KHK ile karara bağlanan "tep tip kıyafet" uygulamasının masumiyet karinesini ihlal edeceğini vurgulayan insan hakları savunucuları, “Uygulamayla birlikte işkence sistematik bir hal alacak” dedi. 

Olağanüstü Hâl (OHAL) kapsamında Bakanlar Kurulu tarafından hazırlanan 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile (KHK) tutuklulara “tek tip kıyafet” uygulaması getirildi. KHK'leri “insanlık suçu” olarak tanımlayan insan hakları savunucuları, hukuki tüm yollara başvurulacaklarını ve tepkilerini ortaya koyacaklarını belirtti.  

'KÜÇÜK ABD OLMAK İSTİYORLARDI, OLDULAR'

Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı (TİHV) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, "tek tip kıyafet" uygulamasının “işkence” olduğuna dair yapılan sosyal ve bilimsel araştırmalar olduğunu ifade ederek, "Öncelikle 'tek tip' giysinin hükümlü dahi olsa ayrımcılık içerir.

‘Tek tip' giysinin insanları damgalayan, toplum gözünde dışlanmaya neden olan ağır bir hak ihlali olduğunu söylemek gerekiyor. Uygulama, adalet mekanizması içinde de masumiyet karinesini ortadan kaldıran ve hem topluma hem de cezaevi personeline bu kişilerin suçlu olduğu algısını yaratan bir olgudur. Bu uygulamayı çıkaranları kutlamak gerekiyor" sözleriyle tepki gösterdi. Guantanamo ve Ebu Gureyb cezaevlerinde ABD'nin uygulamalarının Türkiye'de hayata geçebileceğini ifade eden Fincancı "Eskiden küçük ABD olmak isterlerdi ve şimdi oldular" dedi.

‘İNSANLIK SUÇU OLARAK TARİHE GEÇECEKTİR’ 

KHK'lerin çıkarılış biçimini de “işkence türü” olarak değerlendiren Fincancı, şöyle dedi: "KHK'ler genelde sabaha karşı ve hafta sonları açıklanıyor. İnsanlar yeniden aşlarından, işlerinden edildi. Çalışmayan bir OHAL Komisyonu ve bu duruma tepkisiz bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) var. Tüm bunlar bir belirsizliği ve bilinmezliği ortaya çıkarıyor. Bu bilinmezlik işkencenin bir türüdür. İşkence kişiye dönük değildir sadece.

Bir kişiye yapılan işkence, topluma dalga dalga yayılan bir şiddet suçudur. İşkenceyle toplum sindirilmeye çalışılmaktadır. KHK'ler insanlık suçu olarak tarihe geçecektir. Hesap verilebilirlik ilkesi çerçevesinde KHK'lerin mimarları mutlaka hesap verecektir günün birinde." Fincancı, hukuki sürecini değerlendireceklerini ve tepkilerini ortaya koymaya devam edeceklerini vurguladı. 

‘ÇOK AĞIR SONUÇLAR DOĞURACAK'

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri de, “tek tip kıyafet" uygulamasının işkence ve tutukluların kişiliklerine yönelik ağır bir saldırı olduğunu dile getirerek, KHK ile böyle bir uygulamanın gündeme getirilmiş olmasının çok vahim olduğunu ve ağır sonuçlar doğuracağını söyledi. “Tek tip kıyafet”in hukuka aykırı bir düzenleme olduğunun altını çizen Yoleri, sadece “Terörle Mücadele Kanunu (TMK)” çerçevesinde yargılananlara uygulamasını da hem Anayasa hem de uluslararası sözleşmelerde yer alan “ayrımcılık” yasağına aykırı olduğuna vurgu yaptı. 

‘İŞKENCE SİSTEMATİK BİR HAL ALACAK’ 

“Tek tip kıyafet"in masumiyet karinesini de ihlal eden bir durum olduğuna dikkat çeken Yoleri, “Çünkü elbise giydirdiğiniz kişiyi ‘terör’ suçlusu olarak kabul ediyorsunuz. Dolayısıyla o kişi hakkında henüz hüküm verilmediği halde yargılamış ve hüküm vermiş görüntüsü veriyorsunuz. ‘Tek tip elbise’yle gelen kişilerin suçlu olduğuna dair hakim ya da heyette daha kuvvetli bir kanaat oluşuyor. O kişiler daha fazla ceza alıyor. Uluslararası çalışmalarda da mevcuttur. Bu kararla birlikte işkence, sistematik bir hal alacak” diye konuştu.

‘HERKES DUYARLI OLMALI’

KHK’lerin nasıl iptal edilebileceğine ilişkin bir belirlemenin olmadığını ifade eden Yoleri, bireysel başvurularla uluslararası alandaki bazı mekanizmalar nezdinde tekrar değerlendirilebileceğini ancak çok dolaylı ve zaman alacağını kaydetti. Hükümetin bir an önce bu yanlıştan vazgeçmesi gerektiğini ifade eden Yoleri, sadece insan hakları örgütlerinin değil toplumun tüm kesimlerinin de duyarlı olması gerektiğini söyledi. 

'İZİN VERMEYECEĞİZ’ 

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ) de, "KHK’larınızı tanımıyoruz! Tek tip elbise dayatmasına izin vermeyeceğiz!” başlığıyla yazılı açıklama yaptı. OHAL ile birlikte toplumun her yanına yönelen baskılardan ve saldırılardan en büyük payı cezaevlerinin aldığının belirtildiği açıklamada, "KHK ile -şimdilik- duruşmalara giden siyasi tutsakların tek tip kıyafet giymesi zorunlu hale getirildi. Tek tip elbise dayatması tutsakları teslim alarak toplumu teslim alma saldırısıdır.

Devrimci tutsaklar bu saldırıya karşı ‘Bize giydirilmeye çalışılan o tek tip elbiseyi parçalamaya hazırız ve kararlıyız’ diyerek mücadeleye hazır olduklarını defalarca kez söyledi. Bizler de dışarıda devrimci tutsakların mücadeleleri etrafında kenetleneceğiz. Çocuklarımıza, evlatlarımıza, anne ve babalarımıza, yoldaşlarımıza tek tip elbise dayatmasına izin vermeyeceğiz" denildi. 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı