Cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması ile hakkında açılan davanın duruşmasında savunma yapan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Bu davaların ayıbını siyasi iktidar üstlenmiştir ve bunun hesabı da bu siyasi iktidara sorulacaktır" dedi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 2016 yılı Newroz'unda HDP Akdeniz ilçe binası önünde yaptığı konuşmada "Diktatörlük özlemlerini hayata geçirmek için Saray bu saldırıları yapıyor. Bu özlemlerini durduracağız" dediği için hakkında açılan "Cumhurbaşkanına Hakaret" davası kapsamında yargılandı. Mersin 7. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya Yüksekdağ, SEGBİS aracılığı ile katıldı.

Yüksekdağ ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın avukatları hazır bulundu. Duruşmayı HDP Milletvekili Burcu Çelik Özkan ile birlikte HDP'liler takip etti.

DİHABER'de yer alan habere göre, yapılan kimlik tespitinin ardından Yüksekdağ'ın avukatları müvekkillerinin milletvekili olması dolayısıyla dokunulmazlığı olduğunu ve dokunulmazlıkların kaldırılmasının Anayasaya aykırı olduğunu, Anayasaya göre mevcut tarih itibariyle müvekkillerinin yargılanmayacağını, bu nedenle de yargılamanın durdurulmasını talep etti. Ancak mahkeme değişiklik ile birlikte yargılamanın yapılması önünde engel olmadığını savunarak talebin reddine karar verdi.

‘DÜŞÜNCELERİMİZDEN DOLAYI CEZAEVİNDE OLMAK ONURDUR’

Ardından savunma yapan Yüksekdağ, Anayasanın 83. Maddesinin yürürlükte olduğunu belirterek, “Yani bizlerin yasama sorumsuzluğumuzu düzenleyen hüküm, kalıcı hükümdür. Korunması gereken hüküm de budur. 83. Maddeye uymayan hiçbir madde krizleri çözmeyeceği gibi sorunlar yaratmaktadır. Siyasi iktidar ülkeyi bir krizin içine sürüklemiştir. Bu krizin bedelini biz ceza olarak değil görev olarak görüyoruz. Düşüncelerimizin ve siyasetimizin dolayı cezaevinde olmak bizim için bir onurdur” diye konuştu. 

‘MERSİN’DEKİ SAVCILAR BİR KONUŞMAMDAN 5 DAVA AÇMAYI BAŞARMIŞLAR’

“Bu yargılamaları unutulacağını sanıyorlar. Hayır unutulmayacak. Hatırlanacak” diye devam eden Yüksekdağ, şöyle dedi: “Bu davaların ayıbını siyasi iktidar üstlenmiştir ve bunun hesabı da bu siyasi iktidara sorulacaktır. Geçici bir yasa ile bizi cezalandıracaklarını sanıyorlar. Bu yargılamaları siyasi kasıtla açılmış davalardır. Bunu sadece biz değil bütün dünya biliyor. Bu yargılamalar ile ülkenin prestiji ayaklar altına alınmıştır siyasi iktidar eliyle. Bizim tek suçumuz da Türkiye'nin bu yola sürüklenmesine itiraz etmemizdir. Geçici bir madde ile adı üstünde geçici bir madde.

Bu davaların açılmasına sebep olmuşlardır. Bu ülkenin insanlarını cezalandırmak istemişlerdir. Açılan davaları siyasi olduğu için siyasi davranmak siyasi değerlendirme yapmak zorundayız. Çünkü hukuki bir dava yok karşımızda. Mersin'deki savcılar bir rekora doğru gidiyorlar. Ve bunu tarih soracaktır elbet. Tarihe utançla yazılacaklar. Ama Mersin'deki savcılar çok başarılı. Yaptığım iki konuşmadan dolayı 5 dava açmayı başarmışlardır. Tebrik ediyorum bunu başarmak kolay bir şey değil öyle. Bunu tarihe ve halkımızın takdirine bırakıyorum.” 

