Girne Askeri Mahkemesi, er Uğur Kantar davasında, er gardiyan olan üç sanığın sivil mahkemede yargılanmasına ve tutukluluk hallerinin devamına, ayrıca, erlerden Ayhan Arslan 13 Aralık'ta terhis olduğu için, duruşmasının, memleketi Elazığ Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine karar verdi.

 

KKTC'deki Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri (KTBK) Komutanlığı'na bağlı birliğinde askerlik yaparken, gördüğü işkence sonucu, tedavi gördüğü GATA'da 12 Ekim'de hayatını kaybeden er Uğur Kantar'ın, ilk duruşması 18 Kasım'da yapılan davasına Girne Askeri Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya, Kantar'ın babası Aydın Kantar ve aile yakınları ile ailenin avukatları Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve Teoman Özkan katıldı. Avukat Selçuk Kozağaçlı, duruşmaya verilen arada basına yaptığı açıklamada, mahkemenin bugün, kendileri açısından önemli; kendilerinin ve savcının talebine uygun bir ara karar verdiğini ifade ederek, "Bizim talebimize kısmen uydu, bu yüzden temyiz etmeyi değerlendireceğiz” dedi.

 

Sanıklardan üçünün er gardiyan olduğunu anımsatan Kozağaçlı, "Bu üç sanık hakkında, işkence suçu askeri ceza kanununda bulunmadığı için ve bu sanıklardan Ayhan Arslan ayın 13'ü itibariyle terhis olup artık sivil kişi olduğu için sivil mahkemeye sevk edilmesine karar verdi. Bu üç sanığın işkence suçu ile sivil mahkemede yargılanacak olması çok önemlidir. Bu nedenle savcının bu yöndeki talebini doğru ve haklı buluyoruz. Mahkemenin verdiği karar da uygundur, biz de talep etmiştik” diye konuştu.

 

Ayhan Arslan'ın duruşmasının Elazığ Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüleceğini ve sivil olan sanıkların askeri hapishaneden sivil hapishaneye sevk edileceğini bildiren Kozağaçlı, Elazığ'daki duruşmanın, gerekli yazışmalardan sonra belli olacağını kaydetti. Sanıklarının tutukluluk hallerinin devanına da karar verildiğini ve bunun da “doğru bir karar olduğunu” belirten Kozağaçlı, “Çünkü henüz yargılamaya başlayamadık, kendi sorguları alınmadı, tanık beyanları alınmadı” dedi.

 

Hapisane komutanı sanık astsubayın “görevi ihmal” suçu ile yargılanmasına katılmadıklarını ifade eden Kozağaçlı, komutanın “ihmal suretiyle işkence suçuna ve işkenceyle adam öldürme suçuna iştirak ettiğini” savundu. Kozağaçlı, bu konuda, Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Metris Hapishanesi'nde ölen Engir Çeber'le ilgili aldığı karara atıf yaptı. Kozağaçlı, hapishane komutanı astsubayın tutuksuz olduğunu ve hiç bir yargılamaya katılmadığını, “bunların kabul edilemeyeceğini” kaydetti.

 

“KORKUNÇ FİLLER...”

 

Askeri savcının, davanın tanıklarını dinlerken, ortaya başka eylemler çıktığını ifade eden Kozağaçlı, şöyle konuştu:

 

“Bunlar çok kapsamlı eylemlerdi, bu hapishanede sistemli olarak işkence yapıldığını gösteriyordu. Çünkü, Uğur'un ölümüyle ilgili tanık dinleyen savcı, bir de bakmıştı ki, tanıkların her birinin işkence hikayesi var. Sadece Uğur'un ölümüne ilişkin tanıklıklarını anlatmıyorlar. Aynı zamanda bu kişilerin kendilerine yaptıklarını da anlatıyor. Bunlar arasında korkunç filler var; sıcakta susuz ayakta bekletmek, saatlerce esas duruşta bekletmek, bir taşın üzerinde oturmayı emretmek, imkansız fiziksel hareketlere zorlamak, kabadayak gibi tamamı Türk Ceza Kanunu'na göre işkence olan, uluslarasası sözleşmelere aykırı fillerdir bunlar.

 

Bugün mahkeme bu filleri işkence kabul etmediğini göstermiş oldu. Bu hapishane komutanını ve işkence fiiline katılmış diğer gardiyan ve onbaşıları askeri mahkemede yargılamaya devam edeceğini söyledi. Bunları basit yaralama filleriyle veya görevi ihmal fiilleriyle yargılıyorlar. Bunlar üst sınırı 3 yıla kadar olan filler. Yani mahkemeye, bu askeri cevaevinde sistematik olarak işkence yapıldığı iddiamızı şu aşamada kabul ettirememiş görünüyoruz.”

 

Kozağaçlı, komutanların, cezaevindeki işkenceden “mutlak haberdar olduklarını” savunarak, dosyadaki her sanığın işkence suçundan; hapishane komutanının “Uğur'un katledilmesine iştirakten” yargılanması; savcılık soruşturması dışında kalan tabur, alay ve garnizon komutanlarının bu konudaki sorumluluğunun açığa çıkartılması gerektiği görüşünde olduklarını söyledi. Kozağaçlı, Elazığ ve KKTC'deki yargılamayı takip edeceklerini belirtti. Uğur Kantar'ın babası Aydın Kantar da aile olarak çok ağır bedeller ödediklerini, zor günler geçirdiklerini, rahat konuşamadığını ifade ederek, “sadece Uğur değil, bir çok gence işkence yapıldığını” söyledi.

 

Askeri ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni kötülemediğini belirten Aydın Kantar, “Eğer kötüleyen biri varsa bu muameleyi yapan, bu işkenceyi yapan insanlar yapıyor. Dışarıdaki çocuklar onlardan korkuyor. Askere gelmemek için korkuyor. Sadece Uğur değil...” dedi. Uğur'a işkence yapıldığını, bunu yapanlara insan denemeyeceğini kaydeden Aydın Kantar, “Allah'ın adaleti ve adaletimize güveniyoruz. Sonuna kadar güveniyoruz. Bu işkence yapılmıştır, bunun da bedelini ödeyecekler. Kanunda bedeli ne ise ödeyecekler” diye konuştu. Duruşmaya öğleden sonra, tanıkların dinlenmesiyle devam edilecek. Bu arada, davayı takip eden, Kıbrıs Türk İnsan Hakları Vakfı üyesi Avukat Ceren Göynüklü ve “Vicdani Ret İnisiyatifi” üyesi Murat Kanatlı da süreci yakından takip edeceklerini söyledi.