PKK lideri Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmek istediğini söyleyen dünyaca ünlü Slovenyalı filozof Slavoj Zizek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaptıklarını da ‘canavarlık’ olarak adlandırdı.

Med Nûçe TV’ye konuşan Zizek, Türkiye’deki Kürtlerin durumu ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaptıklarını değerlendirdi.

Kürtlerin otonomi istediğini vurgulayan Zizek, “Aslında daha fazlasını isteyebilmeli. Öcalan’ı cezaevinde ziyaret etmek isterim ama tecrit koşullarının ağır olduğu hatta avukatlarının bile görüşemediğini duydum” ifadelerini kullandı.

‘ÖCALAN, FOUCAULT OKUYOR’

Öcalan’ın, cezaevindeki aydın kimliğine dikkat ettiğini düşündüğünü çünkü okuduğu kitapları gördüğünü söyleyen Zizek, “Foucault’yu okuyor mesela” dedi.

Kürtlerin hiçbir zaman emperyalist ve saldırgan eğilimleri olmadığına işaret eden filozof, şöyle konuştu: “Şimdi yönetmeleri için Kürtlere bir şans vermek iyi olmaz mıydı? Ütopya olduğunu biliyoruz! Bugüne kadar Kürtler, daha çok kendilerini savunmakla yetindiler. En güzel çözüm; bütün Kürtleri bir şekilde birleştirmek. Yani en azından Türkiye’nin doğu ve güneydoğusu, Suriye’nin kuzeyi ve Irak’ın kuzeyini birleştirmek. Hala sınırlarında bulundukları devlete bağlı olabilirler ama tarihsel açıdan bakıldığında birleşme hakları var.”

‘SARAY İNŞA EDECEĞİNE DÖNÜP OSMANLI’YA BAKSIN’

Kürtlerin Ortadoğu’da anahtar role sahip olduğuna dikkat çeken Zizek, “Ortadoğu’da en seküler grup Kürtler. Kürt sorunu çözüldüğü zaman bütün Ortadoğu sorunu çözülecek… Ortadoğu’da bir Kürt devletinin olması kimse için tehdit değildir. Tam tersine halklar arasında bir köprü oluşturur” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaptıklarını da ‘canavarlık’ olarak tanımlayan Zizek, “Erdoğan, saray inşa etmek yerine geriye dönüp, Osmanlı İmparatorluğu’nda özgürlükler ne kadardı, bugünden iyi olan ne vardı ona bakması lazım. Bu seçimlerde de Erdoğan’ın partisi çoğunluğu kazanamayacak. Yani seçimden sonra solcular, Kemalistler ve Kürtler bir blok bulabilir” dedi.,

ZİZEK KİMDİR?

Doktorasını felsefe ve özellikle de Alman idealist felsefesi konusunda yaptı.

1960’ların sonlarında psikanalize ve Lacan düşüncesine yakın ilgi duyduğu için, 70’lerde Paris’e giderek Jacques Alain-Miller ile birlikte Lacancı psikanaliz alanında çalıştı.
Mladen Dolar, Alenka Zupancic ve Renata Salecl gibi isimlerle oluşturduğu Ljubljana ekolü, 90’lardan itibaren Avrupa’nın sol entelektüel çevrelerinde, yeni Hegelci okumalarla etkili olmaya başladı.

Zizek, özellikle Hegel’in bu farklı yorumuna eklemlenen Lacan çözümlemeleriyle yeni bir Marksist yorum geliştirdi.
Badiou ile birlikte yeni komünist fikre yaşam verenlerin başında görülüyor.

Türkçede yayımlanmış yapıtlarından bazıları: İdeolojinin Yüce Nesnesi (Metis Yayınları), Ahir Zamanlarda Yaşarken (Metis Yayınları), Yamuk Bakmak (Metis Yayınları). Monokl’dan Bedensiz Organlar: Deleuze ve Sonuçları Üstüne, Fantaziler Salgını, Lacan ile Hegel , Olay, Cennette Sorun kitapları yayıma hazırlanıyor.