Amerikan’ın Sesi’nden Hilmi Hacaoğlu, Soçi’deki Suriye Zirvesi’ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Hacıoğlu, “Türkiye, Rusya ve İran liderlerinin dün Soçi’deki “Suriye Zirvesi”nde Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, özellikle PYD/YPG üzerinde durdu.Zirve sonrası Erdoğan’ın “Milli güvenliğimize kast eden terör örgütüyle aynı çatı altında olmamızı, aynı platformda yer almamızı bizden kimse beklemesin. Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine bağlılığımızı ifade ediyorsak bu ülkeyi bölmeye çalışan eli kanlı çeteyi meşru aktör olarak göremeyiz” cümlesinin muhatabının PYD olduğuna şüphe yok” ifadelerini kullandı.

Hilmi Hacaoğlu’nun Amerika’nın Sesi’ndeki haberi şöyle:

 Suriye’de birlikte hareket eden üç ülke için bu konudaki ilk test kesinlikle daha önce Suriye Halkları Kongresi olarak tanımlanan ancak dün Suriye Ulusal Diyalog Zirvesi olarak zabıtlara geçen Soçi’deki toplantıya PYD’nin katılımı olacak. Suriye’nin üçte birini kontrol eden örgütün katılımına karşı çıkan Ankara’nın ısrarlı itirazları sonucu toplantı ertelendi ama PYD’nin davet edilmeyeceği yönünde bir açıklama gelmiş değil.

‘TÜRKİYE’NİN ÇEKİNCELERİNİ BİLİYORUZ’

Bu konu Soçi Zirvesi öncesi Antalya’da buluşan dışişleri bakanları toplantısı sonrası Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’a sorulmuş, Rus yetkili de “Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne Kürtler’in katılımı konusu ele alındı. Detaylara giremem. Bizim önerilerimiz liderlerimizin bilgisine sunulacak, onlar karar verecek” diyerek topu Rusya Devlet Başkanı’na atmıştı.

Putin dünkü basın toplantısında bu konuyla ilgili renk vermezken Sputnik Türkçe’nin haberine göre Kremlin Sözcüsü Yuri Peskov, bugün düzenlediği basın toplantısında “Türk partnerlerimizin Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit ettiğini düşündükleri güçlerle ilgili çekinceleri olduğunu biliyoruz. Ancak bu durum, bu yönde çalışma yapılmayacağı anlamına gelmiyor” dedi.

‘PYD, TÜRKİYE’NİN KIRMIZI ÇİZGİSİ’

Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Nurşin Güney, Türkiye’nin Cenevre Toplantıları’ndan beri engellemeye çalıştığı PYD temsiliyeti konusunda Soçi Zirvesi’ne taraf olan ülkeler arasında uzun ve çetin bir mücadele olacağı kanısında.

Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmelerde bulunan Profesör Güney, “Peskov’un açıklamaları da bir formül arayışı olduğunu gösteriyor ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin itirazının basit bir konu olmadığını ve milli güvenlik meselesi olduğunu ortaya koydu. Formül, 25 kilometrelik bir tampon bölge olabilir ya da Suriye Ulusal Konseyi gibi bir yapıya sınır bölgesi bırakılabilir veya Bosna Savaşı’ndan sonra imzalanan Dayton Anlaşması’nda olduğu gibi tarafların silahsızlandırılması gündeme gelebilir. Belki de Türkiye’nin Afrin’e girmesine ve orayı temizlemesine rıza gösterilir. Ama buna benzer askeri güvenceler veya imkanlar sağlanmadan Türkiye PYD’yi onaylamaz. Bu, Ankara’nın kesin kırmızı çizgisidir Suriye’de Barzani gibi bir Kürt liderliği olsa Türkiye bundan rahatsız olmazdı, ama PKK’nın Suriye kolu artık yarı profesyonel orduya sahip” dedi.

‘SAHADA HERŞEY DEĞİŞEBİLİR’

Türkiye, Rusya ve İran arasında ittifak değil “seçici işbirliği” olduğunu söyleyen uluslararası ilişkiler uzmanı, PYD’nin üç ülke arasındaki bölgesel işbirliğinin en kırılgan noktası olduğu görüşünde.

