İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Bilim Danışma Kurulu, COVID-19'a bağlı ölümlerin hızlı artışını değerlendirmek üzere toplandı.

İstanbul’daki vakaların salgın boyunca dünya üzerinde kaydedilen en yüksek sayılar arasında olduğunu belirten kurul, İstanbul'da ölümlerin son 2 ayda geçmiş 5 yıla oranla 3 bin 424 kişi arttığını açıkladı.

Kurul toplantısında 4 haftalık tam kapanma önerdi. 4 haftalık süreç işletilemiyorsa en az Ramazan Bayramı sonuna kadar tam kapanmaya gitmeden kaosun atlatılmasının ve yeni ölümlerin önüne geçilmesinin olanaksız olduğu vurgulandı.

Şubat ayı ortasında İstanbul'da vaka sayısı 100 bin 60 iken, geçtiğimiz iki ayda 15.3 kat arttı ve 10-15 Nisan arasında 920'ye çıktığını belirten Kurul, bu sayının tüm dünyada salgın boyunca kaydedilen en yüksek sayılar arasında olduğu belirtildi.

"Türkiye'deki tüm vakaların yüzde 40'ının İstanbul'da" olduğu ifade edilen açıklamada şöyle denildi: "Ülke genelinde yüzde 85 olguda, bulaşıcılığı ve bulaştırıcılığı çok yüksek olan İngiltere varyantı hakim.

"1 Mart 2021'den sonra İstanbul'da fazladan 3 bin 424 ölüm gerçekleşti. Vaka sayılarının bu yükseklikte devam etmesi önümüzdeki haftalarda ölümlerin daha da yükseleceğinin alarmıdır.

"İstanbul'da 19 Nisan itibariyle yoğun bakım yataklarının yüzde 71.4'ü doldu. Kamu hastanelerinde önemli boyutta yatak sıkıntısı yaşanıyor. Sağlık çalışanları, çok sayıda kayıp vermiş, artık tükenmişlik sınırına gelmiştir.  İş yükü planlanarak sağlık personelin dinlenmesi sağlanmalı"

İBB Bilimsel Danışma Kurulu, önerilerini şöyle sıraladı:

*Zorunlu gereksinimleri karşılayan işkolları hariç tüm faaliyetler, en az 14 gün, mümkünse de 4 hafta durdurulmalıdır.

*Şehirlerarası seyahat tam kontrollü kısıtlanmalıdır

*Yüzde 75'inin aşılandığı bildirilen 65 yaş üzeri bireylerin tekrar evlerine hapsedilmesi, bu grup üzerinde bedensel hareketsizliğe ve ciddi psiko-sosyal sorunlara yol açmaktadır. Bu bireylerden 2 doz aşı vurulmuş ve son aşısının üzerinden 14 gün geçmiş olanlarının kısıtlamalardan muaf tutulmalıdır.

*Tüm konaklama tesislerinin yeme-içme mekânlarının açık olması bulaş açısından risklidir.

*Camilerde namaz ve benzeri dini faaliyetlerin tamamı kapalı alanlar yerine açık alanda en az 2 metre mesafe ile ifa edilmeli, dini ibadetler için açık alanlar alt yapı ihtiyacı karşılanarak hazırlanmalıdır.

*İlçe düzeyinde vaka sayıları, olguların meslek, cinsiyet, yaş dağılımları, mutasyonlu virüs oranları, hastanelerdeki COVID-19 yataklarının doluluk oranları kamuoyuna açıklanmalıdır.

*Başka hastalıklardan yakınanlar için COVID-19'suz hastaneler belirlenmelidir. Tele sağlık uygulamasına geçilmelidir. Özel hastanelerin COVID hastalarından fark ücretleri almamaları sağlanmalıdır.

*Olgu sayıları düştüğünde önlemler, en az iki hafta olgu sayıları izlenerek kaldırılmalıdır.

*Yaygın aşılama, yaşamın normale dönebilmesi için en önemli aşamadır.

Pandeminin kontrolü için alınacak önlemlerin yerel yönetimler, meslek odaları, sendikalar ve sivil toplum örgütleriyle birlikte planlanması ve uygulanması başarı için zorunluluktur.

*Belli bir geçim seviyesinin altında bulunan herkese ücretsiz maske temini sağlanmalıdır.

*Ev koşulları kendini izole etmeye yeterli olmayan PCR pozitif hastalara ücretsiz konaklama alanları sağlanmalı, ek psikososyal destek imkânları sunulmalıdır.

*Sağlık çalışanları, öğretmenler, veteriner hekimler başta olmak üzere halkla teması olan tüm iş kollarında çalışanlara düzenli aralıklarla hızlı PCR testi yapılmalı ve aşılamada öncelikli gruplar arasına alınmalıdır.

*İstanbul'da ulaşım yoğunluğu öğleden sonraya kaymıştır. Saat 19.00 kısıtlaması insanların temasını artırma riski taşımaktadır.  Sokağa çıkma yasağının, özellikle hafta sonu kısıtlaması öncesindeki Cuma günü diğer günlere oranla daha da geç saatlere alınması gerekmektedir.

*Halkın pandemi döneminde belediyeye ait işletmelerden aldığı hizmetlerin bedelini yapılandırabilmesi için kaynak aktarılmalıdır.