Kayseri'de cezaevi aracında yanarak ölen 5 tutuklunun yakınları çarpıcı iddialarda bulundu. Uçakla götürülme talebinin reddedildiği savunulurken, bir mahkumun da duruşmadan sonra yola çıkarıldığı iddia edildi.

Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde cezaevi nakil aracının yanması sonucu yaşamını yitiren Abdülsetter Ölmez (35), Sinan Aşka (18), İsmet Evin (33), Akif Karabalı (24) ve Medeni Demir'in (47) cesetlerinden alınan numuneler DNA testi yapılması için Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Karşılaştırma yapılması ve ceset parçalarının kime ait olduğunun belirlenmesi için mahkumların ailelerinden de örnekler alındı. Kimlik tespiti çalışmalarının ardından cenazelerinin yarın ailelerine teslim edilebileceği belirtildi.

Akif Karabalı, Abdülsettar Ölmez, Medeni Demir ve İsmet Evin'in yakınları olayda ihmal ya da kasıt olduğunu ileri sürerek şikayetçi olacaklarını söyledi. Ölenlerden Sinan Askan’ın yakınları ise henüz Kayseri’ye gelemedi.

CEZAEVİ MÜDÜRÜ ARAYIP ÖZÜR DİLEDİ 
Yeğeni Akif Karabalı’nın cenazesini almak için Muş’tan gelen Fethullah Karabalı, yeğeninin İstanbul'a uçakla götürülmesi için yaptıkları başvurunun kabul edilmediğini ileri sürdü. Fethullah Karabalı, şunları söyledi:

"Cezaevi müdürüne 'Onunla giden arkadaşlarının da uçak biletlerini biz alalım, aynı gün gidip geri dönsün' dedik, kabul edilmedi. Akif, İstanbul’a 5 yıl önce kavga olmuş aracılık yapmış, ifadesini almaya götürüyorlar. Muş Cezaevi yüzde yüz suçludur. Cezaevi müdürü beni telefonla aradı özür diledi. ‘Özür dilemekle olmaz. Savcılığa bildireceğim’ dedim."

‘BU OLAY BİR KOMPLODUR’ 
Yanan cezaevi aracında şoförler ile jandarmalarının kurtulup, tutuklu ve hükümlülerin yanarak ölmesinin “komplo” olduğunu ileri süren Fetullah Karabalı, iddialarını şöyle sürdürdü:

"Adalet Bakanı’nın bilgi vermesi gerekir. Ne asker, ne polis, hepsi mahkum. İki üç kurşun sıksalar o kapı yine açılır. Yananlar doğu çocuğu, garibanlar. Bu ayrımcılıktır. Mazotlu arabanın motorunun yandığını ilk kez görüyorum. Benzinli ya da LPG’li yanar. Bu araçların üstüne mazot döksen yine yanmaz. Kaçak yakıttan da yanmaz. Akif'in Van'la hiç bir ilgisi yok, 36 saat orada kalıyor. Üç gün boyunca at sırtında olsa İstanbul’a giderdi. Şoförden, astsubaydan ve askerlerden şikayetçiyiz. İki avukatımızla olayı takip ediyoruz.’’ 

Fetullah Karabalı, yeğeni Akif'in askerliğini yeni yaptığını, ehliyet aldığını ve sabıkasının bulunmadığını belirterek, "Mahkum değildi. İnsan her şeyden tutuklanabilir" dedi.

'MAHKEMEDEN SONRA GÖTÜRÜYORLARDI'
Cezaevi aracında yanarak ölenlerden hükümlü İsmet Evin’in amcası İsmail Evin de cenazeyi almak için Hakkari'den Kayseri'ye geldi. Evin, "Önceki gün mahkemesi vardı. Öğleden sonra olması gereken duruşmayı öğleden önceye almışlar. Mahkemeden sonra İstanbul’a götürüyorlardı. Adalet Bakanlığı’ndan açıklama istiyoruz. Kurtulan askerlerle de görüşmek istiyoruz. Kasıt olduğunu düşünüyoruz. Suç duyurusunda bulunacağız" dedi.

Ölen hükümlülerden Medeni Demir’in oğlu Demir Demir de cezaevi aracında herkesin kurtulup sadece mahkumların yanarak ölmesinin “canilik” olduğunu söyledi.
Babasının yanmasının kaza olduğuna inanmadığını öne süren Demir, uçakla götürmelerine izin verilmediğini, kendilerine nakil aracının daha güvenli olduğunun söylendiğini ifade etti. 

'BÖYLE ÖLMEYİ HAKETMEDİLER'
Cezaevi aracında yanarak ölen tutuklu Abdülsettar Ölmez’in amcasının oğlu Baki Ölmez, "Mahkumların cayır cayır yanması seyredildi, müdahale edilmedi. Komplo değilse Adalet Bakanı bize açıklasın. Suçu ne olursa olsun böyle ölmeyi hak etmediler. Cinayet bile işlemiş olsalar bu ölümü hak etmemişlerdi. Bin 620 kilometre nakil zaten kanunen de doğru değil" diye konuştu. (Radikal)