“Çünkü Rusya PYD’yi elinden kaybetmek istemiyor. Bu durum Suriye PKK’sını (PYD) Türkiye’ye karşı tehdit olarak kullanmak istemesinden kaynaklanmıyor. Onu ABD’nin etkisine teslim etmemek için kendisini buna mecbur görüyor. Belki bir vadede Esat’la pazarlıklarında da ondan yararlanabilir. PYD, bugünün Suriye’sinde ABD için de Rusya için de kullanılabilir bir piyon. Ama ben Suriye muhalefetinin de hatta daha evvel onları kullanmış olsa da Şam’ın da bu durumdan hoşnut olmadığının kanaatindeyim. Ayrıca sahada da durum her an değişebilir.”

Prof. Güney’in “sahadaki durum değişebilir” cümlesinden kast ettiği PYD ile Şam’ın karşı karşıya gelme ihtimali.

26 Eylül’de Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim “özerkliği konuşabiliriz” şeklindeki açıklamasından bir ay sonra Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat’ın danışmanı Buseyna Şaban, Suriye’nin parçalanması veya federal bir yapıya dönüştürülmesinin asla müzakere konusu olmayacağını söylemişti.

Her ne kadar Şam yönetiminin tavrı değişse de Suriye İç Savaşı’nda işbirliği yapan taraflar arasındaki sorunlar sıcak çatışmaya dönüşür mü?

Suriye Savaşı’nı yakından izleyen gazeteci Musa Özuğurlu’ya göre gidişatı PYD’nin tutumu belirleyecek.

Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Özuğurlu, “Suriye PYD’ye yani Suriye Kürtleri’ne edindikleri kazanımlarını yasaya geçirecek şekilde bir hak vermeyi prensipte kabul etti. ‘Siz Suriye Devleti’nin egemenliğini kabul ederseniz idari bir özerklik veririz.’ Ama bunun için Suriye’yi rahatsız eden ABD üslerinin bulundurulmaması şart. Ama ABD’nin Suriye sahasındaki aktörü olan PYD, bu rolünü sürdürmek isterse çatışma olur. Türkiye de böyle bir çatışma durumunda ABD’nin karşısındaki grupta yer alır” dedi.

Özuğurlu, Türkiye’nin dünkü Soçi Zirvesi’nde PYD konusunda istediklerini alamadığını düşünüyor: “Bir zamanlar Esat’lı bir Suriye’yi kabul etmeyen Türkiye bundan çoktan vazgeçti. Şimdi tek bir istekleri var. O da Kürtler’in (PYD) Suriye’de bir dinamik olarak kabul edilmemesi. Eğer onlar Soçi’de Ulusal Diyalog Kongresi’ne katılmayı başarırlarsa bu tarihi bir zafer olacak. Türkiye şimdilik bunu engellemeyi başaramadı. Her ne kadar Rusya ve İran, Kürtler’in devlet oluşumuna karşı olsa da kimlikleriyle bir meseleleri yok. Mesele PYD’yi ABD’ye kaptırmamak. Çünkü ABD, Ortadoğu’daki varlığını sürdürmek için PYD ile ilişkisini bir fırsat olarak görüyor. Bir de Türkiye’nin politikaları sonucu PYD bu kadar güçlendiği de unutulmamalı.”

Suriye’nin geleceği şekillendirmek için yapılacak Suriye Ulusal Diyalog Zirvesi’nin tarihi henüz belirlenmedi.

Ancak Soçi Zirvesi sonrasında AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, yabancı basın mensuplarına yaptığı açıklamalarda Ankara’nın Suriye’de siyasi çözümü desteklediğini ancak Devlet Başkanı Beşar Esat’ın görevinde kalmasının Türkiye’nin kırmızı çizgisi olduğunu söyledi.

Ünal, dün Soçi’de Türkiye, Rusya ve İran liderlerinin biraraya geldiği zirvede Türkiye’nin Esat’ın Suriye’nin geleceğinde rol almaması gerektiği yönündeki şartını bir kez daha vurguladığını söyledi.

(Kaynak: Amerika’nın Sesi)