Musa Anter’in 1992 yılında Diyarbakır’da öldürülmesine ilişkin 21 yıl sonra açılan dava ile birleştirilen 90’lı yıllarda birçok faili meçhul cinayetlere karışmaktan yargılanan 16 sanıklı JİTEM ana davası Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmanın sonunda kapatılan Ankara 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin dosyasında bulunan Yeşil kodlu adlı Mahmut Yıldırım'ın defteri olarak anılan belgenin ve Musa Anter'in öldürüldüğü gün Diyarbakır'a gitmesine neden olan ve Diyarbakır Belediyesi'nce düzenlenen festivale ilişkin TRT Diyarbakır Bölge Müdürlüğü'nden kamera görüntülerinin istenmesine karar verildi. Davaya 28 Aralık 2016 Çarşamba günü 10:00'da devam edilecek.

Davanın tek tutuklu sanığı Hamit Yıldırım, SEGBİS yöntemi ile duruşmaya katıldı.

Musa Anter’in oğlu Dicle Anter ve HDP Milletvekili Besime Konca da duruşmayı takip etti.

Anter ailesinin vekili Selim Okçuoğlu, İsveç’e gidilerek Abdülkadir Aygan’ın ifadesinin alınması talebinde bulundu. Okçuoğlu, gazeteciler Ferhat Ünlü ve Abdurrahman Şimşek tarafından İsveç’te Abdülkadir Aygan ile yapılan ve mahkemeye delili olarak sunulan röportajın görüntüsünün mahkemede izlenmesini istedi.

Sanık Hamit Yıldırım’ın arkadaşı olan ve tanık olarak dinlenen Ali Karagül, katliamlarla bir ilişkisinin olmadığını ve olaylardan haberdar olmadığını söyledi.

'JANDARMA İSTİHBARATI GRUP KOMUTANLIĞI'NI BEN KURDUM'

Daha sonra Veli Küçük, İstanbul’dan SEGBİS sistemi ile tanık olarak ifade verdi.

Musa Anter cinayetine ilişkin bilgisi olup olmadığını sorulan Küçük, basından duydukları dışında bir malumatı olmadığını söyledi.

Kendisine JİTEM hakkında sorular sorulan Küçük, “Benim JİTEM denilen bir oluşum ile ilgilim yok. JİTEM diye bir örgütlenmeyi bilmiyorum. Ben çıkarılan yasa ile Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı’nı kurdum. Belirli bir süre sonra teşkilat lağvedildi. Bütün personelim rütbeliydi. Yapılan kanunsuz bir eylem varsa önüme koyun” dedi.

Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı ile JİTEM'in karıştırıldığını söyleyen Küçük, “Arif Doğan ben kurdum diyor. Arif Doğan kurduğumuz komutanlıkta görev almadı” dedi. Küçük MİT Koordinatörü Mehmet Eymür’ün kendisi hakkındaki “devlet o dönem yanlış şeyler yaptı” gibi ifadelerine ilişkin ise, “1981 yılında Nusaybin’de komutandım. Mehmet Eymür de Mardin’de MİT’teydi. Böyle bir şey konuştuğumuzu hatırlamıyorum” diye yanıt verdi.

AVUKATLARDAN TEPKİ

Küçük'ün JİTEM hakkında bir bilgisi olmadığı şeklindeki yanıtlarına tepki gösteren avukatlar, “Bir dönemin en önemli görevlerinde olan, istihbarat üzerine çalışan ve Kürt illerinde de görev yapan bu şahısların nasıl oluyor da JİTEM gibi bir oluşumdan haberi olmuyor. Bunu anlamaya çalışıyoruz” dedi. Avukat Okçuoğlu, SEGBİS yönteminin sağlıklı olmadığını, Veli Küçük’ün huzurda dinlenmesini talep etti. Binbaşı Ahmet Cem Ersever’in ölümüne dair soruşturma yürüttüğü bilgilerine dair de konuşan Küçük, ajandasında çıkan notların soruşturma ile ilgisi olmadığını, Ersever’i 1973 yılından bu yana tanıdığını ve kendisine gelen bilgileri ajandasına not ettiğini anlattı. Küçük, kendisinin soruşturma yapma yetkisi olmadığını dile getirdi.

Sanıklardan Savaş Gevrekçi’yi de tanıdığını ancak nerede tanıştığını hatırlamadığını öne süren Küçük, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ı tanıyıp tanımadığına ilişkin soruya da şöyle yanıt verdi.; “Sakallı diye geçermiş. Jandarma istihbaratta çalışmak istemiş. Ben kesinlikle karşı çıktım. Örgüttün gelenleri çalıştırmıyordum. Nerede çalıştığını bilmem. Onu hiç görmedim. Hiç görüşmedik. İstihbarat gerçeğe dayanır. Senelerce örgütün içinde çalışan bir kişi gelirse bunun vereceği bilgilere itibar etmem.”

JİTEM'İ NEDEN ARAŞTIRMADINIZ?

Avukatların, “Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı bölgede kaos çıkartan örgütleri ortaya çıkarmak için kurulduysa neden JİTEM’i araştırmadınız” sorusunu yanıtlayan Küçük, “İstihbaratı bir yerde toplayıp, bir yerde yürütmek amacıyla kurduk. Ben özellikle PKK’yı kapsayan görev yaptım. JİTEM benim görevimin kapsamına girmiyor. JİTEM diye bir örgütün olmadığını söylüyorum” dedi.

Avukat Oya Aydın ise, Küçük’e, “Siz Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı’nı 1990’da kurduğunuzu, 1991 Ağustos da kaldırıldığını söylediniz. Jandarmadan Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gelen bir belgede 1987 yılında kurulduğu 1990 yılında lağvedildiği ifade ediliyor. Bu çelişkiye ne diyorsunuz” diye sordu. Küçük, “1990 da kurdum, 1991 yılında kaldırıldı. Bunu Jandarma Genel Komutanlığı’na sorun” şeklinde cevap verdi.

28 ARALIK'A ERTELENDİ

Duruşmanın sonunda tutuklu sanık Hamit Yıldırım'ın tutukluluğunun devamına ve SEGBİS yoluyla duruşmalara katılmasına, Abdüladir Aygan'ın video konferans yoluyla İsveç'ten ifade vermesi için Adalet Bakanlığı'na başvurulmasına, Yeşil kodlu adlı Mahmut Yıldırım'ın defteri olarak anılan belgenin kapatılan Ankara 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin dosyasından alınarak incelenmesi için istenilmesine, Musa Anter'in öldürüldüğü gün Diyabakır'a gitmesine neden olan ve Diyarbakır Belediyesi'nce düzenlenen festivale ilişkin TRT Diyarbakır Bölge Müdürlüğü'nden kamera görüntülerinin istenmesine karar verildi.

Davaya 28 Aralık 2016 Çarşamba günü 10:00'da devam edilecek.

Kaynak: DİHA – Evrensel – Demokrat Haber