AKP'li eski bakanlar Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar hakkındaki Soruşturma Komisyonu’nun Yüce Divan kararıyla ilgili toplantısını erteleten itiraz dilekçelerinden ilginç değerlendirmeler çıktı.

Zafer Çağlayan’ın avukatı, mal bildiriminde saatin finansmanına yer verilmemesini, “Mal bildirimi formunda böyle bir sütun bulunmaması” gerekçesiyle açıkladı. Ayrıca Çağlayan’ın saatin finansmanını kardeşinden olan alacağıyla karşıladığı tespitine, “Tamamen yanlış, mevzuata uymayan bir değerlendirme” diye tepki gösterdi. Çağlayan ise komisyondaki ifadesinde, “Kardeşimin bana yapmış olduğu ödemeyle saatin ödemesini yaptım” demişti. Bayraktar dışındaki 3 eski bakan dilekçelerinde, MASAK uzmanınca hazırlanan bilirkişi raporundaki tespitleri hem yanıtladılar, hem de eleştiriler getirdiler.

Öte yandan soruşturmada el konulan paralar faizleriyle geri iade edildi. Reza Zerrrab'ın adamı Adullah Heppani el konulan para ve altınları teslim aldı, 55 bin TL faizi Kızılay'a bağışladı. Muammer Güler'in oğlu bankada tutulan paralarını başka bir bankaya 20 bin TL faiziyle birlikte havale ettirerek geri aldı.

MAL VARLIĞI FORMUNDA SAAT SÜTUNU YOK

Bülent Sarıoğlu'nun Hürriyet'te yer alan haberine göre, Zafer Çağlayan’ın avukatı ise bilirkişiyi yanlı davranmakla suçlayarak, savunma ve belgelere raporda değinilmediğini vurguladı. Avukat dilekçede şu değerlendirmeyi yaptı:

BİLİRKİŞİNİN YANLIŞLARI

Mücevheratın ticari bir emtiaya ilişkin olmayıp şahsi mal varlıklarından olması nedeniyle bilirkişi raporunda iddia edildiği gibi form düzenlemeleri ve vermelerinin söz konusu olamayacağı, dolayısıyla bilirkişinin bu husustaki değerlendirmeleri maddi olgularla örtüşmediği gibi her türlü hukuki ve maddi delilden de yoksundur. Saat ve piyanoya ilişkin mal bildiriminin zamanında yapılmamış olduğu ifadesi tamamen gerçek dışı, yanlış ve yanlıdır. Müvekkilim tüm mal bildirimlerini süresinde ve usulüne uygun yapmıştır.

BÖLÜM VE SÜTUN YER ALMIYOR

Bilirkişi, mal bildiriminde artış ve azalışlarla ilgili olarak herhangi bir açıklamaya yer verilmediği iddiasında bulunmuştur. Matbu hazırlanan bildirim formunda böyle bir bölüm ve sütun bulunmadığı gibi, mevzuatta da buna ilişkin düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu tespitte raporun önyargıyla hazırlandığının kanıtı niteliğindedir.

ALACAK ÇELİŞKİSİ

Keza, bilirkişinin, söz konusu saatin finansmanına ilişkin bir açıklamaya yer verilmediği, bu açıklama yerine ‘üstü kapalı’ şekilde kardeşinden olan alacağını tahsil ederek saatin finansmanını sağladığı şeklinde bir beyanda bulunmuştur. Bu beyan da tamamen yanlış, mevzuata uymayan bir değerlendirme içermektedir. Kaldı ki yukarıda bahsettiğimiz matbu mal bildirim formunda böyle bir bölüm ve sütun bulunmamaktadır.
(Oğullarının) Taşınmaz alım ve bankacılık işlemlerine ilişkin finansmanın kaynağının sadece maaşlar olduğu iddia edilmiştir. Oysa söz konusu finansman her iki düğünde elde edilen altın, mücevherat ve döviz satışından sağlanmıştır. Maalesef önyargılı rapor hazırlanmıştır. Kaldı ki bu kadar önemli bir dosyada bilirkişi, müvekkilimin soyadını dahi maddi bir hata sonucu yanlış yazmıştır. Hatta bunu düzeltme zahmetine de girmemiştir.”
- Zafer Çağlayan ise 4 Aralık’ta komisyonda verdiği ifadede, “Şirketin hisselerini devrettiğim kardeşimin bana yapmış olduğu ödemeyle saatin ödemesini yaptım ve bu da mal bildirimimde çok net bir şekilde görülmektedir” demişti. Çağlayan, milletvekillerinin yinelenen soruları üzerine benzer ifadeyi tekrarlamıştı.

