Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel’e Soma’da attığı tekmenin ardından tartışmalı “7 günlük iş göremez” raporu veren doktor Servan Gökhan, 14 Mayıs’ta Başbakanlık’tan telefonla arandığını, “bir hastanın geleceği ve hastanede veya yakınlarda isem tarafımdan hastanın değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin sorulduğunu’ belirtti.

Rapor vermesinin ardından büyük baskı altına alındığını ifade eden Gökhan, kendisini, “Ağrı ve hassasiyet mevcuttu. Aynı zamanda sağ dizde ve tibiada (ki bunu da rapora yazmayı unutmuşum) yumuşak doku şişliği vardı. Bu hasta aynı şekilde acil servise yine başvursa bizim kliniğimizden yine aynı şekilde istirahat raporunu alır” diye savundu.

Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli acil doktoru Servan Gökhan, raporu nasıl verdiğini meslektaşlarıyla paylaştığı bir yazı ile anlattı.

Gökhan, Başbakanlık’tan telefonla arandığını, “bir hastanın geleceği ve hastanede veya yakınlarda isem tarafımdan hastanın değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin sorulduğunu’ belirtti. Hastaneye 5 dakikalık mesafede bulunduğunu ve hastaneye gittiğini ifade etti.

Yerkel’in önce acil tıp uzmanı, ortopedi uzmanı ve bir asistan tarafından görüldüğünü söyleyen Gökhan, “Hastanın ne olduğunu sorduğumda arkadaşlarımdan yaşanan bir arbede sonrasında hastanın kliniğimize başvurduğunu öğrendim ancak olayın oluş biçimini sorma ihtiyacı bile hissetmedim. Hasta, arkadaşlarımız tarafından grafi çekimine gönderilmişti. Ben hastayı grafi çekiminde iken gördüm ve grafi çekildikten sonra hemen orada muayene ettim” dedi.

Hastanın durumuna ilişkin “Hastanın özellikle sağ alt ekstremitesinde hareketle ağrı ve hassasiyet mevcuttu. Aynı zamanda sağ dizde ve tibiada (ki bunu da rapora yazmayı unutmuşum) yumuşak doku şişliği vardı” bilgisini veren Gökhan, kendisi gelmeden önce hastanın muayene formunun doldurulduğunu ve bulguların kendi bulgularıyla aynı olduğunu kaydetti.

Gökhan, “Bu arada hastayı odama alıp oturttum ve yaklaşık 5 veya 7 gün bacağına yük bindirmemesini, kendisine istirahat raporu yazabileceğimi ifade ettim ve yazdım. Bu arada hastanın hastanemize girişi benim adıma değildi, hastaya raporu ben yazdığım için girişi kendi adıma çevirttim. Ülkemizde birçok öğretim üyesinin yaptığı gibi raporu asistan veya uzmanıma yazdırmadım ve kendi adıma giriş yaptırdım. Daha sonra hastayı önerilerle taburcu ettim” dedi.

Gökhan, kendisini üzerinin ünlülerin kendisine ilişkin sosyal medya paylaşımları yerine, meslektaşlarının ve tıp fakültesi öğrencilerinin ailesine ve eşine yaptığı hakaretler olduğunu kaydetti.

Bulunduğu üniversite yüzünden cezalandırılması gerektiğinin söylendiğini belirten Gökhan, olayın tarafsız bir şekilde değerlendirilmesini istedi. Gökhan, “Bu hasta aynı şekilde acil servise yine başvursa bizim kliniğimizden yine aynı şekilde istirahat raporunu alır. Bu raporda herhangi bir tıbbi veya ahlakdışı bir durum olduğunu ben düşünmüyorum. Kliniğimiz dışında bu hasta hangi acil servise başvursa yorum farkıyla o istirahat raporunu alır. Eminim birçoğunuz da böyle bir hastaya meslek hayatınızın bir döneminde böyle bir rapor vermişsinizdir” dedi.

Gökhan, “3 gün öncesine kadar meslek hayatı boyunca toplumsal hiçbir olayda herhangi bir otoritenin yanında yer almadığını, yaralanan gösterici, polis, katil ve hırsıza da eşit mesafede durduğunu” söyledi. Televizyon ekranlarında boy boy fotoğraflarının çıktığını, “diplomasının hakkını vermeyen, sahtekâr, yüzsüz, soysuz” olarak anıldığını belirten Gökhan, çocuğunun da kendisine “Baba sen sahteci misin?” diye sorduğunu dile getirdi.

Gökhan, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Bayazıt İlhan’ın sözlerine de karşılık da, “Sosyal medyada resimleri boy boy yayımlanan ve görüldüğü yerde yüzüne tükürülmesi gereken, kendi meslek örgütünün genel sekreteri tarafından daha aranmadan, olay soruşturulmadan hüküm giydirilen bir hekimim” dedi.