17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına verilen takipsizlik kararının 5 sayfası 2 Mayıs tarihli TOKİ takipsizlik kararıyla aynı.

Noktalama işaretlerine kadar kopyalanan TOKİ davasında takipsizlik kararını veren de 17 Aralık’ın savcısı Ekrem Aydıner.

Canan Coşkun'un Cumhuriyet'te yer alan habere göre şüphelileri arasında eski bakanlar Muammer Güler ve Zafer Çağlayan’ın çocukları Barış Güler, Salih Kaan Çağlayan ile Rıza Sarraf’ın olduğu 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması takipsizlik kararı ile, aynı savcı tarafından TOKİ dosyasına verilen takipsizlik kararı arasında dikkat çekici benzerlikler bulunuyor.

Savcı Ekrem Aydıner, 17 Aralık takipsizlik kararının 5 sayfasını, noktalama işaretlerine kadar şüphelileri arasında Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar ve Ali Ağaoğlu’nun da olduğu TOKİ dosyası takipsizlik kararından kopyalamış.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Ekrem Aydıner’in kaleme aldığı 17 Aralık takipsizlik kararını 2 Mayıs 2014 tarihli TOKİ takipsizlik dosyasından kopyala-yapıştır yöntemi ile oluşturduğu anlaşılıyor.

Kararlarda, telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi ve örgüt suçlaması ile ilgili 5 sayfa tamamen aynı. TOKİ takipsizlik kararında 14. sayfasından 19. sayfaya olan kısım ile 17 Aralık takipsizlik kararında 42. sayfadan başlayıp 47. sayfaya kadar olan kısım noktalama işaretlerinden imla hatalarına kadar birebir örtüşüyor.

İletişimin denetlenmesine ilişkin 17 Aralık kararının 43. sayfasında yer alan tespit ile TOKİ kararının 15. sayfasında yer alan tespit de kopyala-yapıştır. Tespit şöyle:

“CMK. 135. Maddesi dikkate alındığında, telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi tedbirine ilişkin şartların gerçekleşmesinde kanun koyucunun sıkı bir düzenleme öngördüğü görülecektir....Bunun dışından birtakım tahmin ve varsayımlarla hareketle, bireylerin haberleşme kayıtlarına girilerek ve esasında adli maksatlı iletişimin denetlenmesi yolu tercih edilmesi gerekirken, önleme dinlemesi varmış gibi tedbire başvurmak hukuka uygun kabul edilemez.”