Yaklaşık bir aydır Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan Boğaziçi Üniversitesinden dokuz erkek öğrenci ortak bir mektup yazdı.

Yazdıkları mektupta cezaevi koşullarından, kitap ve kaynaklara ulaşmakta zorluk yaşadıklarından bahseden öğrenciler, arkadaşlarının gösterdikleri dayanışmanın kendilerini özgürleştirdiğini söyledi.

Bianet’ten Elif Ünal’ın haberine göre, Silivri Cezaevinde bir aya yakın süredir tutuklu bulunan dokuz öğrenci kaleme aldıkları açık mektupta şu ifadeleri kullandı:

Sevgili Boğaziçililer,

Öncelikle, pek çoğumuza malum olanı ilan edelim. Üniversitemizin özgürlükçü, her kesimden öğrencinin ifade hakkını savunan, demokrat ve en önemlisi vicdanlı duruşu Boğaziçi Üniversitesinin kimi çevrelerce hedef tahtasına oturtulmasına ve giderek ağırlaşan, hukuktan uzak/politik yaptırımlara maruz kalmasına neden olmuştur.

Silivri Cezaevinde tutsak bulunan arkadaşlarınız olarak, bizim hakkımızda verilen hükümlerin de yukarıdaki politik bağlam dışında hiçbir izahı olmadığı kanısındayız.

Bu nedenledir ki, özgürlüğümüzün kısıtlanmış olduğu bu zindanda yatarken vicdanımız rahattır ve moralimiz yüksektir. Ancak moralimizi yüksek tutan en büyük etken, bizleri burada yalnız bırakmayan hukukçu arkadaşlarımızın sizden getirdikleri haberlerdir.

Üniversitemizde ve geniş bir özgürlükçü mecrada "yokluğumuzu fark ettirmemeniz", yaşanılan hukuksuzluğu ve hak ihlallerini olanca absürtlüğüyle gözler önüne sermeniz ve dayanışmanızla bizi burada özgür kılıyorsunuz.

Her birinize teker teker teşekkürlerimizi sunuyoruz ve dayanışmanızı en içten duygularla selamlıyoruz. Bulunduğunuz fedakârca girişimleri ve zulme karşı birlikteliğinizi kutluyor; bileşenlerin çoğalarak ve güçlenerek bu cesareti bulaştırmaya devam edeceğine inanıyoruz.

Yaşananların ve yaptırımların akademinin evrensel değerlerine; özgür düşünme, tartışma ve bilimsel üretim yapmaya bir saldırı niteliğinde olduğunu düşünüyoruz.

Üç haftadan uzun bir süredir kitap ve defterlerimize erişemememizin, gözaltı ve cezaevinin zorlayıcı koşullarının ve belki de en önemlisi üniversite ortamından alıkonulmamızın bu saldırının pratikteki yansımaları olduğunu söyleyebiliriz.

Biz bu saldırılar karşısında bulunduğumuz yeri bir üniversiteye çevirme, düşünme, tartışma ve üretim yapabilme noktasında sürekli çabalamaktayız. Matematik, felsefe, edebiyat gibi insani ve akademik değeri olan tüm konular hakkında bildiğimiz oranda düşünmeye, yazmaya ve hem kendi aramızda hem de koğuştaki diğer tutsak arkadaşlarımızla tartışmaya devam etmekteyiz.

(Umuyoruz ki yazdıklarımızı en kısa zaman içinde çeşitli yollarla size ulaştırabileceğiz.)

Buradan açık çağrımızdır: Düşünme ve üretmemiz için gerekli kitap ve kaynaklara ulaşmakta zorluk yaşıyoruz ve bu konuda da dayanışmanızı eksik etmeyeceğinizi biliyoruz.

Son olarak belirtmek istiyoruz ki, üniversitemizi ve sizleri çok seviyoruz.

Sizi özledik ve tekrar görüşeceğimiz günleri düşlüyoruz. Tekrardan dayanışmanızı selamlıyoruz. Burada yalnız olmadığımızı ve sizlerin de bizimle olduğunu, beraber olduğumuzu biliyoruz. Sizin de sizlerle birlikte olduğumuzdan emin olmanızı istiyoruz. Yılmayacağız.

Sevgi ve dayanışmayla,

Silivri Cezaevi'ndeki Boğaziçililer