Muammer Güler’in itiraz dilekçesinden satır başları şöyle:

EVİN BEDELİ ÖDENMEDİ

Eşim Neval Güler adına 2013’te Çanakkale’de aldığı evin mal beyanında yer almamasıyla ilgili; Eşime ait payın bedeli kız kardeşi tarafından ödenmiş, ancak bu bedel halen eşim tarafından ödenmemesi nedeniyle mal bildiriminde belirtilmemiştir. Bedelinin ödenmesini müteakip Ocak 2015 tarihli mal bildiriminde bu husus beyan edilecektir.

KIZIMIN HESABINA KATKI

Kızım Burcu Güler’e ait hesapların 2008 yılından itibaren çeşitli bankalara benim de katkılarımla yatırılan ve daha sonra maaş ve kira gelirleri ilave edilen miktarlar olduğu görülecektir. Bu tutarların tamamının kendi tasarrufları ve birikimlerinden kaynaklanmaması ve önemli bir kısmının aile fertlerinin katkıları ile oluşması gayet tabiidir. Mutlaka kendi birikimlerinden oluşması zorunluluğu bulunmamaktadır.

TİCARİ TERMİNOLOJİYE VÂKIF

Oğlum Barış Güler’in mal varlıklarının gelirleri ile orantılı olmadığı iddialarına gelince; Oğlum Barış Güler, İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi mezunu, 37 yaşında, çok iyi derecede İngilizce ve Rusça bilmektedir. Ticari terminoloji ve teknik seviyede bu dillere vâkıf olup 11 Aralık 2014 günlü dilekçemde yeterli açıklamalara yer verilmiştir. Ayrıca kendisinin serbest meslek mensubu olması sebebiyle mal bildiriminde bulunma zorunluluğu da bulunmamaktadır. Kaldı ki tüm bu iddialar İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca incelenerek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.

MECLİS 2013 YILI DIŞINDA YETKİSİZ

Egemen Bağış bilirkişinin “kayıtlı gelirleriyle uyumlu olmadığını” belirttiği 500’er bin liralık 3 evle ilgili kaynak bilgileri gönderdi. 3 eve ait tapu fotokopileri ve eşiyle ortak olduğu şirketlerin kâr durumunu gösteren yevmiye defterlerini Meclis’e sunan Bağış, 2013 dışındaki malvarlığı bilgilerinin soruşturulmasının ise Meclis’in yetkisinde olmadığını savundu. Bağış’ın avukatı dilekçesinde şu görüşleri kaydetti:

KEYFİ İŞLEM

2013 yılında işlendiği iddia edilen maddi menfaatlerin, 2013 yılından önce malvarlığına girmesi veya malvarlığı değerine dönüşmesi, aklen ve fiilen mümkün değildir. Komisyonun, Bakan Bağış’ın 2013 yılı öncesine ait malvarlığını araştırma yetkisi bulunmamaktadır. TBMM’nin, yasama yetkisi dışında bir yetkiyi kullanabilmesi mümkün değildir. Komisyonun Bakan Bağışla ilgili Meclis soruşturmasıyla ilgili yetkisi, 2013 yılında işlendiği iddia edilen maddi menfaat eyleminin soruşturulmasıyla ilgili ve sınırlıdır. Hukuk devletinde Anayasa’dan kaynaklanmayan bir Devlet yetkisinin kullanılması, yetkisiz, yani keyfi işlemdir.

ŞÜPHELİ HAREKET YOK

Önemli olan 2013 yılı malvarlığında olumsuz bir durumun bulunmayışıdır. Ayrıca, hukuken değil fiili gündeme getirilen 2010, 2011 yıllarında edindiği taşınmazlarla ilgili şüpheli bir malvarlığı hareketi söz konusu değildir. Hukuken değil siyaseten açıklamak gerekirse, üç konutun, bir tanesi satılan bir taşınmazın geliriyle alınmış, biri annesinden ağabeyiyle birlikte ortaklaşa devralınmış, diğeri ise inşaatın başından itibaren taksitle alınmıştır.”