AKP İstanbul seçimlerinin yenilenmesi için YSK (Yüksek Seçim Kurulu)’ye olağanüstü itiraz etmeye hazırlanıyor.

Seçimlerin üzerinden on beş gün geçmesine rağmen hala Maltepe’de oy sayımı sürüyor.

Buradaki sayımın bitmesinin ardından YSK’nin kararını açıklaması bekleniyor.

Duvar’dan Hacı Bişkin’in haberine göre, İstanbul Barosu’nun eski Başkanı Turgut Kazan, HDP’nin hukukçu Milletvekili Mithat Sancar ve YARSAV (Yargıçlar ve Savcılar Birliği) kurucusu ve eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, olağanüstü itiraz sürecine hangi şartlarda başvuru yapılabileceğine, Maltepe’de süren oy sayımını, Büyükçekmece’de iktidarın gündeme getirdiği seçmen taşıma iddialarını değerlendirdi.

‘YSK SÜRECE İMKAN TANIYOR’

İstanbul Barosu’nun eski Başkanı Turgut Kazan, YSK’nin İstanbul sonuçlarını açıklamak için yavaş hareket ettiğini söylüyor.

Kazan, olağanüstü başvuru sürecine ilişkin şunları söylüyor:

“Bu süreci yaşamamızın nedeni İstanbul’u teslim etmemek istememeleri. İçerisinde hukukun zerresi yok. Ne yazık ki YSK, Türkiye’de bir yargı güvencesi kalmadığı için ve böyle bir yapıya bulaştırıldığı için duruma seyirci kalıyor. YSK bu seçimi bitirmesi gerekirken sürece bir çeşit imkan tanıyor. YSK’nin daha önceki kararları dikkate alındığında bu arayış kirli bir anlayıştır.

YSK’nin bir çeşit yapılacağı söylenen olağanüstü başvuru için bir çeşit bekleme kararı alması olabilecek bir şey değil. Çünkü YSK önüne gelecek şeye bakar.

YSK’nin daha önce Iğdır için verdiği ‘kesinleşmişse yapılacak bir şey yoktur’ demişken bugün kesinleşmiş seçmen listesine polis baskısıyla delil üretilmesini seyrediyor. Ne yazık ki büyük bir imparatorluk olduğu için, parası eşe dosta dağıtıldığı için ‘gerçek ortaya çıkacak başımız derde düşecek’ korkusuyla bu süreci yaşatıyorlar. Sayın Erdoğan 1994’te yüzde 25 oy oranıyla seçilmişti. Kimse teslim sırasında sayın Erdoğan’a böyle bir şey yapmayı düşünmedi.”

Kazan, olağanüstü başvuru sürecine ilişkin şöyle bir örnek veriyor:

“Şimdi başvurulacak olağanüstü hal için düşünülen model bir olağanüstü başvuru modeli değil. Olağanüstü başvuru modeli şöyle işleyebilir:

Örneğin bir ilçede 6 oyla bir parti seçimi kazanır. Fakat öteki parti diyor ki ‘6 oyla kazanılmış ama listedeki 7 insanın her biri seçimlerde oy kullanma hakkı yasaklanmış kişiler. Dolayısıyla seçmen olamazlar. Fark 6 olduğuna göre bu kişiler oy kullanmasaydı belki seçimi biz kazanacaktık’ bunlar gerekçe olur. Ali İhsan Yavuz (AK Parti Genel Başkan Yardımcısı), ‘Seçimi etkileyen bir şeyler olduğunu hissediyoruz’ diyor.

Hissetmekle seçim yenilenir mi? Seçimden sonra delil üretilmeye çalışılmaz hele polis kullanmak büyük bir ayıp. Olağanüstü hallerde tümden kanunsuzluk sayılacak şeyler vardır. Adana Kozan gibi. Kişinin mahkumiyetinin olduğunu söylersiniz YSK’de buna bakarak sonuca bakar, seçim yenilenir. Başka türlü seçim yenilenemez, düşünülemez. YSK siyasal iktidara boyun eğebilir, siyasal iktidarın yapacağını açıkladığı olağanüstü itirazı beklemesi boyun eğdiğini gösterir.”

