'

Hastanede yatıyorsunuz ve bu süre içinde kimler sizi aradı. Örneğin Millet İttifakı’ndan sizi arayanlar oldu mu?

"Bir hekim ve TTB’nin sağlık komisyonu üyesi olmamdan kaynaklı özellikle sağlık örgütleri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri aradı, hatta ziyarette bulundular. Özellikle demokratik kitle örgütlerinden yana büyük bir sahiplenme oldu. Diğer siyasi partilerden ise demokrasiyi içselleştirmiş, bu konuda yapılanların demokrasiye darbe olduğunu gören insanlar aradılar ve ziyarete geldiler. Sizin aracılığınız ile arayan, soran, ziyarete gelenlere herkese teşekkür etmek istiyorum. Sosyal medyada öfkesini dile getiren ve yalnız bırakmayanlara da ayrıca teşekkür ediyorum. Ama kurumsal bazda diğer siyasi partilerden bir sahiplenme ve tepki ortaya koyma durumu olmadı."

'AKP-MHP İKTİDARININ ŞİDDET SARMALINA SARILDIĞININ EN SOMUT ÖRNEĞİ'

-Size yapılan şiddet Türkiye siyaseti açısından ne anlama geliyor?

"Yapılan bu saldırı AKP-MHP iktidarının kendi bekalarını sürdürmek için şiddet sarmalına sarıldıklarının en somut örneğidir. Hatırlarsanız 7 Haziran-1 Kasım arasındaki süreçte de aynı bu şekilde HDP’li vekillere yönelik saldırılar gerçekleşmişti. Bazı vekillerin ayakları, elleri kırılmıştı. AKP-MHP iktidarı, kaybettiğini gördüğünün bir göstergesidir. Demokratik, barışçıl siyasetin sağlanması için herkesin kenetlenmesi lazım. Bir bütün olarak Türkiye halkları kime yönelik olursa olsun, şiddet yöneltilen kişiyi sahiplenmeli ve tepkisini ortaya koymalıdır. Aksi taktirde bu tür iktidarlar kendilerini bu şiddet sarmalı üzerinden var ederler. Olay aslında biraz da bekalarını sürdürme hamleleridir. Maalesef uzun bir süredir de AKP iktidarı şiddete yönelmiştir."

'BU ZULMÜ DURDURALIM'

-Son olarak kamuoyuna iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

"Türkiye halklarının kardeşçe yaşaması ve ortak yaşamın inşa edilmesi için kin ve nefret duymuyorum. Ancak elbette hukuki anlamda hakkımı da savunacağım. Bundan sonra bir milletvekili değil, hiçbir canlıya böyle bir yaklaşımın olmaması adına hesaplaşacağım. Umarım bu olay hepimize ders olur. Bu tür zorba iktidarların bizi yönetemeyeceğini anlar. Devletin gücünü halkına kullananlara umarım sandıkta ders verilir. Bu konuda umut var."

"Bana yapılan bu uygulama halka sürekli uygulanıyor. Bu ülkede helikopterden insanlar atıldığında da aynı dil kullanıldı. Meclisin üçüncü büyük partisinin il binasında bir kadın katledildi, bunu da normalleştirdiler. Her gün hasta insanlar cezaevinde yaşamlarını yitiriyorlar. Çözümü çok kolay olan nedenlerle insanların hayatları altüst oluyor. Bütün alanlarda tam bir zulüm ve hukuksuzluk sürüyor. Bunun nedeni ise yönetemeyen iktidar, baskı ile bekasını sürdürmeye çalışıyor. Buradan herkese sesleniyorum topyekûn bu zulmü durduralım. "

"Bu konuda siyasetçiler de cevap olabilecek adımlar atmalı. Özellikle Meclis'in onurunu, değerini koruyacak ve tarafsızlık üzerine yemin etmiş her milletvekili ve meclis başkanı bu konuda tepkisini ortaya koymalıdır. Meclis Başkanı bu konuda ne bir geçmiş olsun dedi ne de aradı. Bu durumda Meclis Başkanı yeminine sadık kalmadı. Burada yapılan hem meclisin hem de halkın iradesine yapılmıştır. Herkesin artık bu uygulamalara dur demesi gerekiyor, aksi halde bu uygumalar devam edecektir."