İngiliz Independent gazetesinin tecrübeli Ortadoğu yazarı Patrick Cockburn, Türkiye'de pazar günü yapılacak seçimlerle ilgili bir yazı kaleme aldı.

Independent gazetesi yazarı Patrick Cockburn, 1 Kasım seçimlerinin ‘Türkiye’deki kutuplaşmayı daha da derinleştirebileceğini’ yazıyor.

Yazar, “Diktatörlüğe birkaç adım mesafede" başlıklı yazısında "Seçimlerde, 2002’den beri Türkiye’yi yöneten Erdoğan ve partisinin ne ölçüde tek parti yönetimi kurup, siyasi tekel oluşturabileceğinin belirleneceğini” öne sürüyor.

Yazıda özetle şöyle deniyor:

“Seçim henüz ortada. Ama seçim kampanyası, Kürtlerle Türkler, laiklerle İslamcılar ve Sünni çoğunlukla Alevi azınlık arasındaki fay hatlarını genişletti. Seçim sonuçları, Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki iç savaşa ne kadar daha dahil olacağını da belirleyecek.

Seçim kampanyası sırasında görülmedik derecede şiddet yaşandı. HDP binaları ve muhalif gazeteler saldırıya uğradı. Hürriyet gazetesine şimdi daha sağlam bariyerler konuyor. Ama Erdoğan’ı eleştiren tüm kurumların daimi kuşatma altında olduğu havası hakim.

Hürriyet (Daily News) yazarı Murat Yetkin, Türkiye’de kutuplaşmanın en üst seviyede olduğunu, Erdoğan’ın salt çoğunluğu elde etmesi halinde otoriter bir başkanlık sistemi kurma tehlikesinin olduğunu söylüyor.

Erdoğan koalisyonlardan ve yetkilerinin sulandırılmasından hiçbir zaman hoşlanmadı. Başarı şansı göründüğünden daha fazla olabilir, zira ordu, yargı ve medyanın büyük bölümü gibi birçok kurum ve güç merkezi, dizginlendi ve Erdoğan’ın denetimine girdi. Daha dün Ankara’da polis iki televizyon ve iki gazetesi olan Koza İpek Holding’e girdi.

AKP seçim kampanyası ve seçmenleri etkileme konusunda büyük avantaja sahip. Bir raporda TRT’nin son 25 günde yayınlarında AKP’ye 30 saat, Erdoğan’a 29 saat, CHP’ye beş saat, MHP’ye bir saat 10 dakika, HDP’ye de 18 dakika ayırdığı belirtiliyor. Erdoğan, birçok seçmen arasında hakim olan - diktatörlüğe kaymayı içermesine rağmen - AKP’nin istikrarı temsil ettiği ve tüm diğer alternatiflerin ekonomik istikrarsızlık ve belirsizliğe yol açacağı anlayışından da yararlanabilir. Türk ekonomisinde artık 2012’ye kadar görülen göz kamaştırıcı sonuçlar yok. İyi eğitimli mezunlar iş bulmakta zorlanıyor.

Suriye ve Irak’ı saran şiddet Türkiye’ye sıçradı ve IŞİD’in bombalı saldırıları Türklerle Kürtlerin ilişkilerini zehirledi. Daha da kötüsü Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesi, Suriye’nin kuzeyinde, PKK’nın bu ülkedeki kolu tarafından yönetilen bir devlet parçası kurulmasını engelleyemedi. 2012’de Orta Doğu’da büyük bir güç olmaya hazırlanan Türkiye şimdi bölgenin büyük bölümünde dışlanıyor.

Pazar günü yapılacak seçimin sonucunu tahmin etmek zor. Ama seçim şimdiden ayrıştırıcı güçleri açığa çıkardı ya da büyüttü. Erdoğan, seçimlerden sonra bunları tekrar kontrol altına almak isteyebilir ama bunu yapması kolay olmayacak.” (BBC Türkçe)