Türkiye, Rusya ve Katar, Suriye'de siyasi çözüm için yeni bir üçlü girişim başlattı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'nin, Doha'da düzenlenen Üçlü Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda 'Suriye'de ayrılıkçılık girişimlerine karşı mücadele konusunda' anlaştığı açıklandı.

LAVROV: AYRILIKÇI PLANLARA KARŞI KOYMA KARARLILIĞI TEYİT EDİLDİ

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, "Rusya, Türkiye ve Katar'ın müşterek hedefleri, az önce kabul ettiğimiz ortak bildiride belirtildi. Bildiride, terörün her türlüsüyle mücadele etme, Suriye'nin toprak bütünlüğünü bozan ve komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit altına atan ayrılıkçı planlara karşı koyma konusundaki kararlılık teyit edildi" dedi.

'ORTAK DEVRİYE ÖNGÖRÜLMÜYOR'

Lavrov, Rusya-Türkiye-Katar şeklindeki yeni formatın bir yıldan uzun süre önce oluşturulduğunu ve Astana formatının yerine geçmediğini de vurgularken, yeni girişimin Ankara,-Moskova-Tahran üçgenindeki Astana sürecine takviye olacağını söyledi.

Rus bakan, Doha sürecinde üç ülkenin Suriye'de ortak kara devriyesi gerçekleştirmesinin öngörülmediğini de belirtti.

ÇAVUŞOĞLU: TÜRKİYE TERÖRLE SAVAŞMAYA DEVAM EDECEK

Ortak basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "PKK/YPG, Suriye'nin kuzeyindeki sivilleri hedef almaya, savaş suçları işlemeye devam ediyor. Son 2 ayda 25'ten fazla masum Suriyeli terör saldırılarında hayatını kaybetti. Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunmaya, sivilleri korumaya ve terör örgütleriyle savaşmaya devam edecek" ifadelerini kullandı.

EL SANİ: SURİYE BİR ARAP ÜLKESİDİR

Katar Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed Bin Abdurrahman Al Sani ise toplantıda 'Suriye dosyasını ve insani durumu' ele aldıklarını söyledi.

Üçlü toplantıda Suriye'nin toprak bütünlüğüne vurgu yapıldığını belirten Al Sani, krizin askeri yöntemlere başvurulmadan çözülmesinden yana olduklarını dile getirdi.

Al Sani, "Katar'ın neden Suriye'de bir askeri üssü olmadığı" sorusuna "Suriye'de askeri varlığımızın olmasına gerek yok. Arap topraklarının birliğini destekliyoruz. Suriye bir Arap ülkesidir" yanıtını verdi. 

Katarlı Bakan, Suriyeli mültecilerin evlerine güvenli ve gönüllü olarak dönmesi ve Suriye Anayasa Çalışma Komitesi tarafından yapılan müzakereleri desteklediklerini yineledi; insani yardımların ulaştırılması girişimini de görüştüklerini söyledi.

ORTAK AÇIKLAMADA NE DENİYOR?

Türkiye-Rusya-Katar ortak açıklamasında üç dışişleri bakanının Suriye'de kalıcı bir siyasi çözüm bulunmasına katkı sağlayacak iş birliği yollarını ele almak amacıyla Doha’da bir araya geldiği belirtildi.

Birleşmiş Milletler (BM) Şartı uyarınca, Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına olan bağlılığın vurgulandığı açıklamada, Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine dair kanaatler vurgulandı.

Açıklamada, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı ile 2012 Cenevre Bildirisi uyarınca Suriyeli tarafların siyasi çözüme ulaşmasını desteklemek için BM'nin kolaylaştırıcılığındaki siyasi süreci ilerletme taahhüdü yinelenerek, "(Bakanlar) Terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele etme ve Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğünün yanı sıra komşu ülkelerin milli güvenliğine de halel getirecek ayrılıkçı gündemlere karşı durma yönündeki kararlılıklarını vurgulamışlardır" denildi.

'ANAYASA KOMİTESİ'NE DIŞ MÜDAHALE OLMAMALI'

Anayasa Komitesi'nin önemli rolün ve Suriyeli taraflarca Komite’nin usul kuralları ve temel çalışma ilkelerine riayet edilmesi gerekliliğinin altı çizilen açıklamada, Anayasa Komitesi’nin çalışmalarında dış müdahale olmadan yapıcı angajmana verilen destek teyit edildi.

Suriye'de anayasa reformu için Anayasa Komitesi'nin sürdürülebilir ve etkili çalışmasını sağlamak için BM Genel Sekreteri Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen'in çabaları ile Suriyeli taraflar ve Komite üyeleriyle sürekli iletişim yoluyla Komite’nin çalışmalarına katkı sağlamaya yönelik tutumlar teyit edildi.

'AŞILAMAYA ÖNCELİK VERİLMELİ'

Suriye’deki insani durum ile Covid-19 salgınının etkisinden duyulan endişeye dikkat çekilen açıklamada, salgının Suriye’deki sağlık sisteminin yanı sıra sosyal, ekonomik ve insani koşullar bakımından yarattığı derin sınamanın altı çizilerek, "Bu hususta, (bakanlar) Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere, BM ve BM kuruluşlarına, COVAX girişimi dahil olmak üzere, Suriye içinde aşılamaya öncelik verilmesi çağrısında bulunmuşlardır" denildi.

Suriye'deki insani durumun iyileştirilmesi ve siyasi uzlaşı sürecindeki ilerlemenin desteklenmesini teminen, ayrımcılık, siyasileştirme ve ön koşullar olmaksızın ülke genelinde tüm Suriyelilere insani yardımı arttırmanın gerekliliği vurgulanarak, uluslararası topluma, BM ve BM’nin insani kuruluşlarına bu husustaki çabalarını artırmaları yönünde çağrıda bulunuldu.

"(Bakanlar) Sığınmacıların ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin güvenli ve gönüllü geri dönüşlerini kolaylaştırma ihtiyacını vurgulamışlardır" denilen açıklamada, bu bağlamda, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ve diğer uzman uluslararası kuruluşlar da dahil olmak üzere tüm ilgili taraflarla ortak çabalara devam etmeye hazır olunduğu belirtildi.

Suriyeli taraflar arasında karşılıklı güvene dayalı olumlu bir atmosfer yaratarak siyasi sürecin ilerlemesine katkı sağlanmasını teminen, tutukluların, özellikle de kadın, çocuk ve yaşlıların salıverilmesine dair güven artırıcı girişimlere yönelik işbirliği ve desteğin önemine işaret edildi.

Katar'a ev sahipliğinden ötürü teşekkür edilen açıklamada, "Bakanlar, bu açıklamada belirtilen ortak hedeflere ulaşmak için çabalarını sürdürme hususunda temsilcilerini görevlendirmeye karar vermişlerdir" bilgisi paylaşıldı.

Kaynak: Sputnik