‘İSTER PADİŞAH İSTER KRAL OLSUN’

Yaptığı konuşmadan açılan davalara bakıldığında yaptığı eleştiriler ile karşı karşıya olduğunu belirten Yüksekdağ, şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanını eleştirdiği için hakkında dava açılan insanlar nerede yargılanır? Demokrasinin olmadığı ülkelerde yargılanır. Demokrasinin olmadığı ülkelerde bir iktidar kendisini eleştiren siyasetçiye dava açar ve bunu ceza olarak görür. Sayın Cumhurbaşkanı bu devletin nasıl bir parçası ise ben de öyle bir parçasıyım. Benim bu şekilde bir Cumhurbaşkanını eleştirme hakkım vardır. İster padişah, ister kral ister bir Cumhurbaşkanı ya da Başbakan olsun fark etmez. Kimse böyle bir hakkım olmadığını Cumhurbaşkanı hakkında eleştiri yapamayacağımı söyleyemez. Bizim hakkımızda Cumhurbaşkanı hakareti aşan sözler sarf etmiştir. Yaptığımız suç duyurularının hiçbiri davaya dönüşmemiştir. Bu da yargı sisteminin kime hizmet ettiğini ortaya koymuştur.” 

‘UYARILARIM BUGÜN DE GEÇERLİDİR’

Onlarca davadan ceza alması durumunda bile sözlerinden vazgeçmeyeceğinin altını çizen Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onlarca davadan ceza da verseniz bile şerefimle yatarım, ancak sözlerimden vazgeçmem. Bunları söylemek benim en temel hakkımdır. Davacı tarafın sunduğu iddialara bakıldığında ortada inandırıcı bir çerçeve yok. Koyamamışlardır. İstediklerini yapsınlar şişme noktası vardır her davanın. Güneş balçıkla sıvanmaz. Sıvanmamış da. Aklıselimin tecelli etmesini bekliyoruz. HDP olarak bu ülkenin barışı için elimizden geleni yaptık ve yapıyoruz da. Önemli adımlar attık. Önemli işler başardık. Ve bırakılsaydı çok daha fazlasını yapacaktık. Ancak kendi iktidarlarını ayakta tutmak uğruna halka her türlü zulmü reva gördüler bu halka. Bu davanın bu şekilde açılmış olmasını kendime hakaret olarak görürüm. Sözlerimin arkasındayım.

Bugün yine söylerim. Ancak bu davanın açılması hakarettir. Hakaret bizim özel hayatımıza kişilik haklarımıza dönük saldırılar ile bize saldıranlar tarafından açılan bir davadır. Bugün Türkiye için hala iyi şeyler yapabiliriz. Ancak iktidarın başını tutanların aklıselime gelmesi gerekiyor. O gün söylediğim yaptığım uyarıların hepsi bugün de Türkiye için geçerlidir. Eğrisi ile doğrusu ile bu sözler bize aittir."

ERDOĞAN’IN AVUKATININ KÜRSÜ DOKUNULMAZLIĞI ÇIKIŞI GÜLÜŞMELERE YOL AÇTI

Yüksekdağ’ın savunmasının ardından avukatının, müvekkillerinin beraatına karar verilmesini ve davanın düşürülmesini talep etti. Avukatlar, Yüksekdağ’ın aynı konuşmaları meclis kürsüsünden de yaptığını belirterek dokümanlarını mahkemeye iletti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı ise davacı olduklarını ve Yüksekdağ’ın sözlerinin hakaret olduğunu, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini savundu. Erdoğan'ın avukatı söz konusu dökümlerin kürsü dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ve dava ile alakası olmadığını iddia ederek, reddedilmesi talebinde bulundu. Erdoğan’ın avukatının söylediği sözler duruşma salonunda gülüşmelere neden oldu. 

DURUŞMA ERTELENDİ

Mahkeme heyeti, bir sonraki duruşmayı 10 Mart 2017’ye erteledi. 

‘DOSYALARIN BİTİRİLMESİ TÜRKİYE’NİN BARIŞI İÇİN İLK ADIM OLACAK’

Duruşmanın ardından konuşan HDP Milletvekili Burcu Çelik Özkan, dosyanın ne derece siyasi bir dosya olduğunun içeriğinden de anlaşılabildiğini ifade etti. Yüksekdağ’ın Türkiye’nin içinden geçtiği sürece ilişkin tespitlerde bulunduğunu dile getiren Özkan, dosyada hukuki anlamda bir tutarlılığının olmadığına söyledi. Özkan, dosyaların siyasi olmasından dolayı kararların da siyasi olacağına vurgu yaptı. Özkan, kurgu olduğunu belirttiği dosyaların bitirilmesinin Türkiye halklarına kalıcı bir barışın tesisi için ilk adım olacağını belirterek, yaşanan gözaltı ve tutuklamaların referandum öncesinde yol temizliği olduğunu belirtti.