‘OLAĞANÜSTÜ SÜRECE 4 GEREKÇE OLABİLİR’

YARSAV kurucusu ve eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ise olağanüstü itirazı üç yönden ele alınması gerektiğini söyledi:

“Seçimler birileri kazanıncaya kadar devam edecekse seçim ya bitmez ya da kazanma sağlanıncaya kadar sürdürülür. Olağanüstü itirazı üç yönden ele almak gerekiyor. Adaylar yönünden, seçmenler yönünden ve diğer. Üç boyutta seçim sonuçlarına etkili bir durum varsa mazbatanın düzenleneceği 7 gün içerisinde olağanüstü itiraz yapılabiliyor.

Buna göre de itiraz ya reddedilir ya da seçimlerin yenilenmesi kararı verilir. Mazbata düzenlenmesinden önce ise normal itiraz yolları mümkün. Sandık seçmen listeleri kesinleştikten sonra sadece sandık seçmen listelerinde yer alanlar oy kullanabiliyor. Yer almayanlar hiçbir şekilde oy kullanamaz. Bundan sonra da ‘seçmen taşındı’ gibi itirazlar asla dikkate alınmaz.”

Olağanüstü itirazın gerekçeleri nedir?

Eminağaoğlu bu soruya şu yanıtı veriyor:

“Olağanüstü itiraza dört gerekçe olabilir. Adayların Türkiye vatandaşı olmadığı, okur yazar olmadığı, yaşının yeterli olmadığı, mahkumiyetinin bulunması durumunda olağanüstü itiraza gerekçe olur. Bunların dışında olağanüstü itiraz mümkün değil. Yasadaki kavramların uygun kullanılması gerekiyor. Maltepe’deki sayımlarla ilgili olarak yasa açıkça nasıl olması gerektiğini ortaya koymuş durumda. Sürecin uzun tutulması kamuoyunda ‘zaman mı kazanılıyor, kanıt mı yaratılıyor’ gibi haklı kuşkular yaratılıyor. İptal durumunda bu kararın hukuksallığını gündeme getirecek. Seçim kurullarının sayımları sonuçlandırması gerekiyor. Tekrar sayım yoluyla torbalar açılarak, torbalara müdahale boyutunu yarattı ve süreci buraya taşıdı. Yapılması gereken sayımların hukuk içerisinde sonuçlandırılması ve seçimin halkın iradesinin gerektiği şekilde hareket edilmesi. YSK’nin de bu amacın dışına çıkmaması gerekir. Türkiye’nin bu tablodan bir an önce kurtulması gerekiyor.”

‘GEREKÇELERİN HUKUKEN TARTIŞILACAK BİR YANI YOK’

HDP’nin hukukçu Mardin Milletvekili Mithat Sancar, AK Parti’nin olağanüstü itiraz için öne sürdüğü gerekçelerin tartışılacak bir yanı olmadığını söylüyor.

Sancar şöyle konuştu: “Olağanüstü itiraz seçimlerin tümden iptali için başvurulan bir yol. AKP’nin şu an olağanüstü itiraz gerekçesi olarak kullanacağı anlaşılan durumların hiçbiri inandırıcı delil değil. AKP burada bir hukuki yolu ikna edici ve inandırıcı çerçevede işletmiyor. Burada bir hukuki imkanı kötüye kullanıyor. Seçimlerin sonucunu lehine çevirmek için zorlamalara başvuruyor. İktidarın gücünü burada devreye sokup YSK’dan kendi lehine bir karar çıkartmayı hedefliyor. AKP’nin öne sürdüğü gerekçelerin hukuken çok ciddi tartışılacak bir yanı yok.”

Kaynak: Duvar