Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nden (CİSST) Berivan Korkut, 2016 ve 2019 yıllarını kapsayan bir rapor hazırladı. ‘İnsan Hakları İhlalleri Başvuru Cevapları’ adlı raporda 1 Ocak 2016 ile 31 Aralık 2019 tarihleri arasında Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü (CTE), Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER), Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu (MİHİK), Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK), ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurulları ile il ve ilçe insan hakları kurullarına yapılan başvurular ve bu başvurulara verilen yanıtların değerlendirmesi yapıldı. Raporda öne çıkan kurumlardan biri de işleyişi ve varlığı sıkça eleştiri konusu olan Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu oldu.


15 BİN BAŞVURU

Dört yıllık süre içerisinde dernek tarafından 7 ayrı kuruma 15 bin 659 başvuru yapıldı. Raporda yapılan bir değerlendirmede şu tespitte bulunuldu: “Kurulların başvurulara verdiği yanıtlarda yeterli ve efektif inceleme yapılmıyor. Bu nedenle kurul kararlarına itiraz etme ihtiyacı olduğunda hangi kurum ve kuruluşa itiraz edileceği hususunda bir boşluk bulunmakta.”

Raporda çarpıcı bölümlerden biri de Cezaevi İzleme Kurulları’na yapılan başvuru sayısının yılları göre artışı oldu. 2016-2017 yılları arasında bu kurula 400’e yakın başvuru yapılırken 2018 ve 2019 arasında bu sayı giderek arttı. Rapora göre son iki yılda Cezaevi İzleme Kurulu’na 900 başvuru yapıldı. Bu başvurulara yanıtlar ise 2016-17 yılları arasında 25 iken 2018-19 yılları arasında 16’ya kadar düştü.

YERİNDE İZLEME GİDEREK DÜŞTÜ

Cezaevi İzleme Kurulları’na yapılan başvurularda cezaevine giderek yerinde incelemede bulunma talepleri de yer aldı. Kurulun 2017-18’de farklı cezaevlerinde 19 yerinde inceleme yaptığı belirtilirken 2019 yılında ise bu sayı 2’ye kadar düştü. Yerinde inceleme için raporda şu açıklamalar yer aldı: “ Gelen cevaplarda, görüşmenin nasıl gerçekleştiğine dair bir bilgiye rastlanmadı. Tüm bu dört yıllık süreçte başvuruya sebep mahpusun hak ihlaline uğradığına dair bir rapor kurul tarafından hazırlanmadı.”

Hacı Bişkin'in Gazete Duvar'da yer alan haberine göre, raporda yer alan bir diğer konu ise ceza infaz kurumlarını doğrudan izleme yetkisi olan il ve ilçe İnsan Hakları Kurulları oldu. Kamu kurumlarıyla ilgili şikayetleri inceleyen bu kurula yapılan başvuru sayısı 2016 yılında 400’e yakınken 2019 yılında kurumlarla ilgili yapılan hak ihlali şikayetlerinin sayısı 900 oldu.

Raporda İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulu’yla ilgili şu değerlendirmeler yapıldı: “İl ve ilçe insan hakları kurullarına son dört yıl içerisinde derneğimiz tarafından 2327 başvuru yapılmıştır. Bu başvuruların sonucunda 416 başvuruya inceleme yapılarak cevap verilmiştir. 278 başvuru için de diğer kurumlara yönlendirme yapıldığına dair belge elimize ulaşmıştır. Belgeler incelendiğinde cevap verilen başvurulardan 180’inde hapishane ziyaret edilerek izleme yapıldığı ve bu izlemelerin sadece 20’sinde başvuruda bulunan mahpusla doğrudan görüşüldüğü belirtilmiştir. Verilen cevaplarda görüşmenin nasıl gerçekleştiğine dair bir bilgiye rastlanmamıştır. Dört yıl içerisinde yapılan başvurular sonucunda 9 ihlal, 20 kısmen ihlal cevabı derneğimize ulaşmadı.”

‘YERİNDE İNCELEME YAPILMIYOR’

En çok şikayetlerin ulaştığı kurumlardan biri de Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu oldu. Raporda, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na yapılan başvurular ve gelen yanıtlarla ilgili şu ifadelere yer verildi: “Dört yıl içerisinde yapılan 2 bin 254 başvurunun sadece 381’inin işleme alındığına dair kurumumuza bilgi ve belge ulaşmıştır. Bu cevaplar incelendiğinde yerinde izleme yapılmadığı, mahpusların görüşünün alınmadığı, kurumdaki belgeler ve kamera kayıtlarının incelenmediği görülmekte.”

BÜTÜN BAŞVURULARA AYNI YANITI VEREN KURUM

Çalışmalarıyla ilgili sıkça gündeme gelen Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu’nun (TİHK) karnesi de raporda detaylıca yer aldı. Görevi insan onurunu temel alarak insan haklarını korumak ve geliştirmek, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınmasını sağlamak olan kurumla ilgili raporda yer alan şu ifadeler dikkat çekti: “Başvurulara kurumun doğrudan verdiği bir cevap yok. Sadece belli aralıklarla standart cevap göndermekte.”

Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu’nun, dernekler vasıtasıyla kendisine yapılan başvurulara şu yanıtı verdiği de ortaya çıktı: “İllerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar dışında herhangi bir tüzel kişi vasıtasıyla kurumumuza yapılan başvuruların incelemeye alınmadığı…”

Raporda CİMER, Adalet Bakanlığı ve Ceza Tevkifevleri Genel Müdürlüğü gibi yetkili kurumlara da 2017 yılından sonra yapılan hak ihlali başvurularının arttığı ve bu kurumlardan da yıllar içerisinde verilen yanıt sayılarında azalma görüldüğünün altı çizildi.

SONUÇ: FARKLI TUTUMLAR SERGİLENİYOR

Raporun sonuç bölümünde yetkili kurul ve kurumların farklı tutumlar sergilediği ve objektif bir biçimde sorumlu kişilerin aydınlatılmadığı belirtildi: “Sivil toplum açısından Türkiye hapishanelerinde uzun süreden beri hak temelli izleme yapılamaması, raporda anılan kurulların hapishane alanındaki sorumluluğunu daha önemli hale getirmekte. Bu kurulların insan hakları bağlamında alandaki etkisi, başvuru mekanizmalarını en aktif kullanan kişi ve kuruluşlardan biri olan CİSST için son derece önemlidir. Rapor değerlendirildiğinde ise mekanizmaların bağımsız ve yerinde izleme yönünün eksik olduğu, aynı kurul yapısının farklı adli yargı bölgelerinde ve illerde farklı tutumlar sergilediği, bir hak ihlaline ya da hak ihlali iddiasına karşılık objektif ve detaylı olarak ilgililerin aydınlatılmadığı görülmekte. Tüm bunlar, başvuru mekanizmalarının etkililiğinin arttırılmasına işaret eden önemli verilerdir.”