Aralarında görevinden KHK ile uzaklaştırılarak yerine kayyum atanan Van merkez İpekyolu Belediyesi Eş Başkanı Veysel Keser'in de bulunduğu, 2012’de KCK operasyonları kapsamında tutuklanan ve sonra tahliye edilen 14 Kürt siyasetçiye 6 yıl 3 ay ve 12 yıl 6 ay arasında verilen hapis cezaları Yargıtay tarafından onandı. Yargıtay’ın aynı dairesi daha önce benzer bir davada emsal olabilecek bambaşka bir karar vermişti.

16 Kürt siyasetçinin Van 2. Ağır Caza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında, Van İpekyolu belediye eşbaşkanı Veysel Keser’e 12 yıl 6 ay, İsmail Demir’e 12 yıl 6 ay, Naif Oğraş’a 11 yıl 3 ay, M. Naim Işık’a 11 yıl 3 ay, Sait Kantarcıoğlu’na 12 yıl 6 ay, Semira Varlı’ya 10 yıl, Fevziye Şiran’a 11 yıl 3 ay, Hüseyin Dağ’a 12 yıl 6 ay, Naci Erkol’a 7 yıl 6 ay, Senar Elter’e 7 yıl 6 ay, Adil Adıyaman’a 7 yıl 6 ay, Meral Güngör’e 11 yıl 3 ay, Selahattin Bozkurt’a 6 yıl 3 ay, İbrahim Alkan’a 7 yıl 6 ay, İsak Arslan’a 7 yıl 6 ay ceza verilmiş, Yakup Ataş ise beraat etmişti. “Örgüt üyeliğinden” verilen cezanın gerekçeli kararının açıklanmasının ardından dava avukatları Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunmuştu.

Önceki hafta Yargıtay dosya ile ilgili kararını verdi. Yargıtay, 11 yıl 3 ay hapis cezası verilen Meral Güngör ile 12 yıl 6 ay hapis cezası verilen Hüseyin Dağ ile ilgili yeniden yargılama kararı verirken, diğer 14 Kürt siyasetçinin cezasını ise onadı.

İpekyolu Belediyesi Eş Vaşkanı Veysel Keser verilen cezaları siyasi bir karar olarak değerlendirirken, mahkemenin öne sürdüğü delillerin tamamının demokratik eylemler olduğunu söyledi. Keser, Newroz, 1 Mayıs, 1 Eylül Dünya Barış Günü, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü gibi etkinliklere katıldıkları gerekçesi ile kendilerine dava açıldığını, yargılamada KCK'ye üye olabilmesi için gerekli organik bağı ifade edecek somut delillerin olmadığına dikkat çekti.

Cezayı onayan Yargıtay’ın aynı dairesinin daha önce benzer bir davada emsal olabilecek bambaşka bir kararı var. Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya’nın da bulunduğu 13 kişiye verilen cezalar, Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi’nce bozulmuştu. Yargıtay kararında “..’suç’ olarak gösterilen taziye ziyaretleri, nevruz, Kürt dil bayramı, 8 Mart, Anayasa referandumunu boykot mitingleri gibi eylemlerde yapılan konuşmaların suç sayılmasının kanuna aykırı olduğu” ifade edilmişti. Aynı emsal karar bu kez görmezlikten gelinerek ceza onandı.

“MUHALEFETİN ELİNİ KOLUNU BAĞLAYARAK RAKİPSİZ SEÇİM AMAÇLAMAKTA”

KCK davalarının artık anlamını yitirdiğinin altını çizen Keser kararı şöyle değerlendirdi:

“KCK adı altında demokratik siyasetin önünü almak için dava dosyaları hazırlayan savcı ve hâkimlerin çoğu şu anda tutuklu durumdalar. Onlara adalet lazım olduğu gibi bu gün on binlerce insanı çaresiz mağdur bırakanlara da bir gün adalet lazım olacak. HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 12 milletvekili, onlarca belediye eşbaşkanı ve binlerce parti üye ve yöneticileri tutuklanmıştır. Kürtlerin tüm yaşam hakları gasp edilmektedir. Ülke büyük bir kaos şiddet umutsuzluk girdabına sürüklenmiştir. Gazeteci yazar çizer siyaseten önemli şahsiyetler tutuklanmış normal yaşam koşulları lağvedilmiştir. AKP genel başkanı “Ya baş eğecekler ya da baş verecekler” fermanıyla fiilen HDP’yi kapatmayı, sindirmeyi, muhalefetin elini kolunu bağlayarak rakipsiz 2019 başkanlık seçimine gitmeyi amaçlamaktadır. Halkımızın yaşadığı büyük trajedinin içinde bize verilen cezanın bir kıymeti harbiyesi yoktur. Sadece halkımızın demokratik mücadelesi içinde bulunmuş olmaktan dolayı bize kesilen bu ceza aslında halkımızla birlikte nefes alıp verdiğimizin bir göstergesi olarak bizi gururlandırmaktadır.” (Ercan Jan Aktaş / Demokrat Haber)