YPG (Halk Savunma Birlikleri) Medya Genel Sorumlusu Polat Can, Rojava’daki son durumu ve IŞİD’in sınır üzerindeki faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

Yaşanan son gelişmeler nedeniyle Rojova’nın Türkiye için öneminin arttığını belirten Can, ‘Eğer haritayı açıp incelersek YPG’nin kontrolündeki Rojava’nın, Türkiye için önemli bir savunma hattı olduğunu görürüz.’ dedi.

Polat Can’la Mutlu Çiviroğlu konuştu:

Sayın Polat Can, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD)’in Tilkoçer’e saldırmak için büyük bir hazırlık yaptığı yönünde haberler yapıldı, bu iddiaların gerçeklik payı nedir?

Evet, IŞİD gibi terörist grupların gidiş gelişleri, hareketleri bir süredir Rojava sınırında ve Irak Kürdistan Bölgesi’nde var yani yeni bir durum değil bu. Bir aydan uzun bir süredir gidiş geliş ve hareket var. Zaten Musul’a saldırmadan önce de böyle uzun süre hazırlık yapmışlardı. Bu tür hareketlerle aslında Rojava’ya gözdağı vermek istiyorlardı ama asıl amaçları olan Musul’a ve Irak Kürdistan Bölgesi’ne yöneldiler. Son zamanlarda da böyle işte, bir takım geliş gidişleri var ve bununla güçlerini gösterip Rojava’nın gözünü korkutmak istiyorlar, Rojava çevresine ve şehirlerine saldırmak gibi. Son süreçte elimize düşen bilgiler de bu yönde. Geliş gidişleri rutin, bizim alışık olduğumuz hareketler. Sürekli yapıyorlar bunu, yeni bir şey değil bu ve ciddi bir şey de değil.

Onların geliş gidişlerinden bahsediyorsunuz. Irak Ordusu’ndan ele geçirilen birçok silahın Suriye’ye götürüldüğü biliniyor. Bu konuda neler diyeceksiniz? Olası bir saldırı durumunda hazırlığınız hangi aşamada?

Başta iyice anlaşılsın diye şunu söylemek istiyorum: IŞİD’in asıl savaşı Irak’ta. Bu iyi anlaşılmalı. IŞİD’in asıl gücü ve tabanı şu an savaştığı Irak. Doğru, çok sayıda ağır silah ve askeri malzemeyi Suriye ve Rojava tarafına geçirebildiler, Şedad’dan Til Hamis’e kadar birçok yerde. Bu konuda bilgimiz var.

Şunu da söylemek istiyorum ki bir yıldır IŞİD ile savaş halindeyiz ve biz hep uyarıyorduk, IŞİD’in bölgedeki bütün devletler için tehdit olduğunu belirtiyorduk. Özellikle de Irak için büyük bir tehdit olduğu ortaya çıktı. Kimse uyarılarımızı dikkate almadı, ne yakın çevremizdeki devletler ne de dış devletler. NATO’nun, Amerika’nın Irak’a verdiği silahların büyük bir kısmı bugün en tehlikeli terörist grubun elinde. IŞİD bugün sadece Rojava için değil, Türkiye, Kürdistan Bölgesi, Irak ve Ürdün için de büyük bir tehlikedir. Yani birçok devlet için tehlike teşkil ediyor. Sınırın Suriye tarafına geçirdikleri silahlarla her nen kadar diğer bazı grupları etkisiz hale getirmek istiyorlarsa da, asıl hedeflerinin Rojava olduğunu çok iyi biliyoruz. Zaten diğer terörist gruplar, El Nusra ve İslami Cephe vb. sınırdaki birçok yeri tek bir mermi sıkmadan IŞİD’e bıraktılar.

IŞİD’in daha çok Irak’a yoğunlaştığını söylediniz. Bu tutumu neye bağlıyorsunuz?

Bunun iki sebebi ver. Birincisi, birkaç gün sonra IŞİD’e, terörizme karşı başlattığımız savaşın birinci yılı dolacak. Hatırlanacağı gibi biz geçen yıl 15 Temmuz’da bu hamleye başlatmıştık. Bir yıl içerisinde onların üst düzey birçok yöneticisi, komutanı öldürüldü. Cezire’de olsun, Efrîn’de olsun, Kobanê’de olsun birçok bölgede onlardan birçok kişi öldürüldü. Rojava içerisinde hiç ilerleme sağlayamadılar. Stratejik hiçbir noktayı ele geçiremediler. Bugün Til Hamis’ten Derezor’a kadar bir alanın onların elinde olduğu doğru. Fakat birkaç petrol bölgesi hariç, bu bölgeler şehirlerin olmadığı çöllük alanlar. En zengin, en iyi bölge onlar için bir düş, bir cennet olan Rojava bölgesi idi, Cezire, Kobanê ve Efrîn’e göz dikmişlerdi, ama her defasında güçlerimiz karşısında büyük bir yenilgiye uğradılar. YPG’nin IŞİD karşısında aldığı başarı IŞİD’in kısmen de olsa Rojava ve Suriye’den çekilmesini sağladı, bu birinci sebep.

