Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 52. duruşması yarın yapılacak.

14 Ocak 2013 tarihinde devam edilecek olan duruşmada, müdahil avukat Demokrat Haber yazarı Erdal Doğan’ın isteği üzerine Yaşar Adak ile gizli tanık Adıyaman dinlenecek.

ZİRVE YAYINEVİ DAVASI

Malatya'da, 18 Nisan 2007'de, Zirve Yayınevi'nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel, boğazı kesilerek ve bıçaklanarak öldürülmüş, zanlılardan Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Abuzer Yıldırım olay yerinde yakalanmıştı.

Üçüncü katın penceresinden kaçmaya çalışırken düşerek yaralanan Emre Günaydın, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'ndeki tedavisinin ardından, diğer zanlılarla tutuklanmıştı. Günaydın'ın olaydan yaklaşık 2 yıl sonra cezaevinde cumhuriyet savcısına verdiği ifade doğrultusunda, olayı azmettirdiği gerekçesiyle Varol Bülent Aral ve Zirve Yayınevi çalışanı olduğu belirtilen Hüseyin Yelki de tutuklanmış, Yelki daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti.

Savcı İsmail Aksoy'un davayla ilgili hazırladığı 19 sanıklı ikinci iddianamede, emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un, Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği görevini yürüttüğü 1993 yılında, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi (TUSHAD) isimli gizli bir yapılanmayı, Ergenekon terör örgütünün talimatları doğrultusunda, bu örgüte bağlı kurarak faaliyete geçirdiğinin belirlendiği ileri sürülmüştü.

İddianamede, Tolon, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli albay Mehmet Ülger ve Binbaşı Haydar Yeşil'in yanı sıra astsubay Abdullah Atılgan, uzman çavuşlar Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adem Gedik ve Adil Akçay, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat, Levent Ercan Gelegen, Aykut Saka, İlker Çınar ile olaya ilişkin devam eden mevcut davada da sanık olarak bulunan Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Varol Bülent Aral ve Hüseyin Yelki sanık olarak gösterilmişti.

RAHİP SANTORO... ZİRVE... HRANT DİNK... HEPSİNİ AYNI YAPI KATLETTİ

Zirve davasının avukatı Erdal Doğan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Hrant Dink davasıyla ilgili cinayette örgüt olduğuna dair tebliğnamesini değerlendirirken şunları söyledi: “Açık bir örgüt yapılanmasına işaret ediliyor. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin aslında bu davaya bakmaması gerekirdi. Başta iddianame hazırlandığı halde iddianameyi kabul etmedi, ‘örgüt yoktur’ dedi. Sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, yani soruşturmayı yapan savcılığın itirazlarıyla bu iddianame o mahkemeye gitti. Aynı görüşleri 5 yıl boyunca devam ettirdi. Zirve Yayınevi’nin son iddianamesinde yer alan, örgüt ve Özel Harp Dairesi ilişkilerindeki örgütlenme şeklinin cumhuriyet savcısı tarafından dikkatli şekilde incelenerek, örgüt yapısının bu şekilde düşünülmesi gerekiyor. Zaten Santoro, Hrant Dink ve Zirve cinayeti aynı yapının yani Özel Harp Dairesi’nin işidir diyebiliriz. Sıradan terör örgütünün işi değil, savcının da bu fotoğrafı görmesi lazım.