Mahallelerindeki ilköğretim okulunun bahçesinde top oynayan Selami Atalay ve arkadaşları, mahalle sakinleri ile gürültü çıktığı için tartıştı. Kısa sürede olay yerine gelen polis, önce Atalay ve arkadaşlarını dövdü, daha sonra da çocuların üzerine silahla ateş açtı. Atalay ve 2 arkadaşının ağır yaralandığı olay üzerine açılan davada, Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi, “polislerin görevini yaptığı” gerekçesi ile davayı kapatı. Atalay'ın avukatı Av. Nezahat Paşa Bayraktar davayı AIHM'e taşıdı.

İzmir’in Çiğli ilçesine bağlı Şirintepe Mahallesi’nde 14 Ağustos 2003 günü İlköğretim Okulu’nun bahçesinde Selami Atalay ve arkadaşları futbol maçı yaptılar. Mahalle sakinlerinden Hüseyin Özdemir top oynayan gençler ile ‘gürültü‘ yaptıkları gerekçesiyle tartıştı. Tartışma kısa bir süre sonra kavgaya dönüşünce olay yerine polisler çağrıldı. Olay bölgesine gelen Göztepe Polis Karakolu’na bağlı polisler, olayı sakinleştirmek yerine kavga eden vatandaşların üzerine kurşun yağdırdı. Hiçbir uyarı yapılmadan açılan ateş sonucu Selami Atalay ve arkadaşı Turgay Kıltepe çeşitli yerlerinden yaralandı. Yaralananlardan Selami Atalay felç geçirerek tekerlekli sandalyeye mahkum kalırken, Turgay Kıltepe ise sakat kaldı.

SAVCI AKLADI MAHKEME ONAYLADI

Yaşanan olay yargıya intikal etti. Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı ise yaşanan olayın failleri ve delilleri belli olduğu halde hazırladığı iddianamede ateş açan polis memurları Halil Karabıçak ve Muharrem Bayramoğlu’nu adeta aklayarak, ‘faili belli olmayacak silahla yaralama‘ iddiasıyla iddianame hazırladı. Yaklaşık 4 yıl Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davada silah kullanan ve şikayetçinin sakat kalmasına neden olan polis memurları Muharrem Bayramoğlu ile Halil Karabıçak’ın eylemlerinin, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunun 16/h maddesi gereğince vazife yaptıkları anda gerçekleşmiş olduğu kabul edildi ve "5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 24/1 maddesi gereğince haklarında ceza tertibine yer olmadığına” denilerek beraatlarine karar verildi.

‘HUKUKSUZLUĞA YARGITAY ONAYI‘

Karabıçak ve Bayramğoğlu’nun avukatı Nezahat Paşa Bayraktar mahkemenin vermiş olduğu kararı ‘temyiz‘ etmek üzere Yargıtay’a başvurdu. Yargıtay ise temyiz başvurusunu geçtiğimiz günlerde ele alarak mahkemenin vermiş olduğu kararı onayladı.

DOSYA AİHM’E TAŞINDI

Av. Bayraktar, bunun üzerine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesinde düzenlenen yaşam hakkının ihlali ve 3. maddede düzenlenen işkence yasağını ihlal ettiği gerekçesi ile Türk Devleti aleyhine AİHM'e başvurdu. Konuyu AİHM’e taşıyan Bayraktar, yargılamada yapılan adaletsizliğe dikkat çekerek, "Polisin silah kullandığı çoğu olayda olduğu gibi, insanlar üzerine mermi yağdıran ve birinin başından yaralanmasına, birinin böbreğinin alınmasına birinin tekerlekli sandalyeye bağlı hale getirecek şekilde felç geçirmesine neden olan polislere ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yargının polisi işlediği suçlardan cezasız bırakmaya devam ettiğinin göstergesidir. Bunun yanında polisin işkence yapmasını ve adam öldürme suçunu işlemesini koruduğunu göstermektedir" dedi.

‘BÖYLE ADALET OLUR MU?‘

Polisin açtığı ateş sonucu tekerlekli sandalyeye mahkum olan Selami Atalay’da verilen karara sert tepki göstererek, “Türkiye'de yargıya inanmak için hiçbir neden görmüyorum. Bu ülke bir polis ülkesidir. Savcı polisleri korudu mahkeme de buna göz yumdu“ diye konuştu. Ağır bir travma yaşadığını anlatan Atalay,"Yaşanan o olayın ardından, artık yürüyemiyorum. Ne zaman bir polis görsem o gün yaşadığım olaylar aklıma geliyor. Polisler cani bir şekilde üstümüze geldiler önce dövüp sonrada bu hale soktular. Sonra da beni bu hale sokan polisler mahkeme tarafından aklanarak serbest bırakıldılar. Böyle bir adalet olur mu, bu polislere verilen silahlar insanları öldürmek ya da yaralamak için verilmiyor. Bu silahlar insanları korumak için onlara veriliyor. Bu ülkede polis ne yapıyorsa yanına kar kalıyor. Sanki bu ülkenin korucuları polislermiş gibi, mahkemede polisleri koruyor“ diye kaydetti. (ANF)