Diğer sebebe gelirsek eğer o da Irak’ta IŞİD için ciddi bir tabanın olduğu gerçeği. IŞİD zaten Iraklı ve Saddam döneminden insanlar da kendilerini destekliyor. Ayrıca Sunni halk arasında da ciddi destekleri mevcut. Musul’da olsun, Tikrit’te olsun onlar için büyük bir taban var. Diğer taraftan da birçok örgütün, partinin ve farklı çevrelerin hedefi bugün Irak’tır. Suriye’de istenen birçok plan gerçekleşmeyince Irak’a yöneldiler ve planlarını orada bir şekilde uygulamak istediler. Bundan dolayı IŞİD daha çok Irak’a yöneldi.

Basında El Nusra’nın IŞİD’in iktidarını kabul ettiğini yönünden haberler geçiyor. Sizin elinizde de böyle bir bilgi var mı?

Doğrudur, bu birçok yerde söylendi. Biz daha önce de bunu dillendiriyorduk. Zaten biz hiçbir zaman IŞİD’i ve El Nusra’yı birbirinden ayrı tutmadık. Bize göre aynı terörizmden, aynı felsefeden beslenen, aynı fikri savunan iki grup. Aralarındaki tek fark Muhammed El Golani ve Ebubekir El Bağdadi arasındaki iktidar sorunu. Aralarında büyük bir anlaşmazlık söz konusu zaten değildi. Birçok konuda anlaşmışlardı ve Suriye’yi de bölgelere ayırıp kendi aralarında paylaşmışlardı. El Nusra bir yıldan daha uzun bir süre YPG ile savaştı ve tam anlamıyla bozguna uğratıldı. Ondan dolayı Nusra geçen yıl Temmuz ayında Rojava’yı IŞİD’e devredip Şam, Humus, Lazkiye taraflarına yöneldi. Halep’in kuzeyindeki bölgeleri, Rakka, Derezor, Haseke ve Kürtlerin yaşadıkların yerlerin tamamını IŞİD’e bıraktılar. Demek istediğim bu iki grup arasında ciddi bir anlaşmazlık söz konusu değil. Bir anlaşmazlık söz konusu ise de bu da sadece aralarındaki iktidar kaygısı ile ilgili bir şey olabilir ancak, çünkü siyasetlerinde, fikirlerinde ve hedeflerinde herhangi bir farklılık yok. Dolayısıyla Nusra’nın IŞİD’in iktidarını kabul etmesinde de pek şaşırılacak bir şey yok.

Azaz tarafında da bir takım iddialar yayıldı son dönemlerde. IŞİD’in Türkiye’yle olan sınır kapısını ele geçirmek için büyük bir saldırı yapacağı iddia ediliyordu. Bu konuda neler söylemek istiyorsunuz?

Böyle bir olasılık mümkün tabii çünkü IŞİD’in Türkiye’ye açılan bütün sınır kapılarını ele geçirmek gibi bir hedefi var. Eğer haritayı açıp incelersek YPG’nin kontrolündeki Rojava’nın, Türkiye için önemli bir savunma hattı olduğunu görürüz. Türkiye bunu çok iyi bilmeli. Sizin aracılığınızla da bunu Türkiye’ye duyurmak istiyoruz ki sınırda YPG kontrolü olması Türkiye için bir şans. Her ne kadar Türkiye IŞİD’e göz yumuyorsa da -ki bunu son dönemde birçok çevre dile getiriyor – böylesi terörist bir grubun komşuluğu Türkiye için daha da büyük bir tehlikeye dönüşebilir. Yani IŞİD hem Türkiye için, hem de dünya için büyük bir tehlike. Bunun iyi anlaşılması gerekir.

Doğrudur, IŞİD’in Azad sınır kapısını ele geçirmek gibi bir hedefi var. Büyük bir ihtimalle kendilerini Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)’ya bağlı gösteren birçok grup ve radikal İslamcı diğer birçok grup IŞİD’i kabul edip bu gruba yardım edecekler. Tek bir kurşun sıkmadan yerlerini IŞİD’e bırakacaklar. Bu tür şeyler daha önce çok defa yaşanmış ve tekrar olması da muhtemel şeyler.

Küçük çaplı da olsa Kobanê’de de çatışmalar yaşandı. Çok kısa olarak son ayrıntıları aktarabilir misiniz?

Bir süre önce Şêxler bölgesinde IŞİD’e karşı büyük bir mücadele verildi. Hem YPG hem de ÖSO’ya bağlı bazı gruplar Aşağı Şêxler bölgesini IŞİD’den tamamen temizlediler. Bu temizleme sırasında ÖSO grupları büyük yanlışlar yaptılar. Talan girişiminde bulundular, hırsızlık yapmaya kalkıştılar, insanlarımızı rahatsız ettiler fakat güçlerimiz buna fırsat vermedi. Zaten sonra IŞİD tekrar o bölgeye büyük bir saldırı gerçekleştirince bu grupların hepsi kaçtılar. O bölgede bazen köylerde, küçük yerlerde YPG ile IŞİD arasında küçük çaplı çatışmalar meydana geliyor. Genelde Rojava’da durum sakin ve Efrin’den Cezire’ye kadar bölge güçlerimizin kontrolü altında.