Vicdani reddini açıkladığı için 27 Şubat'ta tutuklanarak askeri cezaevine konan yazar Ali Fikri Işık  hakkında açılan dava  Edirne Şükrüpaşa Kışlası Askeri Mahkemesi'nde görüldü.

Duruşmada Işık Kürtçe savunma yaptı. Işık, ‘firari’ ve ‘emre itaatsizlik’le yargılandığı duruşmada söz alarak vicdani reddini yineledi.

“Ben sivil bir insanım. Vicdani retçiyim. Bu mahkemenin beni yargılama hakkı yoktur, bu mahkeme beni yargılayamaz. Kararlarına güvenmiyorum” diyerek askeri mahkemede yargılanmasına karşı çıktı.

Askeri savcının, “sizi burada tahliye etsek tekrar firar eder misiniz?” sorusu üzerine Ali Fikri Işık; “bu sorunun akla uygun, hukuki bir cevabı yoktur, ben asker değil, vicdani retçiyim” dedi. Daha sonra mahkemeye ara verildi ve Işık bu davadan tahliye edildi.

İkinci dava ise; verilen emirlere uymadığı, askeri elbise giymediği, traş olmayıp, sayım vermediği için için “emre itaatsizlik"ten görüldü. Ali Fikri Işık; “kaldığım yer bir tutukevi değil, yasal bir karşılığı yoktur bu yaşadığımın” diye itirazda bulundu. Avukatların da, yapılan yargılamanın uluslarası hukuka aykırı olduğunu belirtmelerinden sonra kınama cezası verildi. Mahkeme 12 Haziran’a ertelenirken Ali Fikri Işık’ın askeri hastaneye sevkine de karar verildi.

Işık tahliye edilmesi ardından tekrardan askerlik yapmak üzere Merkezi Askeri birliğe getirilecek.

9 Haziran 2012 tarihinde vicdani reddini açıkladığı için tutuklanan, 4 buçuk ay sonra çıkarıldığı mahkemede Kürtçe vicdani reddini açıklayan ve ardından tahliye olan Taraf gazetesi yazarı Ali Fikri Işık, 27 Şubat'ta "askere uygun olduğu halde birliğine teslim olmamak" gerekçesiyle bir kez daha tutuklanarak Edirne Askeri Cezaevi'ne götürüldü. Tutuklandığı günden bu yana açlık grevinde olan Işık, yaşadığı mağduriyet giderilmeden açlık grevini bırakmayacağını açıklamıştı. (ANF)