Anayasa Mahkemesi Raportörü Yrd. Doç. Dr. Musa Sağlam, bireysel başvuruyu işleyen makalesinde vicdani ret konusunda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Sağlam, vicdani ret sorununun bireysel başvuru yoluyla Yüksek Mahkeme’nin gündemine gelmesi durumunda, mahkemenin bu yöndeki başvuruyu inceleyebileceğini belirterek, “AYM somut olayda vicdani reddin tanınması nedeniyle ihlalin varlığını tespit ettiğinde kanunu ihmal ederek doğrudan anayasaya göre kararını verebilecektir” dedi.

Mesut Hasan Benli'nin Radikal'deki haberine göre, Sağlam’ın vicdani ret ile ilgili çarpıcı değerlendirmeleri, ‘Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşunun 50. Yılına Armağan’ isimli kitapta yer aldı.

'VİCDANİ REDDİN ÖNÜNDE SADECE YASAL BİR ENGEL VAR'

Sağlam kaleme aldığı ‘1982 Anayasası ve 6216 Sayılı Kanunun Çerçevesinde Bireysel Başvuru Konusu Haklar’ başlıklı makalesinde vicdani reddin önünde sadece yasal bir engel bulunduğunu vurguladı:

“AYM’ye yapılan bir bireysel başvuruda ihlal, anayasanın tanıdığı takdir yetkisinin yasa koyucu tarafından temel hak ve özgürlüklerin ihlalini oluşturacak şekilde kullanılmasından kaynaklanabilir. Anayasanın 72. maddesinde vatan hizmetinin ‘Silahlı Kuvvetler’de veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir’ denilerek yasal düzenlemelerle vicdani reddin tanınmasına imkân verilmiştir. Ancak yasa koyucu tercihini, vatan hizmetinin salt Silahlı Kuvvetler’de yerine getirilmesinden yana kullanmıştır. Dolayısıyla vicdani reddin önünde sadece yasal bir engel mevcuttur. Bu halde, AYM somut olayda vicdani reddin tanınması nedeniyle ihlalin varlığını tespit ettiğinde kanunu ihmal ederek doğrudan anayasaya göre kararını verebilecektir.”

AİHS İLE UYUM KURULMALI

Sağlam, makalesinde Türkiye’nin AİHM’de mahkum olduğu vicdani retçi Yunus Erçep kararına da atıf yaptı. AİHM Erçep davasını AİHS’nin 9. maddesinin ihlali olarak değerlendirmişti. Kararda “Mevcut sistem, kişilerin vicdani sebeplerle hiçbir şekilde askerlik görevinden muaf tutulmasına izin vermemekte ve askerlik görevini ifa etmeyi reddeden kişiler hakkında ağır cezai yaptırımlar uygulamaktadır” denilmişti.

Sağlam, bireysel başvuru hakkının ‘Türkiye’nin imajının düzeltilmesi’ amacıyla getirildiğine de dikkat çekerek özetle “Anayasanın bireysel başvuruya ilişkin hükmü ve bu yolun getiriliş amacı dikkate alındığında insan hakları kuruluşları ve özellikle AİHM önünde ülkemizin imajının düzeltilmesi hedefi gözden kaçırılmamalıdır. Bu kapsamdaki haklar belirlenirken mümkün olduğu ölçüde AİHS hukuku ile paralellik kurulmaya gayret gösterilmesi gerekir” dedi.